26 Mart 2010

GÖZ İÇİ TÜMÖRLER

Soru 452
İris melanomu ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Açık göz rengine sahip bireyler daha fazla risk altındadır.
B- Genelde inferior iriste görülür.
C- Sekonder glokoma sebep olabilir.
D- Bazı varyantları hiperkromi yapabilir.
E- Sıklıkla korektopiyle birlikte bulunurlar.

Doğru cevap E seçeneğidir. Uvela melanomlar açık göz renkli bireylerde çok daha fazla görülür. (3 kat) okuler melanositoz, ota nevüs ve displastik kutane nevüslerle beraber risk artar. Yavaş büyür. İris inferior yaısında yer alır. En azından 3x1 mm boyutunda pigmentli veya pigmentsizdir. Pupiller distorsiyon ve ektropion uvea yapabilir. Çıya ilerlerse glokom sebebidir. Nadir varyantlarından stroma içine diffüz büyüyen melanomda unilatreal hiperkromi görülür. Diğer varyant olan topioca melanomada iris yüzeyine yerleşmiş çok sayıda nodul vardır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 321-2

Soru 453
Hangisinin iris melanomuyla karışması ihtimali daha azdır?
A- Saat 10-2 kadranlarında iris nevüsü
B- saat 3-8 kadranlarında tutulum gösteren ve öne yayılmış silier cisim melanomu
C- saat 7 kadranında yerleşmiş iris kisti
D- Tüm iris sathında yayılmış metastazlar
E- Saat 5-9 kadranlarında açıda tutulum yapan iris pigment epiteli adenomu

Doğru cevap A seçeneğidir. İris melanomları üst yarıyı tutmazlar. Ayırıcı tanıda iris nevüsü, silier cisim melanomu (öne yayılmış), iris metastazları (hızlı büyür, pembe veya sarı renklidir. Ön üveit ve hifemayla komplike olabilir), primer iris kisti, iris pigment epiteli adenomu, leiomyom (alt yarıyı tutmayabilir ve amelanotik melanoma benzer.)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 322

Soru 454
İris melanomu tedavisinde kullanılmayan hangisidir?
A- Geniş iridektomi
B- Brakiterapi
C- Diod LASER fotokoagülasyon
D- Yüklenmiş partiküllü radyoterapi
E- Enükleasyon

Doğru cevap C seçeneğidir. Diğer 4 yöntem kullanılsa da Diod LASER fotokoagülasyon kullanılmamaktadır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 323

Soru 455
İris nevüsleri hakkında hangiis yanlıştır?
A- Tipik olarak pigmentlidir.
B- Ektropion uvea sebebi olabilirler.
C- Diffüz iris nevüsü Cogan-Reese sendromunda görülür.
D- Diffüz iris nevüslü hastalarda hipokromi görülür.
E- Lisch nodulleri nörofibromatozis tip 1 de görülür.

Doğru cevap D seçeneğidir. Hiperkromi diffüz iris nevüsünün kriptaları örtmesiyle gelişir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 323

Soru 456
İris kistleri ile ilgili olrak hangisi yanlıştır?
A- Primer olanlar bilateraldir.
B- Primer olanlar genellikle epitelyum kaynaklıdır.
C- Myotiklere bağlı gelişebilir.
D- Primer olanlar genellikle semptomatiktir.
E- Stromal kistler çocuklarda görülür.

Doğru cevap A seçeneğidir. İris kistleri tek taraflıdırlar. Primer olanlar genelde pigment epiteli kaynaklıdır. Genelde sabit seyirli ve asemptomatiktir. İris ve silier cisim melanomlarıyla ayrılmaları gerekir. Primer olanlardan epitelyum kökenliler koyu kahverengi olup transluminasyon verir. Pupilla kenarına yakındır. Stromal kistler genellikle çocuklarda meydana gelir. İçlerinde sıvı bulunduran saydam ön duvara sahip kistlerdir. Sekonder kistler ise göz içi cerrahisi, travma ve uzun etkili myotiklere bağlı gelişir. Bunlar sıklıkla büyüyerek ön üveit ve glokom sebebi olabilirler.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 323-4

Soru 457
Silier cisim melanomuyla ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Tümör alanında episkleral damarlar dilate haldedir.
B- Astigmatizmaya sebep olabilir.
C- En iyi prognoz 360o yayılan tümörlerde görülür.
D- Medulloepitelyoma ayırıcı tanıda yer alır.
E- Tedavide iridosiklektomi yapılır.

Doğru cevap C seçeneğidir. En kötü prognoz 360o yayılan tümörlerde görülür. Pupilla dilate edilmeden görülmesi hayli zor olan silier cism melanomunun bulunduğu kadranda nöbetçi damarlar denilen episkleral damarların genişlemesi görülür. Tümör skleral venlerle yayıldığından bazen konjonktival melanom zannedilen koyu renkli epibulber kitle oluşur. Lense bası ile astigmatizma, subluksasyon ve katarakt gelişebilir. Öne erozyon ile iris melanomunu taklit edebilir. Arkaya yayılırsa retina dekolmanı sebebi olabilir. Nekroze olursa ön üveit meydana gelebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 324-6

Soru 458
Hangisi lobuler ve kistik yapıda olup çepeçevre silier cisim melanomu ayırıcı tanısında yer alır?
A- Medulloepitelyoma
B- Uveal effüzyon sendromu
C- Metastazlar
D- Adenokarsinom
E- Leiomyoma

Doğru cevap B seçeneğidir. Silier cisim melanomu ayırıcı tanısında; medulloepitelyoma (diktiyoma da denilen bu tümör pigmentsiz silier epitel kaynaklıdır), uveal efüzyon sendromu (çepeçevre silier cisim melanomuyla karışır. Bununla beraber lobuler ve kistik oluşu ayırıcı atnıda önemlidir.), konjenital epitelyal iridosilier kistler ve diğer silier cisim tümörleri (metastazlar, adenokarsinom, kistik adenom, leimyoma, hemanjiom) yer alır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 325

Soru 459
Silier cisim melanomu ayırıcı tanısında yer alan tipik olarak hayatın ilk 10 yılında silier cisimde kitlesel lezyon, yüksek göz içi basıncı ve/veya katarakt ile birlikte bulunan görme kaybıyla ortaya çıkan tümöral lezyon hangisidir?
A- Medulloepitelyoma
B- Uveal effüzyon sendromu
C- Metastazlar
D- Adenokarsinom
E- Leiomyoma

Doğru cevap A seçeneğidir. Medulloepitelyoma (Diktiyoma) pigmentsiz silier epitel kaynaklıdır. Tipik olarak hayatın ilk 10 yılında silier cisimde lezyon, yüksek göz içi basıncı ve/ya katarakt ile birlikte bulunan görme kaybıyla ortaya çıkar. Kesin tanı enükleasyon sonrası konabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 325

Soru 460
Aşağıdaki bulgulardan hangisi silier cisim melanomunda iridosiklektomi endikasyonudur?
A- Büyük silier cisim melanomları
B- Anterior koroidi etkileyen silier cisim melanomları
C- Açının 1/3 den fazlasını tutumuş durumdaki büyük silier cisim melanomları
D- Açının 1/3 den azını tutmuş durumdaki küçük silier cisim melanomları
E- Sekonder glokom varlığı

Doğru cevap D seçeneğidir. İridosiklektomi açının 1/3’den daha azını tutmuş durumdaki küçük ve orta boy tümörler için endikedir. En ciddi komplikasyonu vitre içi hemoraji, retina dekolmanı ve rezidüel tümör kalmasıdır. Enükleasyon ancak büyük tümörler ve anterior koroidi etkileyen durumlarda tercih edilir. Sekonder glokom varlığı schlemm kanalının yaygın tutulumu manasına geleceğinden yine nenükleasyon endikasyonudur. Silier cisim melanomlarında radyoterapi bir diğer yöntemdir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 326

Soru 461
Erişkinlerde en sık görülen primer malign göz içi tümörü hangisidir?
A- Melanom
B- Hemanjiom
C- Melanom
D- Lenfoma
E- Retinoblastom

Doğru cevap A seçeneğidir. En sık görülen göz içi tümörler metastazlardır. Erişkinlerde en sık görülen primer malign göz içi tümörü koroid melanomu iken çocuklarda en sık görülen primer malign göz içi tümörü retinoblastomdur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 326, 334, 337

Soru 462
En sık görülen koroid tümörü hangisidir?
A- Retinoblastom
B- Melanom
C- Metastaz
D- Lenfoma
E- Hemanjiom

Doğru cevap C seçeneğidir. En sık görülen göz içi tümörler metastazlardır. Erişkinlerde en sık görülen primer malign göz içi tümörü koroid melanomu iken çocuklarda en sık görülen primer malign göz içi tümörü retinoblastomdur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 326, 334, 337

Soru 463
Çocuklarda en sık görülen primer malign tümör hangisidir?
A- Metastaz
B- Melanom
C- Lenfoma
D- Retinoblastom
E- Hemanjiom

Doğru cevap D seçeneğidir. En sık görülen göz içi tümörler metastazlardır. Erişkinlerde en sık görülen primer malign göz içi tümörü koroid melanomu iken çocuklarda en sık görülen primer malign göz içi tümörü retinoblastomdur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 326, 334, 337

Soru 464
Koroid melanomu ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- En sık görülen primer malign göz içi tümördür.
B- Işık topları biçiminde ışık çakmaları görülebilir.
C- Tipik olarak zeminden kabarık ve subretinal oval kitle görülür.
D- Genellikle amelanotik görünümdedir.
E- Optik sinir tutulumu nadirdir.

Doğru cevap D seçeneğidir. Genellikle kahverengi olsa da alacalı veya amelanotikte olabilir. Hastaların üçte birinde gün içinde 2-3 kere seyahat eden ışık topları biçiminde ışık topları görülebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 326

Soru 465
Koroid melanomu ayırıcı tanısında hangisi yer almaz?
A- Metastazlar
B- Retina dekolmanı
C- Koroid dekolmanı
D- Posterior sklerit
E- Toksoplazma koroiditi

Doğru cevap E seçeneğidir. Koroid melanomu ayırıcı tanısında; metastazlar, retina ve koroid dekolmanı, posterior sklerit, büyük koroidal nevüs, lokalize koroidal hemanjiom, sarkoidoz ve tüberküloza ait koroidal granülomlar, yaşa bağlı neovasküler maküla dejenerasyonu yer alır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 327

Soru 466
Koroid melanomu tanısı ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Binokuler indirekt oftalmoskopi ile vakaların çoğunda tanı koymak mümkündür.
B- USG tümör boyutlarının netleştirilmesinde kullanılır.
C- FFA’da alacalı bir floresans gösterir.
D- Bilgisayarlı tomografi ayırıcı tanıda USG’den üstündür.
E- Renkli dopler USG pigmentli lezyonların hemorajilerden ayrılmasında faydalıdır.

Doğru cevap D seçeneğidir. Bilgisayarlı tomografi ne tümör boyutlarını hesaplanması, ne de ayırıcı tanıda USG’den üstün değildir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 327-8

Soru 467
Hangisi koroid melanomu tedavisinde kullanılmaz?
A- Brakiterapi
B- Evisserasyon
C- Transpupiller termoterapi
D- LASER fotokoagülasyon
E- Transskleral lokal rezeksiyon

Doğru cevap B seçeneğidir. Tedavi ele alnırken tümörün büyüklüğü, aktivitesi, yayılımıve gözle görülür aktivite göstermesi, diğer gözün durumu ve hastanın genel sağlık durumu dikkate alınır. Uygulanan tedavi yöntemleri plakla yapılan radyoterapi (brakiterapi), yüklenmiş partiküllü radyoterapi, transpupiller termoterapi, LASER fotokoagülasyon, transkleral lokal rezeksiyon, enükleasyon, ekzantrasyon, ve ilaçlarla palyatif tedavidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 328-9

Soru 468
Uvea melanomlarında Callender sınıflamasına göre en sık görülen tipler hangileridir?
A- Mekik hücreli-epiteloid hücreli
B- Mekik hücreli-nekrotik
C- Epiteloid hücreli-nekrotik
D- Mikst hücreli-mekik hücreli
E- Mikst hücreli-epiteloid hücreli

Doğru cevap D seçeneğidir. En sık mekik hücreli (%45) ve mikst hücreli (%45) görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 330

Soru 469
Koroid melanomlarında hangisi prognoza en az etkilidir?
A- Boyut
B- Ekstraskleral yayılım
C- Lokalizasyon
D- Yaş
E- Cinsiyet

Doğru cevap E seçeneğidir. Prognozu olumsuz etkileyenler; histolojik özellikler (epiteloid hücre hakimiyeti en kötü prognoza sahipken, mekik A en selim tabiatlı olanlarıdır. ), boyut (büyük boyut kötü prognostik), ekstraskleral yayılım, yerleşim (anterior yerleşim geç tanı aldığından en kötü) ve yaştır. (yaşlılarda daha kötü)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 331

Soru 470
Koroidal nevüsde ayırıcı tanı açısından önemli olan hangisidir?
A- 4 mm çapında, 0.5 mm kalınlığında olması
B- Asemptomatik olması
C- Makulanın 3 mm temporalinde olması
D- Koyu refle vermesi
E- Lezyon sathı üzerinde seröz dekolman olması

Doğru cevap E seçeneğidir. Şüpheli koroidal nevüs aısından önemli olan faktörler şunlardır; semptomatik olması, çapının 5, kalınlığının 2 mm üzerinde olması, yüzeyinde lipofuscin pigmenti (portakal rengi) bulunması, sathı üzerinde veya inferiorunda seröz dekolmöan bulunması ve kenarının optik diske 3 mm mesafe içinde yer alması.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 331

Soru 471
Koroidal nevüs hakkında hangisi yanlıştır?
A- Maksimum büyüme puberte öncesi olur.
B- Tipik olarak asemptomatik ve üzeri drusenlidir.
C- Sekonder koroidal neovaskülarizasyon hiçbir zaman bulunmaz.
D- FFA’da hipofloresandır.
E- Optik diske yakın olduğunda malign transformasyon şansı fazladır.

Doğru cevap C seçeneğidir. Tipik nevüsler ile zaman zaman koroidal nevüs görülebilir. Görünüm olarak asemptomatik, üzeri düz veya hafif yüksek, oval veya sirküler biçimli, üzeri drusen kaplı, kurşuni gri renklidir. Genellikle 5 mm den daha fazla çapa sahip olmaz. FFA’da çoğu avasküler ve pigmente olduğundan koroidal floresansı bloke ederler. Hipofloresan görülen bu alanın üzerinde bulunan drusenler hiperfloresans verebilir. Tipik bir nevüs çoğu zaman takipten çıkarılır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 331-2

Soru 472
Koroidin sınırlı kalmış hemanjiomu ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- İlk semptomu unilateral görme kaybı olabilir.
B- Zeminde kabarık ve kırmızı-portakal renklidir.
C- En sık ekvatorda yer alır.
D- Kistoid retinal dejenerasyon ile komplike olabilir.
E- Amelanotik koroidal melanom ile karışabilir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Zaman zaman tek taraflı görme azalması ile kendini gösteren bu durum zeminden hafif kabarık ve portakal-kırmızı renkli ve zeminden hafif kabarıktır. Genelde arka kutupta yerleşir. Göz küresine baı uygulandığında beyazlaşma olabilir. Sekonder kistoid retinal dejenerasyon ve eksüdatif retina dekolmanı ile komplike olabilir. Ayırıcı tanıda amelanotik koroidal melanom ve soliter koroid metastazı yer alır. USG’de keskin ön kenarlı ve internal reflektivite verir. FFA’da progressif hiperfloresans gösterir. Geç fazlarda ise giderek artan bir sızıntı görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 333

Soru 473
Diffüz koroidal hemanjiom ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Genellikle 3 optik disk boyutlarındadır.
B- Koroidin kalınlaşması en belirgin olarak arka kutuptadır.
C- Aynı tarafta naevus flammeus bulunabilir.
D- Beraberinde hemiparezi bulunabilir.
E- Glokom beraberliğinde bulunabilir.

Doğru cevap A seçeneğidir. Genellikle koroidin yarısını etkiler. Çok yavaş büyür. Tipik olarak Sturge-Weber sendromlu hastaların “naevus flammeus”lu tarafında bulunur. Genç erişkinlerde ortaya çıkar ve eksüdatif retina dekomanı ile birlikte bulunabilir. Koroid en belirgin olarak arka kutupta kalınlaşmıştır. Koridin tamamına yayıldığında fundus koyu kırmızı bir renge bürünmüş olup diğer gözle kıyaslanmadığında rahatlıkla gözden kaçabilir. Sık beraberliği bulunan Sturge-Weber sendromunda aynı tarafta yüzde naevus flammeus, glokom, episklera, iris ve silier cisimde hemanjiom görülür. Göz dışında ise naevus flammeus ile aynı tarafta SSS hemanjiomu (en sık paryeto-okspital), epilepsi, hemiparezi, hemianopsi ve mental retardasyon bulunur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 333-4

Soru 474
Koroidin metastatik karsinomu ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Koroidin en sık malignitesidir.
B- Kadınlarda en sık primer odak memedir.
C- En sık primer odak bronşlardır.
D- İnce iğne aspirasyon biyopsisi şüpheli vakalarda faydalıdır.
E- Eksüdatif retina dekomanı çok sık görülür.

Doğru cevap E seçeneğidir. Koroidin primer tümörlerinden çok görülen metastatik tümörler her iki cins ele alındığında en sık bronş kaynaklıdır. En sık ani görme kaybıyla ortaya çıkar. En sık arka kutba yerleşmiş olan hızlı büyüyen, kremsi-beyaz renkli, plaksı veya oval lezyondur. Sınırları net değildir. Sekonder eksüdatif retina dekolmanı nadirdir. Şüpheli vakalarda hem lezyon hem de subretinal sıvının tetkiki için ince iğne aspirasyon biyopsisi yapılabilir. Radyoterapi, kemoterapi ve enükleasyon yapılabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 334-5

Soru 475
Koroidal osseöz koristoma (osteoma) için yanlış olan hangisidir?
A- Optik disk yakınlarında gelşir.
B- En sık genç kadınlarda görülür.
C- Kavuniçi sarı renklidir.
D- Koroidal neovaskülarizasyon mümkündür.
E- Tedavi olarak cerrahi eksizyon yapılır.

Doğru cevap E seçeneğidir. Bilinen bir tedavisi yoktur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 335

Soru 476
İntraokuler lenfoma ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Özellikle non-Hodgkin lenfomada göz tutulur.
B- Steroidlere iyi yanıt veren anterior üveit vardır.
C- Subretinal infiltrasyonlar görülür.
D- SSS lenfomasında lezyonlar retinayı tutmaya eğilimlidir.
E- Prognoz kötüdür.

Doğru cevap B seçeneğidir. Tipik olarak lenfomaya sekonder anterior üveitler steroidlere cevap vermezler. İntermedier üveitler başlangıçta cevap verselerde sonradan cevap vermezler.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 336

Soru 477
Melanositoma en sık nerede görülür?
A- İris
B- Perifer retina
C- Posterior retina
D- Papilla
E- Makula

Dğru cevap D seçeneğidir. Melanositoma için en sık tutulum yeri optik disk ve bu bölgeninde inferiorudur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 336

Soru 478
Melanositoma ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Beyaz derililerde sık görülür.
B- Optik disk sık tutulur.
C- Ön segmentte ise glokom nedeni olabilir.
D- Kenarları tüylü görünümlü ve siyah bir lezyondur.
E- Malignleşme belirtileri yoksa tedavi gerekmez.

Doğru cevap A seçeneğidir. Zencilerde sık görülür. Eğer anterior segmentte ise akut nekrozu durumunda akut iritis, pigment dispersiyonu ve sekonder glokom görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 336

Soru 479
Tüm yaş gruplarında koroidal malign melanomdan sonra en sık görülen primer malign göz içi tümör hangisidir?
A- Retinoblastom
B- Diffüz koroidal hemanjiom
C- Silier cisim melanomu
D- İris melanomu
E- Kapiller hemanjiom

Doğru cevap A seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 337

Soru 480
Retinoblastom ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Çocuklarda en sık primer malign göz içi tümördür.
B- Primitif retina hücrelerinin farklılaşmasından önce transformasyona uğramasıyla oluşur.
C- 3 yaşından sonra nadirdir.
D- Zemin hazırlayan gen 13. kromozomdadır.
E- Vakaların çoğu kalıtsaldır.

Doğru cevap E seçeneğidir. Vakaların %60’ı kalıtsal değildir. Zemin hazırlayan gen 13. kromozom uzun kolu 14. rejyondadır. (13q14) primitif retina hücreleri 3 yaşında sonra kaybolacakları için bu yaştan sonra nadirdir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 337

Soru 481
Kalıtsal olmayan retinoblastom ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Vakaların çoğu bu gruptandır.
B- Tümör tek bir hücreden kaynaklanır.
C- Hastalar ortalama 2 yaşlarında iken tek bir tümör geliştirirler.
D- Unilateral retinoblastomun çoğu bu şekilde gelişir.
E- Osteojenik sarkomla birlikteliği sık görülür.

Doğru cevap E seçeneğidir. Ailevi vakalarda pinealoblastoma (trilateral retinoblastom) ve osteojenik sarkomda dahil olmak üzere sekonder göz dışı maligniteler görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 337

Soru 482
Ailevi geçiş özelliği gösteren retinoblastom için hangisi yanlıştır?
A- Kalıtsal olmayan vakalardan daha erken dönemde ortaya çıkar.
B- Genellikle bilateraldir.
C- Çok sayıda odaktan gelişirler.
D- X’e bağlı geçiş gösterir.
E- Genetik geçiş retinomaya benzer.

Retinoblastomada genetik geçiş otozomal dominanttır.tüm retinoblastomlu hastalarn yalnızca %6’sında aile hikayesi mevcuttur. Tek taraflı vakalarda %15 kalıtsal özellik görülür. Ailevi vakalarda pinealoblastoma (trilateral retinoblastom) ve osteojenik sarkomda dahil olmak üzere sekonder göz dışı maligniteler görülür. Selim eşdeğeri olan retinomada da benzer genetik geçiş gösterir. Bu hastalığı geçirmemiş fakat 1 hasta çocuk dünyaya getirmiş ebeveynlerin sonraki çocuklarında görülme ihtimali %5 iken, eğer bu aile 2 ve daha fazla hasta çocuk dünyaya getirmişse bu oran %50’ye çıkmaktadır. Bu hastalığı geçirmiş ebeveynlerin ilk çocuğunda bu hastalığın görülme riski %50’dir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 337

Soru 483
Retinoblastom için en sık ortaya çıkış bulgusu hangisidir?
A- Lökokori
B- Şaşılık
C- Glokom
D- Orbital selülit
E- Proptozis
Doğru cevap A seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 337-8

Soru 484
Retinoblastom için lökokoriden sonra en sık ortaya çıkış bulgusu hangisidir?
A- Rutin muayene sırasında
B- Orbital selülit
C- Proptozis
D- Şaşılık
E- Glokom
Doğru cevap D seçeneğidir. Retinoblastom için en sık ortaya çıkış bulgusu lökokoridir. (%60) İkinci sıklıkta ise şaşılık (%20) görülür. Nadiren hastalık risk altında olduğu bilinen bir hastada rutin poliklinik muayenesinde tespit edilebilir. Diğer ortaya çıkış bulguları şunlardır; sekonder glokom, ön segment invazyonu (olağan dışı üveitlerde bu duruma dikkat edilmelidir. ), orbital selülit (nekrotik tümörlerde sık görülür ama bu durum ekstraokuler yayılım olduğu anlamına gelmeyebilir.), proptozis (orbital invazyon sonucu), bölgesel LAP ve beyin metastazı.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 338

Soru 485
Ön segment invazyonu yapmış retinoblastom ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Tek taraflı vakalarda sık görülür.
B- Aile hikayesi yoktur.
C- İriste multifokal invazyon vardır.
D- Tipik olarak 18 ay civarında görülür.
E- Göz ağrılı ve psödohipopyonludur.

Doğru cevap D seçeneğidir. Tipik retinoblastomun aksine görülme yaşı 6 civarıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 338

Soru 486
Retinoblastom kliniği ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Erken dönemde düz veya yuvarlak bir lezyon şeklindedir.
B- Endofitik tümörler kırılgan beyaz bir kitle şeklinde görülür.
C- Ekzofitik tümörler beyaz ve multiglobuler yapıdadır.
D- Endofitik tipte tümör hücreleri vitreusa saçılmış olabilir.
E- Endofitik tip ile beraber retina dekolmanı görülme sıklığı ekzofitik tipten daha fazladır.

Doğru cevap E seçeneğidir. Ekzofitik tümörler üzerinde retina dekolmanının yer aldığı multiglobuler beyaz bir kitle şeklinde görülür. Bazen eşlik edebilen vitreus hemorajisi sebebiyle de teşhis zorlaşabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 338-9

Soru 487
Retinoblastom için hangisi yanlıştır?
A- Endofitik tümörler sekonder kalsifikasyon gösterebilir.
B- MR pinealoblastomun tespitinde BT’den üstündür.
C- BT germinal mutasyonları bulunan hastalarda tehlikeli olabilir.
D- Tedavi modalitesini belirleyen genellikle yerleşim yeridir.
E- Küçük boyutlu tümörlere tedavide LASER fotokoagülasyon yapılabilir.

Doğru cevap D seçeneğidir. Tedavi modalitesi genellikle tümörün boyutuna göre belirlenir. BT radyasyon yaydığı için germinal mutasyonları bulunan hastalarda tehlikeli olabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 339-40

Soru 488
Hangisi retinoblastomda enükleasyon endikasyonudur?
A- Endofitik tümörler
B- Eksofitik tümörler
C- Vitreusa saçılmamış, 10 mm çaplı, 4 mm kalınlığındaki tümör
D- Diffüz retinoblastom
E- Ekstraokuler yayılım

Doğru cevap D seçeneğidir. Enükleasyon kemoredüksiyonun başarısız olması veya diğer gözün sağlam olmasının agresif kemoterapiyi ugunsuz kılması durumunda endike olur. Ayrıca kötü prognoz ve yüksek metastaz riski nedeniyle diffüz retinoblastomda da endikedir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 340-1

Soru 489
Retinoblastomda kötü prognostik bir faktör olmayan hangisidir?
A- Koroidal invazyon
B- Flexner-Wintersteiner rozetleri
C- Büyük çocuklar
D- Optik sinir tutulumu
E- Büyük boyutlu tümörler

Doğru cevap B seçeneğidir. Mortalitenin toplamda %10 olduğu retinoblastomda cerrahi kesim noktasının arkasında optik sinir tutulumu varsa mortalite riski %65’tir. Bunun dışında diğer prognostik faktörler şunlrdır; koroidal invazyon (kötü prognoz), boyut ve yerleşim yeri (arka yerleşimli küçük tümötler en iyi prognoza sahip), yaş (büyük çocuklarda kötü) ve Flexner-Wintersteiner rozetleri (varlığı iyi diferansiye olduğunu gösterir. )
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 341

Soru 490
Hangisi retinoblastom ayırıcı tanısında daha az önemlidir?
A- İnkontinentia pigmenti
B- Toxocarada göz tutulumu
C- Coats hastalığı
D- Retinal displazi
E- İntraokuler lenfoma

Doğru cevap E seçeneğidir. Ayırıcı tanıda peristan hiperplastik primer vitreus, inflamatuar siklitik membran formasyonu (kronik toksocara endoftalmisine bağlı olabilir), Coats astalığı, prematüre retinopatisi, arka kutup toksocara granülomu, retinal displazi, inkontinentia pigmenti, retinal astrositom yer alır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 341-2

Soru 491
Retinal astrositom ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Genellikle görme şikayetiyle gelir.
B- En sık Tuberoz skleroz hastalarında görülür.
C- Retinoblastom ile ayırıcı tanı yapılmalıdır.
D- Kalsifikasyon görülür.
E- Benign tabiatlıdır.

Doğru cevap A seçeneğidir. Astrositom genellikle görmeyi tehdit etmez. Benign tabiatlıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 343

Soru 492
Retinal kapiller hemanjiom ile ilgili olarak hangisi doğrudur?
A- Optik sinir hemanjiomunda sistemik beraberlik görülmez.
B- Doğumda ortaya çıkar.
C- Görmeyi tehdit etmez.
D- Von Hippel Lindau sendromunda hemanjiom sayısı tektir.
E- Optik sinir başının hemajiomlarına anormal damar yapıları eşlik etmez.

Doğru cevap E seçeneğidir. Retina ve optik sinir hemanjiomunda sistemik beraberlik (%25) görülür. İkinci veya 3. dekadlarda ortaya çıkar.Görmeyi tehdit edebilir.Von Hippel Lindau sendromunda multipl tümör mevcuttur. Optik sinir başının hemanjiomlarına anormal damar yapıları eşlik etmez.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 345

Soru 493
Retinanın kapiller hemanjiomu ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Çok sayıda tümör görülmesi Von Hippel Lindau sendromunda tanısaldır.
B- Optik sinir başının hemanjiomlarına anormal damarsal yapılar eşlik etmez.
C- Besleyici arter ve boşaltıcı ven aynı renkte görülür.
D- Ekzofitik tip daha çok periferik retinadan çıkar.
E- Ekzofitik tipte görme kaybı sıktır.

Doğru cevap D seçeneğidir. Ekzofitik tip daha çok papilla etrafından çıkar.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 345-6

Soru 494
Retinanın kapiller hemanjiomu varlığında hangisini araştırmak gerekmez?
A- Omurilikte hemanjioblastom
B- Renal tümörler
C- Polisitemi
D- Pankreasta kist oluşumu
E- Sturge-Weber sendromu

Doğru cevap E seçeneğidir. Sistemik beraberlikleri arasında omurilik ve serebellum hemanjioblastomu en sık görülen nörolojik lezyon olarak göze çarpmaktadır. Sistemik tümörler arasında renal karsinom ve feokromasitoma yer alır. Polisitemi ve ayrıca bazı organ (böbrek, pankreas, karaciğer, akciğer, epididim, over) kistleri görülür. Sturge-Weber sendromu ise diffüz koroidal hemanjiomda görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 333-4, 347-8

Soru 495
Retinanın kavernöz hemanjiomu ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Vitreus hemorajisine bağlı görme kaybı en sık ortaya çıkış bulgularındandır.
B- Konjenitaldir.
C- En sık bilateral görülür.
D- Bir tür hamartomdur.
E- Genelde tedavi gerekmez.

Doğru cevap C seçeneğidir. Tek taraflıdır. Ortaya çıkışı ya şans eseri ya da vitreus hemorajisine bağlı görme kaybıyla olur. Lezyon içinde kalan kanın göllenmesine bağlı olarak plazma ile eritrositler ayrılarak menisküs görünümüne sebep olur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 348

Soru 496
Salkımsı hemajiomla ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Arter ve venler arasında kapiller yatak bulunmaz.
B- İpsilateral kranial lezyonları bulunabilir.
C- Genellikle tesadüfen tespit edilir.
D- Kan damarlarının sayısı artmıştır.
E- FFA’da yaygın sızıntı görülür.

Doğr cevap E seçeneğidir. Arter ve venler arasında kapiller yatak görülmeksizin direkt irtibat bulunan bu durumda arter ve ven renkleri birbirine benzemektedir. Tek taraflı ve konjenitaldir. Bazı hastalarad aynı taraf kranial lezyonlar bulunabilir. Bu birlikteliğe Wyburn-Mason sendromu denmektedir. Spontan hemorajiler ve epilepsi görülebiir. Normal fundusa göre sayısı artmış olan bu damarlar floresein sızdırmazlar. Tedavi gerekmemektedir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 348-9

Soru 497
Tipik bir konjenital retina pigment epitel hipertrofisinin özelliği olmayan hangisidir?
A- Belirgin sınırlara sahip olması
B- Dış kenarının iç tarafında hipopigmentasyon halkası bulunması
C- Bir kenarında beyaz kuyruk bçiminde hipopigmentasyon alanı bulunması
D- Unilateral lezyon
E- Depigmente lakünler

Doğru cevap C seçeneğidir. Sık görülen RPE hipertrofisi tipik ya da atipik olabiir. Atipik olanlarda sistemik beraberlikler bulunabilir. Tipik lezyonlar ya öbekler halinde (hayvan izlerini andırı tarzda, unilateral, keskin sınırlı, gri-siyah renkli ve değişken boyutlarda olup fundusun bir bölgesinde sınırlıdırlar.) ya da soliter (unilateral, gri-siyah renkli, keskin sınırlı, 1-3 disk çapında olup dış kenarın iç tarafında hipopigmetasyon halkası görülür. Yaşlı hastalarda genişleyen lakünler bulunabilir. Bazı lezyonlar kenarlarında pigmentasyon kalacak şekilde tamamen depigmente bir hal alabilir.) olabilir. Atipik lezyonlar ise bir kenarında beyaz kuyruk biçiminde hipopigmentasyon alanı bulunan, multipl, bilateral ve perifer yerleşimlidirler. Sistemik beraberliği Gardner sendromu (ailevi adenomatöz polipozis mevcuttur.) polipozisli hastaların %95’inde atipik RPE hiperpigmentasyonu bulunur. Gardner veya adenomatöz polipozis diyebilmek için her gözde en az 4 lezyon olmalıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 349-51

Soru 498
Gardner sendromlu bir hastada hangi retinal lezyon olasılığı artmıştır?
A- Salkımsı hemanjiom
B- Retina pigment epiteli hipertrofisi
C- Kapiller hemanjiom
D- Kavernöz hemanjiom
E- Astrositom

Doğru cevap B seçeneğidir. Atipik bir konjenital retina pigment epiteli hipertrofisinin sistemik beraberliği Gardner sendromu ve Ailevi adenomatöz polipozistir. Polipozisli hastaların %95’inde atipik RPE hiperpigmentasyonu bulunur. Gardner veya adenomatöz polipozis diyebilmek için her gözde en az 4 lezyon olmalıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 351

Soru 499
Retina pigment epiteli ve retinanın kombine hamartomu için yanlış olan hangisidir?
A- Genellikle tek taraflıdır.
B- Nörofibromatozis-tip 1’de nörofibromatozis-tip 2’den daha sıktır.
C- İlk semptomu şaşılık olabilir.
D- Optik diskte distorsiyon oluşur.
E- Erkeklerde daha sık görülür.

Doğru cevap B seçeneğidir. Nörofibrmatozis-2 hastalarında sık görülür. Periferik yerleşimli olduğunda şaşılık ilk semptom olabilirker, jukstapapiller lezyonlarda metamorfopsi ve görme azalması daha ön plandadır. İçerdiği glial dokuya bağlı olarak kontrakte olabilir ve retina ve optik diskte distorsiyon gelişebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 351-2

ÜVEİTLER

Soru 374
Hangisi özellikle granülomatöz üveitte görülür?
A- Busacca nodulleri
B- Silier injeksiyon
C- Keratik prespitat
D- Aköz hücreler
E- Aköz flare

Doğru cevap A seçeneğidir. İris nodulleri ve mutton fat keratik prespitatlar granülomatöz üveitlerde görülür. İris nodulleri küçük ve pupilla kenarında ise Koeppe, iris sathında ise Busacca nodulleri olarak adlandırılır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 252, 264-6

Soru 375
Keratik prespitatlarla ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Endotel üzerinde yer alan selüler birikintilerdir.
B- Genellikle üst korneada yer alırlar.
C- Fuchs’un üveitik sendromunda tüm korneaya yayılmıştır.
D- Büyük keratik prespitatlar granülomatöz üveitlerde görülür.
E- Eski keratik prespitatlar pigmentlidir.

Doğru cevap B seçeneğidir. Endotel üzerinde yer alan selüler birikintilerdir. Genellikle orta ve altta yer alırlar. Fuchs’un üveitik sendromunda tüm korneaya yayılmıştır. Büyük keratik prespitatlar granülomatöz üveitlerde görülür ve mutton fat keratik prespitat adını alır. Eski keratik prespitatlar pigmentli olupbüyük olduklarında hyalinize (buzlu cam) görünümünde olurlar. Taze olanları beyaz ve yuvarlaktır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 252, 264-5

Soru 376
Aköz hücre 3x1 mm’lik alanda kaç tane olursa +3 kabul edilir?
A- 5
B- 15
C- 30
D- 70
E- 10

Doğru cevap C seçeneğidir. Aköz hücreler 3x1 mm’lik bir alanda bulunan hücre sayısına göre; 5-10 hücre (+1), 11-20 hücre (+2), 21-50 hücre (+3), 50+ hücre (+4) ve hipopyon şeklinde sınıflandırılır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 252, 266

Soru 377
Hangisi ön üveit bulgusu değildir?
A- Silier injeksiyon
B- Keratik prespitatlar
C- Busacca nodulleri
D- Posterior sineşiler
E- Sinek uçuşmaları

Doğru cevap E seçeneğidir. Silier injeksiyon, keratik prespitatlar, iris nodulleri (Busacca ve Koeppe), ön vitreus ve aköz hücre ve aköz flare ile posterior sineşilerdir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 252, 264-6

Soru 378
Posterior üveit bulgusu olmayan hangisidir?
A- Sinek uçuşmaları
B- Görme azalması
C- Koroidit
D- Arka vitre dekolmanı
E- Posterior sineşiler

Doğru cevap E seçeneğidir. Posterior sineşi daha çok anterior üveit bulgusudur. Lezyon periferde ise sinek uçuşması, lezyon santrale yakın ise görme semptomları ortaya çıkar. Ayrıca vitreus değişiklikleri (hücreler, flare, opasiteler ve sıklıkla arka vitre dekolmanı görülür. Arka hyaloid yüz de inflamatuar prespitatlar), koroidit, retinit, vaskülit (özellikle periflebit ve ağır periflebitlerde görülen ve granülomatöz dokunun damar etrafında birikmesiyle oluşan balmumu damlaları) görülür. Arka üveitler unifokal, multifokal ve coğrafi olarak sınıflandırılır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 252, 267-8

Soru 379
Spondiloartropatili bir hastada araştırılması gereken göz dışı bulgulardan olmayan hnagisidir?
A- HLA-B27 (+)
B- Sakroileit
C- HLA-B51 (+)
D- İnflamatuar bağırsak hastalığı
E- Romatoid faktör (-)

Doğru cevap C seçeneğidir. HLA-B51 behçet hastalığında görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 269, 279

Soru 380
Ankilozan spondilitte göz tutulumu ile ilgili olrak hangisi yanlıştır?
A- Tek taraflı akut iritisli genç erkeklerde sakroileit araştırılmalıdır.
B- HLA-B27 (+) ise iritis riski artar.
C- Üveit tekrarlayıcıdır.
D- Nongranülomatözdür.
E- Görme prognozu çok kötüdür.

Doğru cevap E seçeneğidir. Nüks sık görülse de uzun vadeli görme sonuçları tatminkardır. Tek taraflı akut üveiti bulunan genç erkeklerde atmış bir risk vardır. Bunlarda sakroiliak eklem grafisi alınmalıdır. HLA-B27 (+) hastalarda hem ankilozan spondilit, hem de akut iritis riski artmıştır. İritis unilateral, tekrarlayıcı ve nongranülomatözdür. İki göz farklı zamanlarda tutulabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 269-70

Soru 381
Reiter sendromu ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- En sık görülen göz bulgusu üveittir.
B- Konjonktivit spontan iyileşir.
C- Konjonktiva kültürlerinde bakteri üremez.
D- Erkeklerde sıktır.
E- Kornea lezyonları punktat epitelyal erozyonlar ve hemen altındaki subepitelyal opasiteler şeklindedir.

Doğru cevap A seçeneğidir. En sık görülen göz bulgusu konjonktivittir. Reiter sendromu artrit ile birlikte üretrit (veya servisit) ve göz bulgularıyla seyreder.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 270-1

Soru 382
Hangisi psöriatik artritte görülmez?
A- Konjonktivit
B- Glokom
C- Keratit
D- Sekonder sjögren sendromu
E- HLA-B17 (+)

Doğru cevap B seçeneğidir. İlaveten akut üveit görülür ama pek yaygın değildir. HLA-B17 (+) ve HLA-B27 (+)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 271

Soru 383
Juvenil kronik artritteki göz bulguları ile ilgili yanlış olan hangisidir?
A- Anterior üveit kronik ve non-granülomatözdür.
B- Genelde bilateraldir.
C- Üveit şiddetli semptomlarla başlar.
D- Bazı vakalarda band keratopati görülebilir.
E- Hipopyon görülmesi nadirdir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Juvenik kronik artrite (JKA) bağlı üveit kronik ve non-granülomatöz vasıflıfır. %70 bilateral olup inflamasyon şiddeti smetriktir. Hastalık değişmez biçimd asemptomatik olarak başlar. Teşhis sıklıkla rutin biyomikroskopik muayenede konur. Görme şikayetiyle gelen kişi sayısı yok denecek kadardır. İnjeksiyon görülmez.akut ataklar sırasında tozlanma tarzında keratik prespitatlar görülebilir. Ama hipopyon görülmez. Arka sineşiler uzun zaman tanı almayan vakalarda görülebilir. Vakaların yarısında üveit orta-ağır derecede olup en az 4 ay sürer. Dörtte birinde ise ağır seyredip senelerce devam eder. Bu grupta en sık band keratopati, sonra katarakt ve sekonder inflamatuar glokom meydana gelir. Çoğu vakada topikal steroid işe yarar. JKA vakalarının çoğu pauciarticular eklem tutulumu şeklindedir. Üveitin en sık görüldüğü gruptur. Bu grupta üveit için risk faktörleri; erken yaşta başlayan JKA, ANA (+), HLA-DR5 (+). Üveitin en nadir görüldüğü grup ise sistemik başlangıçlı tip olup bu grubun diğer ismi Still hastalığıdır. Biyomikroskopik muayene sıklığı eklem tutulumunun şekli ve ANA pozitifliğine göre değişir. Mesela; pauciarticular tip ve ANA pozitif ise 3 ayda bir kontrol gerekirken, ANA negatif olduğunda 4 ayda bir kontrol gerekir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 271-3

Soru 384
Nüksedici polikondritte görülmeyen göz bulgusu hangisidir?
A- En sık göz bulgusu episklerit ve sklerittir.
B- Pigmenter glokom
C- Keratokonjonktivitis sika
D- Eksüdatif retinopati
E- Marjinal korneal ülserasyon

Doğru cevap B seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 273

Soru 385
Sarkoidozda görülen Heerfordt sendromu hangilerinin birlikteliğidir?
A- Parotis bezinde genişleme ve üveit birlikteliği
B- Hiler lenfadenopati ve üveit birlikteliği
C- Fasial sinir felci ve üveit birlikteliği
D- Hiler lenfadenopati ve konjonktivit birlikteliği
E- Fasial sinir felci ve parotit birlikteliği

Doğru cevap A seçeneğidir. Heerfordt sendromu (uvea parotit ateş); ateş, parotis bezinde genişleme ve üveitle karakterizedir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 274

Soru 386
Sarkoidozda en sık tutulan kranial sinir hangisidir?
A- Optik sinir
B- Okulomotor sinir
C- Troklear sinir
D- Trigeminal sinir
E- Fasial sinir

Doğru cevap E seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 276

Soru 387
Hangisi sarkoidozda görülen bir bulgu değildir?
A- Göz tutulumu yoksa konjonktival biyopsi negatiftir.
B- Lakrimal gland biyopsisi pozitiftir.
C- Üveit bilateraldir.
D- Üveit granülomatöz tipte olabilir.
E- Vitritis görülür.

Doğru cevap A seçeneğidir. Göz tutulumu olsa da olmasa da konjonktival biyopsi pozitif çıkabilir. Lakrimal gland tutulumu mevcut olup keratokonjonktivitis sikka görülebilir. Vakarlın 1/4'ünde arka segment tutulumu görülür ve bu durum anterior üveitle beraberdir. Ön segmentte üveit dışında konjonktival, skleral ve episkleral tutulum görülebilir. Anterior üveit sıklıkla bilateral olup akut üveit akut sarkoidozluları etkiler. Kronik granülomatöz tip ise inaktif durumda bulunan yaşlı hastalarda görülür. Bu hastalarda band keratopati, katarakt ve glokom görülebilir. Vitreusta ya diffüz vitritis ya da daha az olarak pamuk yumağı şeklinde vitreus opasiteleri görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 276

Soru 388
Arka segment sarkoidozunda en sık görülen bulgu hangisidir?
A- Periflebit
B- Retinal granülom
C- Koroidal granülom
D- Optik disk ödemi
E- Neovaskülarizasyon

Doğru cevap A seçeneğidir. Arka segment sarkoidozunun en sık bulgusu olan periflebit nadiren perivasküler balmumu damlaları ile karakterize olur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 277

Soru 389
Sarkoidozda görülen Landers belirtisi hangisini içerir?
A- Optik disk neovaskülarizasyonu
B- Retinal vaskülit
C- Koroidal granülom
D- Retinal hemorajiler
E- Preretinal granülom

Doğru cevap E seçeneğidir. Sarkoidozda retinal ve preretinal granülomlar görülebilir. Preretinal granülomlar tipik olarak gri-beyaz renkli olup ekvatorun altına ve önüne denk gelen bölgelere yerleşmiş olarak bulunur. (Landers belirtisi)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 277

Soru 390
Sarkoid arka segment tutulumunda görülmeyen hangisidir?
A- Koroidal granülomlar
B- Retinal granülomlar
C- Balmumu damlaları
D- Akut retinopati
E- Retinoskizis

Doğru cevap E seçeneğidir. Periflebite bağlı balmumu damlaları görülebilir. Ayrıca retinal ve preretinal granülomlar görülebilir. Yine yaygın görülen koroidal granülomlar zeminden kabarık, bilateral, multipl, soluk sarı renkli ve küçük lezyonlardır. Tek başına ve büyük olduğunda amelanotik malanomla karışabilir. Akut sarkoid retinopati vitrede haze, balmumu damlaları, retinal ve preretinal granülomlar ve retinal hemorajiler ile karakterizedir. Periferik retinal neovaskülarizasyon FFA’da retinal kapillerlerde kayıp şeklinde ortaya çıkabilir. Siyahi hastalarda bu durum orak hücreli anemiyle karışabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 277-8

Soru 391
Sarkoidoz bulgularından görme keskinliğini etkilemeyen hangisidir?
A- Neovaskülarizasyon
B- Papilödem
C- Persistan disk ödemi
D- Fokal granülomlar
E- Optik atrofi


Doğru cevap D seçeneğidir. Optik sinirde ise fokal granülomlar (görme korunur), papilödem (SSS tutulumuna sekonderdir. Okuler tutulum yokken ortaya çıkabilir.), neovaskülarizasyon (genellikle retinal ven tıkanıklığı yapan ağır periflebite sekonder olarak nadiren de optik sinir başı granülomuna bağlı gelişir.) ve persistan disk ödemi (retina veya vitreus tutulumunda sıktır. Sebebi bilinmiyor.) görülebilir. Optik sinir tutulumuna sistemik steroid başlanır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 277-9

Soru 392
Behçet hastalığında göz tutulumuyla ilgli olarak hangisi yanlıştır?
A- Üveit bilateral ve tekrarlayıcıdır.
B- Üveit nongranülomatözdür.
C- Arka segment tutulumnda prognoz kötüdür.
D- Ön üveit topikal steroidlere iyi cevap verir.
E- Retinit genellikle nedbe bırakarak iyileşir.

Doğru cevap E seçeneğidir. Bilateral, tekrarlayıcı ve nongranülomatöz karakterli olan inflamasyond ön veya arka segment tutulabilir. Arka segmet tutulumu kötü prognoza sahiptir. Yaygın görülen üvit topikla steroidlere iyi cevap verir. Beyaz, nekrotik ve yüzeyel retinal infiltrat şeklinde gelişen retinit aktif sistemik hastalıkla beraber görülür ve nedbe bırakmadan iyileşir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 280

Soru 393
Hangisi Behçet hastalığında göz tutulumunda sık görülen bir bulgu değildir?
A- Retinit
B- Keratit
C- Retinal ödem
D- Masif retina eksüdasyonu
E- Vitritis

Doğru cevap B seçeneğidir. Behçet genellile göz içi inflamasyon bulgularıyla seyreder. Üveit non-granülomatöz ve tekrarlayıcıdır. Retinit lezyonları iz bırakmadan iyileşir. Tıkayıcı retinal periflebit sonucunda retinal neovaskülarizasyon gelişebilir. Fundusta diffüz sızıntı, diffüz retinal ödem ve papilödem de görüelbilir. Akut masif retinal eksüdasyon retina dış tabakalarını tutar ve üzerinde yer alan kan damarlarının tıkanıklığıyla beraberdir. Ağır ve sebat eden vitritis tablosu üveitli gözlerde her defasında görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 280-2

Soru 394
Behçet hastalığına bağlı terminal göz hastalığında hangisi daha az görülür?
A- Optik atrofi
B- Retinal atrofi
C- Koryoretinit
D- Vasküler kılıflanma
E- Koryoretinal nedbelenme
Göze ait tutulum neticesinde gelişen terminal hastalık retina ve optik disk atrofisi, vasküler atenüasyon ve kılıflanma ile koryoretinal nedbelenme ile karakterizedir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 282

Soru 395
Vogt-Koyanagi-Harada sendromu için doğru olan hangisidir?
A- Harada hastalığında üveit daha çok görülür.
B- Harada hastalığında alopesi daha çok görülür.
C- Vogt-Koyanagi sendromunda nörolojik belirtiler sık görülür.
D- HLA-B51 (+)
E- Harada sendromuda retina dekolmanı görülür.

Doğru cevap E seçeneğidir. Vogt-Koyanagi-Harada sendromu tipik olarak pigmente bireyler etkiler. HLA-DR4 ve HLA-Dw5 pozitiftir. Vogt-Koyanagi sendromu (deri değişiklikleri ve üveit) ve Harada hastalığından (nörolojik bulgular ve eksüdatif retina dekomanı) oluşmuştur. Deri belirtileri alopesi, poliozis ve vitiligo ile karakterizedir. Nörolojik belirtiler üveitle eş zamanlı ortaya çıkan meningeal tutulum, ansefalopati ve işitme semptomlarıyla karakterizedir. Kronik granülomatöz üveit tek ön segment bulgusudur. Sonucunda katarakt, glokom ve arka sineşiler gelişir. Arka segmentte ise sırayla multifokal koroidit (diskte hiperemi ve ödem ile beraber olabilir), multifokal dekolman, eksüdatif retina dekolmanı görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 282-3

Soru 396
Vogt-Koyanagi-Harada sendromunda en sık görülen ön segment bulgusu hangisidir?
A- Üveit
B- Keratit
C- Sklerit
D- Episklerit
E- Konjonktivit

Doğru cevap A seçeneğidir. Vogt-Koyanagi-Harada sendromunda kronik granülomatöz üveit tek ön segment bulgusudur. Sonucunda katarakt, glokom ve arka sineşiler gelişir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 282

Soru 397
Hangisi AIDS’de sık görülen bir ön segment komplikasyonu değildir?
A- Molloscum kontagiosum
B- Kaposi sarkom
C- Herpes zoster oftalmikus
D- Herpes simpleks keratiti
E- Trahom

Doğru cevap E seçeneğidir. Herpes simpleks keratitinde dendritler immünkompetan bireylerde santrale yerleşirken, AIDS gibi immün yetmezlik durumlarında daha perifer yerleşimlidir. Herpes zoster oftalmikus ise çok daha ağır seyreder ve genç hastalarda görüldüğünde AIDS akla gelmelidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 285-6

Soru 398
AIDS’de okuler tutulum açısından en sık ortaya çıkış bulgusu hangisidir?
A- Molloscum kontagiosum
B- Kaposi sarkom
C- Herpes zoster oftalmikus
D- Herpes simpleks keratiti
E- Mikrosporial keratit

Doğru cevap B seçeneğidir. Tüm seçenekler AIDS’de görülen okuler bulgular olsa da, en sık görülen ortaya çıkış bulgusu Kaposi sarkomdur. Kaposi sarkom pnömosistis karini enfeksiyonundan sonra en sık ortaya çıkış bulgusudur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 285-6

Soru 399
AIDS’de görülen sitomegalovirüs retiniti ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Yavaş ilerleyen tip periferden başlar.
B- Yavaş ilerleyen tipte granüler opasifikasyonlar vardır.
C- Yavaş ilerleyen tipte vaskülit görülmez.
D- Retinal atrofi görülebilir.
E- Antiviraller tedavide kullanılmaz.

Doğru cevap E seçeneğidir. Sitomegalovirüs retiniti şiddetli sistemik tutulumu gösterir. Yavaş ilerleyen ve fulminan olarak 2 şekilde bulunur. Yavaş ilerleyen tip periferden başlar ve hemorajinin eşlik ettiği granüler opasifikasyonlarla karakterizedir. Vitritis eşlik eder ama vaskülit görülmez. Fulminan tip ise sıklıkla avasküler arkadlar boyunca gelişen ve birbiriyle birleşme eğilimi gösteren beyaz renkli, sınırları keskin coğrafi opasifikasyon alanlarıyla karakterizedir. Retinal hemorajiler bulunabilir. Vitritis, venlerde donmuş dal anjiitisini andıran kılıflanmalar görülebilir. Hemoraji ve opasifikasyonun azalması, diffüz atrofik ve pigmenter değişiklikler regresyon işaretleridir. Komplikasyon olarak total retinal atrofi ve retina dekolmanı görülür. Tedavisinde antiviraller kullanılır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 287-8

Soru 400
AIDS’de görülen pnömosistis karini koroiditi için yanlış olan hangisidir?
A- Ekstrapulmoner yayılımı gösterir.
B- Koroidit varlığı kötü prognoza işaret eder.
C- Beraberinde vitritis görülür.
D- Koroidde düz, sarı renkli, yuvarlak lezyonlar görülür.
E- İnhaler pentamidin koruma sağlamaz.

Doğru cevap C seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 288-9

Soru 401
AIDS’deki fundus lezyonları ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Toksoplazma retiniti multifokal ve bilateraldir.
B- Toksoplazma retiniti eski skarların bitişiğinde olmaya eğilimlidir.
C- Kriptokokal koroiditte vitritis görülmez.
D- Dış retina tabakalarının progressif nekrozunun sebebi varicella zosterdir.
E- Dış retina tabakalarının progressif nekrozu bilateral körlükle sonuçlanır.

Doğru cevap B seçeneğidir. Toksoplazma retiniti AIDS’de olağan karakterinin aksine multifokal, bilateral ve eski skar bitişiğinde bulunmayan bir şekle bürünür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 289-90

Soru 402
Konjonktivada şankr bulunan bir hastada özellikle aranması gereken hangisidir?
A- HIV
B- Toksoplazma
C- Pox virüs
D- CMV
E- HSV tip 1

Doğru cevap A seçeneğidir. Sifiliz hastalaında yine cinsel temasla bulaşan AIDS’nin olup olmadığı araştırılmalıdır. HIV (+) hastalarda sifilizin ağırlaştığı gözlenmştir. Ayrıca AIDS’li hastalarda da sifiliz araştırılmalıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 290

Soru 403
Okuler sifiliz ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Göz tipik olarak sekonder ve tersiyer evrede tutulur.
B- Üveit hem granülomatöz hem de non-granülomatöz olabilir.
C- Multifokal koryoretinit unifokal olandan daha yaygındır.
D- Yakın refleksi kaybolsa da ışık refleksi korunmuştur.
E- Beyin gomları sonucunda görme alanı bozulur.

Doğru cevap D seçeneğidir. Sifilizde görülen nörooftalmik belirtilerden Argyll-Robertson pupillasında ışık refleksi alınamaz ama yakın refleksi korunmuştur.diğer nöroftalmik belirtiler arasında papilödem, retrobulber nörit ve perioptik nörit (sifilitik menenjitte meningeal kılıf tutulumuna bağlı gelişir.) görülür. Okuler motor felçler (özellikle 3 ve 6. kranial çiftler) görülür. Beyindeki gomlara bağlı görme alanı defektleri görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 290-2

Soru 404
Okuler sifilizde hangisi görülmez?
A- Koryoretinit
B- Keratit
C- Üveit
D- Argyll-Robertson pupillası
E- Trahom

Doğru cevap E seçeneğidir. Okuler sifilize ait bulgular; madarozis, konjonktival şankr, sklerit, keratit, üveit (bilateral, granülomatöz ya da non-granülomatöz), roseolae (iris kapillerlerinde dilatasyon), iris kökünde gomlar, iris atrofisi, multifokal koryoretinit (unifokal koryoretinitten sık görülür ve sekonder evre lezyonudur. Hiperpigmentasyon eşliğinde koryoretinal atrofi alanları görülür.), unifokal koryoretinit (bilateraldir. Disk yakını-jukstapapiller- veya makülada-santral- olabilir.), nöroretinit (sonucunda optik atrofi), Argyll-Robertson pupillası (ışık refleksi yok ama yakın refleksi var) ve diğer pupilla nomalileri, retrobulber nörit, perioptik nörit, papilödem, kranial sinir tutulumu (3. ve 6. sinir sık), beyin gomlarına bağlı görme alanı bozulması.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 290-2

Soru 405
Lepranın okuler tutulumuyla ilgili olarak yanlış olan hangisidir?
A- Lagoftalmi görülür.
B- Kronik üveit direkt basillerce ön kamaranın işgalidir.
C- Akut üveit steroide direnç gösterir.
D- Koneal anestezi görülür.
E- İris incileri tanı koydurucudur.

Doğru cevap C seçeneğidir. Lepra da görülen göz bulguları; madarozis, konjonktivit, episklerit, keratit (trikiyazis, lagoftalmus, korneal anestezi ve sekonder enfeksiyonun kombinasyonuyla ortaya çıkar), sklerit, üveittir. Üveit akut formda iken immün komplekslerin anteriora birikmesi ile gelişir. Kronik formda ise sebep anterior uveanın direkt basillerce istilası sonucu oluşur. Kronik formda tanı koydurucu bir bulgu da gerdanlığı andıracak tarzda, pupila kenarında histiositler içinde yer alan basillerden oluşan, küçük, parlak iris incileridir. Zamanla birleşip pedinküllü bir hal alan bu inciler ön kamaraya düşerek kaybolurlar. Onuçta iris atrofik, pupilla myotik bir hal alır ve iris stromasında delikler oluşabilir. Akut forma göre redaviye daha dirençlidir. zira gerçek bir üveitten ziyade iris sinirlerinin tutulumuyla ortaya çıkan bir nöroparalitik inflamasyon sayılır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 293-4

Soru 406
Lepra da en sık körlük sebebi hangisidir?
A- Keratit
B- Sklerit
C- Üveit
D- Retina dekolmanı
E- Optik atrofi

Doğru cevap C seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 293

Soru 407
Hangisinde keratit ve orbital myozit görülebilir?
A- Histoplazmozis
B- Lyme hastalığı
C- Tüberküloz
D- Toxoplazmozis
E- Toxokariazis

Doğru cevap B seçeneğidir. Lyme hastalığının göz tutulumunun 3. Evresinde episklerit, keratit ve orbital myozit görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 294

Soru 408
Hangisi daha sık görülen infeksiyöz retinit sebebidir?
A- Toksoplazma
B- Toxocara
C- Tuberküloz
D- Pnömosistis carini
E- CMV

Doğru cevap A seçeneğidir. İyileşmiş okuler toksoplazmoun nüksetmesi (immünkompetan bireylerde) en sık görülen infeksiyöz retinit sebebidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 295

Soru 409
Toksoplazma retiniti ile ilgili olrak hangisi yanlıştır?
A- Nüks toksoplazma retiniti en sık infeksiyöz retinit sebebidir.
B- İridosiklit formu sadece granülomatöz olabilir.
C- En sık görülen form unifokal retinittir.
D- AIDS’deki toksoplazma pigmentli skar bitişiğinde yer almaz ve multifokaldir.
E- “Sisteki far” tanımı unifokal koryoretinit için kullanılır.

Doğru cevap B seçeneğidir. Toksoplazma iridosikliti hem granülomatöz hem de nongranülomatöz olabilir. Sisteki far görünümü unifokal retinit için tipik olup şiddetli vitreus tutulumunda odağın görünümünü ifade eder. Tipiktir. Ayrıca posterior hyaloidde keratik prespitatlara benzeyen prespitatlar görülür. İlaveten jukstapapiller bölgeye yerleşmiş aktif retinite (Jensen koroiditi) sekonder olarak papillit gelişebilir. Primer tutulum nadirdir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 295-6

Soru 410
Jensen koroiditi nedir?
A- Sarkoidozda görülen preretinal granülom formasyonudur.
B- Behçet hastalığındaki retina tutulumudur.
C- Jukstapapiller bölgeye yerleşmiş aktif toksoplazma retinitidir.
D- Sitomegalovirüsa bağlı fulminan retinitidir.
E- Sifilizdeki multifokal retina tutulumudur.

Doğru cevap C seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 296

Soru 411
Toksoplazma infeksiyonuyla ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- İyileşme hızı lezyon boyutu ile orantılı olarak değişir.
B- Vitreus kondansasyonu sebat edebilir.
C- Ön üveit düzelmesi arka segment bulgularının da düzeldiğini gösterir.
D- Fovea direkt olarak çok sık tutulan bölgelerdendir.
E- Traksiyonel retina dekolmanı görülebilir.

Doğru cevap D seçeneğidir. Fovea, papillomaküler demet, optik sinir başı veya büyük damarların direkt tutulumu nadiridir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 296-7

Soru 411
Toksoplazma retinitinde tedavi edimesi gereken lezyonlar ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Maküla yakınındaki bir lezyon tedavi edilmelidir.
B- Çok ağır vitritis tedavi edilmelidir.
C- Periferik odaklar immünkompetan bireylerde tedavi endikasyonudur.
D- Büyük damar yakınındaki lezyonlar damar tutulmamışsa bile tedavi edilimelidir.
E- Optik sinir primer tutulumu varsa tedavi edilmelidir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Toksoplazma retinitinde her lezyon tedavi edilecek diye bir kural yoktur. Küçük ve periferik lezyonlar immünkompetan bireylerde tedavi edilmelidir. AIDS hastalarında tüm lezyonlar tedavi edilmelidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 297

Soru 412
Toksoplazma retiniti tedavisi ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Sistemik steroidler immün yetmezlik bulunanlarda görmeyi tehdit eden lezyon varlığında mutlaka kullanılmalıdır.
B- Primetamin kullanılırken hatalık kan sayımları yapılmalıdır.
C- Atovaquone AIDS hastalarında toksoplazma tedavisinde kullanılır.
D- Co-trimaksozol tek başına kullanılabilir.
E- Klindamisin psödomembranöz kolit yapabilir.

Doğru cevap A seçeneğidir. Görmeyi tehdit eden lezyonların varlığında immünkompetan bireylerde steroidler kullanılmalıdır. Ama AIDS’de kontrendikedir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 297

Soru 413
Toxocara retiniti ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Etken köpeklerden bulaşan Toxocara canis’dir.
B- Pika hikayesi vardır.
C- Okuler tutulum bulunanlar sistemik yönden şiddetli hastalığa sahiptir.
D- En sık görülen lezyonlar kronik endoftalmi, arka kutup granülomu ve periferik granülomdur.
E- Lokalize vitreus absesi görülebilir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Okuler tutulum bulunanlar visceral larva migrans ile ilişkili değildir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 297-8

Soru 414
Toxocaraya bağlı kronik endoftalmi için yanlış olan hangisidir?
A- Strabismusla ortaya çıkabilir.
B- Periferik granülom bulunmaz.
C- Periferik retinada pars planite benzeyecek şekilde karla kaplanma manzarası görülebilir.
D- Tedavisinde sistemik steroidler kullanılabilir.
E- Bazı vakalarda enükleasyon yapılır.

Doğru cevap B seçeneğidir. Sıklıkla 2-9 yaşlarında lökokori, strabismus ve unilateral görme kaybıyla ortaya çıkan bu durumda periferik granülom nadiren bulunabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 298

Soru 415
Toxocaraya bağlı kronik endoftalmide hangisi görme kaybı sebebi değildir?
A- Retina dekolmanı
B- Katarakt
C- Fitizis bulbi
D- Maküler ödem
E- Papillit

Doğru cevap E seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 298

Soru 416
Toxocaraya bağlı arka kutup granülomu ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- İlk olarak unilateral görme azalması ile hekime başvururlar.
B- Anterir üveit ve vitritis sıklıkla mevcuttur.
C- 1-2 disk çapında sarı-beyaz solid bir granülom vardır.
D- Makülaya yerleşimi sıktır.
E- Papilla çok sık tutulmaz.

Doğru cevap B seçeneğidir. Anterior üveit ve vitritis eşlik etmez. Özellikle maküla ve maküla-papilla arası bölge tutulur. Görme kaybının şiddeti yerleşim yerine göre değişir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 298-9

Soru 417
Toxocaraya bağlı perfierik granülom için hangisi yanlıştır?
A- Anterior üveit ve vitritis yoktur.
B- Retina dekolmanına bağlı görme azalabilir.
C- Psödoekzotropya görülür.
D- Vitreus bandları görülür.
E- Papillit görülür.

Doğru cevap E seçeneğidir. Toxocaraya bağlı periferik granülom erişkin yaşta görme kaybı yapabilir. Bunun nedeni makula distorsityonu veya retina dekolmanıdır. Ön ve arka uvea tutulmaz. Ekvator önünde veya üzerinde beyaz bir granüom görülür. Lezyon bölgesinden posterior fundusa doğru uzanabilen vitreus bandları görülür. Bu bandların kontraksiyonuyla diskte şekinti ve damarlarda düzleşme görülür. Çoğu vakada prognoz iyi olsa da maküler heterotopi ve buna bağlı psödoekzotropya ortaya çıkabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 299-300

Soru 418
Herpes zostere bağlı iritis için hangisi yanlıştır?
A- Hutchinson belirtisi bulunan herpes zoster oftalmikus vakaları risk altındadır.
B- Non-granülomatözdür.
C- Kanla boyanmış hipopyon görülebilir.
D- Üveit tedavi edilmezse kendiliğinden iyileşir.
E- İris iskemisi görülür.

Doğru cevap D seçeneğidir. Üveit tedavi edilmediğinde kronikleşir ve iris atrofisi (iris iskemisine bağlı sektöryel kayıp tarzında), glokom (ani basınç artışları görülebilir. Bunun sebebi trabekülit ve trabekulumda inflamatuar yıkıntılara bağlı tıkanmadır.) ve katarakt gelişir. Nadiren gelişen ağır iris iskemisi hafif kanla boyanmış hipopyona neden olabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 300-1

Soru 419
Herpes zostere bağlı üveit ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Tedavisi antivirallerdir.
B- Korneal hassasiyet azalmıştır.
C- Akut basınç artışları olabilir.
D- Atrofik iris sahalarında damarlar tıkanmıştır.
E- Herpes zoster oftalmikus vakalarının yarısında görülür.

Doğru cevap A seçeneğidir. Tedavi topikal steroidlerle yapılır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 300-1

Soru 420
Akut retinal nekroz ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Genç hastalarda sebebi herpes simpleks olabilir.
B- Klasik triadı retinit-arterit-vitritistir.
C- Tedavisinde steroidler kullanılır.
D- Özellikle santral fundusta etkilidir.
E- Hem regmatojen hem de traksiyonel tipte retina dekolmanı sebebidir.

Doğru cevap D seçeneğidir. Genç hastalarda H. Simpleks, yaşlılarda H. Zostere bağlıdır. Klasik triadı arterit (periflebit)+vitritis+nekrotizan retinittir. Özellikle periferden başlayan tam kat retinal nekroz alanları göze çarpar. Son dönemlere kadar santral retina korunur. Lezyonlar 4-12 hafta içinde iyileşir ve pigment epitelinde atrofi eşliğinde nekrotik ve transparan retina sahaları bırakır. İki ay içinde diğer göz de tutulur. Görme kaybı regmatojen ve traksiyonel dekolman ile iskemik optik nöropatiye bağlıdır. Tedavide asiklovir, steroidler, aspirin kulanılabilir. Cerrahi gerekebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 301-2

Soru 421
Konjenital rubellaya bağlı en sık göz komplikasyonu hangisidir?
A- Katarakt
B- Glokom
C- Retinopati
D- Şaşılık
E- Mikroftalmus

Doğru cevap C seçeneğidir. Tamamı konjenital rubellaya bağlı olarak görülebilse de en sık komplikasyon retinopatidir. Karakteristik bulgusu makuladaki tuz-biber manzarası şeklindeki pigmenter bozukluktur. Papilla ve kan damarları genellikle normaldir. Unilateral veya bilateral görülebilir ve görme koroidal neovaskülarizasyon yoksa etkilenmez. Ayrıca panduler nistagmus ve optik sinir başı anomalileri, iritis, iris atrofisi ve yüksek refraksiyon kusurları görülebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 302

Soru 422
Konjenital rubellaya bağlı retinopatiden sonra en sık göz komplikasyonu hangisidir?
A- Katarakt
B- Glokom
C- Retinopati
D- Şaşılık
E- Mikroftalmus

Doğru cevap C seçeneğidir. Tamamı konjenital rubellaya bağlı olarak görülebilse de en sık komplikasyon retinopatidir. Retinopatiden sonra en sık katarakt görülür. Katarakt sıklıkla mikroftalmusa eşlik eder ve unilateral ya da bilateral olabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 302

Soru 423
Tahmini okuler histoplazmoz sendromu hakkında hangisi yanlıştır?
A- Hastalarda histoplazma izole edilemez.
B- Koroidde granülomatöz inflamasyon oluşturur.
C- Aktif, dissemine sistemik histoplazmoz vakalarında gösterilememiştir.
D- Histoplazma cilt testi genellikle negatiftir.
E- Makülopati oluşmadığı sürece asemptomatik seyreder.

Doğru cevap D seçeneğidir. Cilt testi %90 oranında pozitiftir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 303

Soru 424
Tahmini okuler histoplazmoz sendromu için yanlış olan hangisidir?
A- En erken maküler semptom metamorfopsidir.
B- Makülopati olmadığı sürece asemptomatiktir.
C- Atrofik histo spotları pigmentasyonla beraber bulunabilir.
D- Vitreusta yoğun inflamasyon görülür.
E- Periferde lineer koryoretinal atrofi çizgileri görülür.

Doğru cevap D seçeneğidir. Atrofik histo spotları skarların içinde veya kenar kısımlarında küçük pigment kümeleri içerebilirler. Bazı hastalarda bu pigmentasyon bulunmayabilir. Bunlar dışında peripapiller atrofi, periferde lineer koryoretinal atrofi çizgileri ve koroidal neovaskülarizasyon (genellikle eski bir histo spotuyla beraberdir) görülebilir. Vitreus hiçbir zaman tutulmaz.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 303-4

Soru 425
Tahmini okuler histoplazmoz sendromlu bir hastada makula tutulumuyla ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Bazı vakalarda makula altında sarı-beyaz bir lezyon bulunur.
B- Makula atındaki lezyon üzernde gelişen koroidal nevaskülarizasyona bağlı kanama oluşursa görme bariz olarak düşer.
C- Diskiform skar gelişebilir.
D- Koridal neovaskülarizasyon bulunan çoğu vaka 0.1 altında görür.
E- Makula tutulumuna ait en sık semptomu skotomdur.

Doğru cevap E seçeneğidir. Makula tutulumuna ait en sık semptom metamorfopsidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 304

Soru 426
Kandidaya bağlı göz tutulumunun özelliği olmayan hangisidir?
A- İlk odak koroiidde yer alır.
B- Unifokal retinit gelişir.
C- Vitreusa uzanan pamuk yumağı şeklinde opasiteler oluşur.
D- Retinal nekroza ilerleyebilir.
E- Tedavide antifungaller kullanılır.

Doğru cevap B seçeneğidir. Kandidiaziste multifokal retinit gelişir. Antifungal tedavi verilmez ise retinit odakalrından kalkan lezyonlar genişler, vitreus jeline doğru uzanan pamuk yumaklarına benzeyen yüzen gezen koloniler oluşur. Bu koloniler bir araya gelip inci dizisi şeklinde dizilebilir. Endoftalmi ve ağır retial nekroz bazı vakalarda ilerlemiş dönemlerde görülür. Traksiyonel retina dekolmanı muhtemeldir. Tedavide antifungaller ve endoftalmi vakalarında pars plana vitrektomi kullanılır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 305-7

Soru 427
Hiperkromi yapmayan hangisidir?
A- Ota nevüs
B- Horner sendromu
C- Okuler siderozis
D- Diffüz iris nevüsü
E- Latanoprost kullanımı

Doğru cevap B seçeneğidir. Hipokromi konjenital olabileceği gibi Horner sendromunda da görülebilir. Hiperkromi sebepleri ise latanoprost kullanımı, Sturge-Weber sendromu, diffüz iris nevüsü veya melanomu, okuler siderozis ve okulodermal melanositozistir. (Ota nevüs) Ayrıca Fuchs’un üveit sendromunda tutulan göz %90 hiperkromik olsa da %10 hipokromiktir. Bu sendromda heterokromiyi tayin eden faktörler stroma ve arka pigment tabakasının atrofi derecesi ve hastanın tabii iris rengi yer alır. Stromal artofi bariz ise pigment tabaka açığa çıkar ve hiperkromi görülür. Genel olarak kahverengi gözler hipokromik görülürken, mavi gözler hiperkromik hale gelir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 308-9

Soru 428
Fuchs’un üveit sendromunda bulunmayan iris bulgusu hangisidir?
A- Arka sineşi
B- Arka pigment tabakasında yama tarzı atrofi
C- Diffüz stromal atrofi
D- İris nodulleri
E- Midriyazis

Doğru cevap A seçeneğidir. Fuchs’un üveit sendromunda hiçbir zaman arka sineşi oluşmaz. Erken dönemde kripta kaybıyla kendini gözteren stromal atrofi tipik olarak diffüzdür. İris bu sayede mat görülür. İris kan damarları belirgin bir hal alır. Arka pigment tabakasında yama tarzı atrofi görülebilir. Diğer bulgular; iris nodulleri, rubeozis ve sfinkter atrofisine bağlı midriyazis şeklinde görülebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 308

Soru 429
Hem hiperkromi hem de hipokromi sebebi olabilen hangisidir?
A- Horner sendromu
B- Fuchs’un üveit sendromu
C- Okuler siderozis
D- Ota nevüs
E- Latanoprost kullanımı

Doğru cevap B seçeneğidir. Hipokromi konjenital olabileceği gibi Horner sendromunda da görülebilir. Hiperkromi sebepleri ise latanoprost kullanımı, Sturge-Weber sendromu, diffüz iris nevüsü veya melanomu, okuler siderozis ve okulodermal melanositozistir. (Ota nevüs) Ayrıca Fuchs’un üveit sendromunda tutulan göz %90 hiperkromik olsa da %10 hipokromiktir. Bu sendromda heterokromiyi tayin eden faktörler stroma ve arka pigment tabakasının atrofi derecesi ve hastanın tabii iris rengi yer alır. Stromal artofi bariz ise pigment tabaka açığa çıkar ve hiperkromi görülür. Genel olarak kahverengi gözler hipokromik görülürken, mavi gözler hiperkromik hale gelir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 308-9

Soru 430
Fuchs’un üveit sendromu ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Üveit kronik ve non-granülomatözdür.
B- Genelde bilateraldir.
C- İlk semptomlar katarakta bağlıdır.
D- Vitreusta ipliksi opasiteler yaygındır.
E- Görme üzerine en büyük problem glokomdur.

Doğru cevap B seçeneğidir. Genelde unilateral olup gençlerde sıktır. Vitiritis ve vitreusta ipliksi opasitelr yaygındır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 307-9

Soru 431
Fuchs’un üveitik sendromunda görülen açı bulgularından olmayan hangisidir?
A- Açıda neovaskülarizasyon
B- Amsler belirtisi
C- Sampaolessi hattı
D- Anterior sineşi
F- Açı normal olabilir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Sampaolessi hattı psödoeksfoliatif glokomda görülen bir bulgudur. Schwalbe hattı üzerinde veya önünde taraksı biçimde kesik kesik bir band oluşturmuş durumdaki pigmenter yerleşim Sampaolessi bulgusu olarak adlandırılır. Fuchs’un üveit sendromunda açıda neovaskülarizasyon, membran formasyonu, periferik anterior sineşi görülebilir. Amsler belirtisi açıdaki anormal vaskülarizasyonun sonucu olarak parasentez sırasında giriş yerinden uzakta ortaya çıkan filiform hemorajileri ifade eder. Açı normal de olabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 218, 308

Soru 432
Fuchs’un üveitik sendromuda teşhis sırasında en sık görülen bulgu hangisidir?
A- Katarakt
B- Glokom
C- Üveit
D- Hiperkromi
E- Hipokromi

Doğru cevap A seçeneğidir. Ensık bulgu katarakt olsa da irreversbl görme kaybı açısından en önemli durum glokomdur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 307-9

Soru 433
Fuchs’un üveit sendromunda görülen keratik prespitatlarla ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Büyük oranda tanısaldır.
B- Tüm endotel sathına yayılmıştır.
C- Gri-beyaz renkli ve küçüktür.
D- Zamanla pigmentli bir hal alırlar.
E- Aralarında tüy gibi flamanlar yer alabilir.

Doğru cevap D seçeneğidir. Keratik prespitatlar bir görünüp bir kaybolsalarda asla konfluent almaz ve asla pigmentli hal almaz.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 307-8

Soru 434
Fuchs’un üveit sendromundaki komplikasyonlarla ilgili olrak yanlış olan hangisidir?
A- Katarakt en yaygın komplikasyondur.
B- Katarakt cerrahisi hifemayla komplike olabilir.
C- Glokomda sineşial açı kapanması en sık sebeptir.
D- Glokom trabeküler skleroza bağlı olabilir.
E- Katarkt ekstraksiyonu glokom gelişimini hızlandırır.

Doğru cevap C seçeneğdiir. Glokomda açı kapanmasından ziyade trabeküler skleroz suçlanmaktadır. Trabekülektomi antimetabolitle yapıldığında %50 olan başarı şansı arttırılabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 309

Soru 435
Hangisi Fuchs’un üveit sendromu ve komplikasyonlarının tedavisinde kullanılmaz?
A- Trabekülektomi
B- Mitomisin C
C- Midriyatikler
D- Topikal steroidler
E- Antiglokomatöz ilaçlar

Doğru cevap C seçeneğidir. Arka sineşi gelişmediği için midriyatikler kullanılmaz.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 309

Soru 436
İntermedier üveit ile ilgi olarak hangisi yanlıştır?
A- Genelde bilateraldir.
B- Tutulum şiddeti asimetriktir.
C- Sarkoidoz ve multipl sklerozla ilişkili olabilir.
D- Ortaya çıkış semptomu sıklıkla sinek uçuşması şeklindedir.
E- Arka sineşi sıklıkla görülür.

Doğru cevap E seçeneğidir. Arka sineşi görülmez. Hastaların %10’unda uzun süreli takiplerde multipl skleroz ve sarkoidoz gelişir. En sık ortaya çıkış semptomu sinek uçuşması şeklindedir. Tedavisinde posterior subtenon steroid enjekiyonları, topikal ve sistemik steroidler ve sitotoksik ajanlar kulanılabilir. Periferik neovaskülarizasyon varsa vitreus tabanına kriyoterapi yapılır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 309-11

Soru 437
Hangisinin intermedier üveitte görülmesi beklenmez?
A- Görme azalması
B- Anterior vitreusta hücre
C- Santral damarlarda retinal periflebit
D- Vitreusta jelatinsi eksüdalar
E- Remisyon ve alevlenmeler

Doğru cevap C seçeneğidir. İntermedier üveitte periferik retinada periflebit yaygın görülür. İntermedier üveitin bir alt tipi olan pars planitt görülen karla kaplanma manzarası inferior pars planada sıktır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 309-10

Soru 438
Hangisi intermedier üveitte beklenen bir komplikasyon değildir?
A- Kistoid maküler ödem
B- Sekonder katarakt
C- Retina dekolmanı
D- Siklitik membranlar
E- Papillit

Doğru cevap E seçeneğidir. Papillit görülmesi mutad bir komplikasyon değildir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 310

Soru 439
Hangisi intermedier üveitte görme keskinliğindeki azalmanın en sık sebebidir?
A- Kistoid maküler ödem
B- Sekonder katarakt
C- Retina dekolmanı
D- Siklitik membranlar
E- Papillit

Doğru cevap A seçeneğidir. Kistoid amküler ödem intermedier üveitte görme azalmasının en yaygın sebebidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 310

Soru 440
Juvenil kronik iridosiklit ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- En sık eşlik eden sistemik hastalık juvenil kronik artrittir.
B- Çoğu hasta diğer yönlerden sağlıklıdır.
C- En sık erkeklerde görülür.
D- Genelde başalngıçta asemptomatiktir.
E- Katarakt ve band keratopati görülebilir.

Doğru cevap C seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 311

Soru 441
İdiyopatik multifokal beyaz nokta sendromlarından olmayan hangisidir?
A- Tahmini okuler histoplazmoz sendromu
B- Multipl çabuk kaybolan beyaz nokta sendromu
C- Akut posterior multifokal plakoid pigment epitelyopatisi
D- Serpijinöz koroidopati
E- Punktat iç koroidopati

Doğru cevap A seçeneğidir. İdiyopatik multifokal beyaz nokta sendromları multipl çabuk kaybolan beyaz nokta sendromu, akut posterior multifokal plakoid pigment epitelyopatisi, serpijinöz koroidopati, panüveitli multifokal koroidit sendromu ve punktat iç koroidopati ve kuş saçması retinokoroidopatisini içerir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 311-6

Soru 442
Multipl çabuk kaybolan beyaz nokta sendromu için yanlış olan ifade hangisidir?
A- Hastalar diğer yönlerden sağlıklıdır.
B- Bilinen bir tedavisi yoktur.
C- Hastalığın seyrinde kör nokta genişleme gösterir.
D- Perifer retina nadir tutulur.
E- Görme iyileştikten sonra genişleyen kör nokta da düzelir.

Doğru cevap E seçeneğdir. Tek taraflı olarak tipik olarak sağlıklı genç kadınları etkileyen bu sendromda tedavi mevcut olmasa da prognoz iyidir. Ortaya çıkış unilateral göre kaybı şeklindedir. En sık arka retina ve orta periferde yer alan pigment epiteli düzeyinde beyaz noktalar vardır. Fovea granüler görünümdedir. Vitirtis hafif olup, kör noktada genişleme görülür. Kör nokta iyileşme olsa da genişlemiş olarak kalır. Sendrom 1-2 haftada spontan iyileşir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 311-2

Soru 443
Akut posterior multifokal plakoid pigment epitelyopati ile ilgili olarak yanlış olan hangisidir?
A- Bilateral tutulum mevcuttur.
B- İki göz aynı zamanda tutulur.
C- HLA-B7 pozitiftir.
D- FFA’da erken döenm hipofloresans, geç dönem göllenme görülür.
E- Bilinenbir tedabsi yoktur.

Doğru cevap B seçeneğdiri. Tipik olarak gençlerde bilateral tutulum yapan bu hastalıkta HLA-B7 ve HLA-DR2 pozitiftir. Önce tek göz tutulur ve görme azalır. 1-2 gün sonra diğer gözde tutulur. Ekvator arkası retina tutulur. FFA’da erke dönem hipofloresans ve geç dönem göllenme görülür. Vitirits, vasküler kılıflanma ve dis ödemi görülebilir. Bilinen bir tedavisi yoktur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 312

Soru 444
Serpijinöz koroidopati için yanlış olan hangisidir?
A- Görme kaybı kalıcıdır.
B- Ortaya çıkış semptomu görme kaybıdır.
C- Genellikle papilla etrafından başlar.
D- İki göz aynı anda tutulur.
E- Tedavide sikosporin verilebilir

Doğru cevap D seçeneğidir. Daha çok yaşlı bireylerde görülen bu durum bilateral ve ilerleyicidir. Ortaya çıkış semptomu maküler tutuluma bağlı tek taraflı görme azalmasıdır. Diğer göz bir süre sonra tutulur. Aktif lezyonlar bulanık sınırlı, derin ve krem renklidir. Lezyonlar genellikle papilla etrafından başlar. Erken lezyonlar nadiren makulayı tutar. Tekrarlayan ataklar sonucu proses peripapiller alandan yılankavi bir tarzda perifere yayılır. Bu sırada fovea tutulumu olursa bu derin ve kalıcıdır. İnaktif lezyonlar kenarları tırtıklı, zımbayla delinmiş gibi görülen, atrofik alanlardan oluşur. Atrofinin tabanında koroide ait görülen tek yapı büyük vasküler yapılardır. Koroidal neovaskülarizasyon gelişebilir. Tıbbi tedavide sistemik steroidler, azotiopürin, siklosporin verilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 313-4

Soru 445
Kuş saçması (bird shot) retinopatisi için yanlış olan hangisidir?
A- Bilateraldir.
B- Vitreusta yüzen parçacıkların fark edilmesiyle ortaya çıkar.
C- Optik disk etrafından başar.
D- Atrofik lezyonlar pigmentedir.
E- HLA-A29 (+)

Doğru cevap D seçeneğidir. İki gözü tutan kronik seyirli bu klinik durum HLA-A29 ile ilişkilidir. Kadınlarda sık görülür. Sıklıkla vitreusta yüzen parçacıkların fark edilmesiyle başlar. Optik diskten ekvatra doğru yayılma gösteren, değişken sayılarda, kremsi-sarı renkli ovoid spotlardır. Vitritis ve kistoid maküler ödem eşlik eder. Aylar sonra bu spotlar hiperpigmentasyonla birlikte bulunmayacak tarzda atrofik, beyaz depigmente lezyonlar haline gelirler. Makülopati, retinal atrofi, katarakt, koroid neovaskülarizasyonu ile komplike olabilirler. Sistemik steroid ve imünsupresifler faydalıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 314

Soru 446
Punktat iç koroidopati için yanlış olan hangisidir?
A- Bilateraldir.
B- Myopide risk artar.
C- Tedavisi bilinmemektedir.
D- İlk semptomları ışık çakmasıdır.
E- Vitritis eşlik edebilir.

Doğru cevap E seçeneğidir. Myopik genç kadınlarda görülür. İki göz tutulur ve bilinen tedavisi yoktur. Hastalık skotomlar ve ışık çakmalarıyla ortaya çıkar. Arka kutupta hepsi aynı zamanada ortaya çıkmış sarı renkli belli belirsiz spotlar vardır. Lezyonalrın sayılarına bağı olarak seröz dekolman görülebilir. Anterior üveit ve vitritis görülmez. Koroidal neovaskülarizasyon görülebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 315-6

Soru 447
Panüveitli multifokal koroidit sendromu için yanlış olan hangisidir?
A- Kadınlarda görülür.
B- Vitritis görülmez.
C- İlk semptomu görme kaybıdır.
D- Subretinal fibrozis sebebi olabilir.
E- Periokuler steroidler faydalıdır.

Doğru cevap B seçeneğidir. Kadınlarda görülür. Bilateral olmayabilir. Ortaya çıkışı subakut görme kaybıdır. Orta perifer fundusta multipl, küçük, eski ve yeni koroidal lezyonlardan oluşur. Tüm vakalrda vitritis yer alır. Üveit vakarlın yarısında vardır. Kistoid makuler ödem, subretinal fibrozis ve koroidal neovaskülarizsyon ile komplike olabilir. Perifokuler ve sistemik steroidler fadalı olabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 316-7

Soru 448
Üveitlerde midriyatiklerin kullanımı ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Silier kas ve pupilla sfinkterindeki spazmı ortadan kaldırırlar.
B- Yoğun kullanımlarında arka sineşilerin ayrılmasını sağlayabilirler.
C- Uzun etkililer arka sineşi gelişimini engeller.
D- Bilinen en güçlü sikloplejik atropindir.
E- Devamlı kullanımlarında çocuklarda ambliyopi gelişebilir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Kısa etkililer arka sineşi gelişimini pupillayı hareket halinde tutarak sağlarlar.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 317

Soru 449
Üveitlerde steroidlerin kullanımı ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Üveitlerde esas tedavi yoludur.
B- Suspansiyon formunda korneadan daha iyi geçer.
C- Kronik kullanımında glokom görülebilir.
D- Arka subkapsüler katarakt daha çok sistemik steroidlerle görülür.
E- Topikal formlar çocuklarda sistemik yan etkiler yapabilirler.

Doğru cevap B seçeneğdir. Solusyon formu suspansiyon ve pomad formuna göre korneadan daha iyi penetre olabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 317

Soru 450
Periokuler steroid kullanımı endikasyonu olmayan hangisidir?
A- Ankilozan spondilitli hastalarda hipopyonlu üveitler
B- İntermedier üveit
C- Üveitli gözlere cerrahi öncesine proflaksi amaçlı olarak
D- Juvenil kronik artrite bağlı üveit
E- Tahmini okuler histoplazmoz sendromu

Doğru cevap E seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 273, 318

Soru 451
Hangisi sistemik steroid tedavisi endikasyonudur?
A- Kandidaya bağlı üveal tutulum
B- Fuchs’un üveit sendromu
C- Bilateral posterior üveitler
D- Hafif anterior üveit
E- Normal görmeye sahip intermedier üveit hastaları

Doğru cevap C seçeneğidir. Diğer seçenekler kontrendike olduğu durumlardır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 318-9

GLOKOM

Soru 273
Aköz üretimiyle ilgili ifadelerden hangisi yanlıştır?
A- Aköz üretiminin büyük çoğunluğu pigmentli silier epitelde gerçekleşir.
B- Aköz üretiminde en önenmli pompa Na+/K+ ATPaz’dır.
C- Aktif salınım göz içi basıncından bağımsızdır.
D- Pasif salınım göz içi basıncı seviyesine göre düzenlenir.
E- Beta blokerler aköz sekresyonunu azaltırlar.

Doğru cevap A seçeneğidir. Aköz üretiminin büyük çoğunluğu pigmentsiz silier epitelde gerçekleşir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 185

Soru 274
Aköz dışa akımı ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Aköz dışa akımın çoğu trabekulum üzerinden olur.
B- Trabekulumun endotelyal ağı dışa akıma en çok direnç gösteren kısmıdır.
C- Aköz trabekulum ve schlemm kanalı üzerinden episkleral venlere boşalır.
D- Uveoskleral yolda aköz silier cisim üzerinden supra koroidal boşluğa geçer.
E- Aköz dışa akımında trabeküler yo ve uveoskleral yol dışında bir yol yoktur.

Doğru cevap E seçeneğidir. Dışa akımda çok önemsiz derecede olsa da iris yoluyla drenajda vardır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 185-6

Soru 275
Göz içi basıncı ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Gün içinde sabit değildir.
B- Gün içi genellikle 5 mmHg’yi geçmez.
C- Normotansif glokomda dalgalanmalar 5 mmHg’yi aşar.
D- Kalp atımı ve kan basıncına göre değişebilir.
E- Genellikle sabah yüksek değerlerdedir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Diürnal ritm primer açık açılı glokom ve okuler hipertansiyonda 5 mmHg üzerinde farklılık gösterirken, normotansif glokomda normal insanlar gibidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 186

Soru 276
Hangisi sekonder açık açılı glokomun pretrabeküler sebeplerinden biridir?
A- İridokorneal endotelyal sendromu
B- Pigmenter glokom
C- Hayalet hücreli glokom
D- Sturge-Weber sendromu
E- Akur anterior üveit

Doğru cevap A seçeneğidir. Sekonder açık açılı glokomlardan pretrabeküler glokomda trabekulumu örten bir membran mevcuttur. Bu membran fibrovasküler doku (neovasküler glokom), endotelyal hücreler (iridokorneal endotelyal sendrom) ve epitelyal hücrelerden (epitelyal iç yürüme) oluşabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 187

Soru 277
Hangisi sekonder açık açılı glokomun trabeküler sebeplerinden biridir?
A- Neovasküler glokom
B- Epitelyal içe yürüme
C- Pigmenter glokom
D- Karatikokavernöz fistül
E- Vena kava superior tıkanıklığı

Doğru cevap C seçeneğidir. Trabeküler glokom sebepleri pigment partikülleri (pigmenter glokom), eritrositler (kırmızı hücreli glokom), hemolitik eritrositler (hayalet hücreli glokom), makrofajlar (fakolitik glokom), proteinler (akut anterior üveit) ve psödoeksfoliatif materyal (psödoeksfoliatif glokom) olabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 187-8

Soru 278
Trabeküler glokom sebeplerinden hangisi mekanizma bakımından diğerlerinden farklı olabilir?
A- Fakolitik glokom
B- Herpes zoster iritisi
C- Akut anterior üveit
D- Psödoeksfoliatif glokom
E- Pigmenter glokom

Doğru cevap B seçeneğidir. Diğer trabekuler glokom sebeplerinde materyal tarbekulumu tıkarken, herpes zoster iritisinde (trabeküler fibriller ödem) ve post tavmatik açı gerilemesi sendromu (açıda nedbelenme) mekanizma olarak farklıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 188

Soru 279
Göz içi basıncı ölçümünde hangisi en güvenilir sonuçlar verir?
A- Glodmann tonometresi
B- Schiötz tonometresi
C- Perkins tonometresi
D- Tonopen
E- Pulsair 2000

Doğru cevap A seçeneğidir. Goldmann tonometresi en kesin ölçüm sonuçlarını veren tonometredir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 188-90

Soru 280
Hangisi bandaj kontakt lens üzerinden ölçümler alabilir?
A- Goldmann tonometresi
B- Pulsair 2000
C- Tonopen
D- Hava üflemeli tonometre
E- Schiötz tonometresi

Doğru cevap C seçeneğidir. Tonopen’in en önemli avantajı distorsiyona uğramış kornealar, ödemli kornealar ve bandaj kontakt lens bulunan bir gözde lens üzerinden ölçümler sağlayabilmesidir. En kötü taraflarından birisi düşük basınçları yüksek, yüksek basınçları da düşük göstermesidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 190

Soru 281
Gonyolensler ile ilgili olarak hangsi yanlıştır?
A- İndirekt gonyolensler karşı açıyı görüntüler.
B- İndirekt gonyolensler sadece teşhise yönelik kullanılırlar.
C- Direkt gonyolensler sadece cerrahi amaçlar için kullanılabilir.
D- Göz küresini sabitleştirenler Argon LASER trabeküloplastide kullanılabilirler.
E- İndirekt gonyolensler yarıklı lamba ile beraber kullanılabilir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Direkt gonyolensler hem cerrahi hem de teşhis amaçlı kullanılabilir. Bunlar Koeppe (panoramik açı görüntüsü) ve Swan-Jacop lensleridir. (bir sap ile tutulur.) Yarıklı lamba ile kulanılmazlar. İndirekt gonyolensler Zeiss, Posner ve Goldmann 3 aynalı lensidir. Goldmann 3 aynalı lensinin temas yüzeyi 12 mm’dir. Kurvatürü korneaya göre daha dik olduğundan araya visköz madde koymak gerekir. Gözü sabitlediğinden argon LASER trabeküloplasti için uygundur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 191

Soru 282
İndirekt gonyolensler ile ilgili olarak hangsi yanlıştır?
A- Goldmann 3 aynalı lensi 12 mm temas çapına sahiptir.
B- Zeiss 4 aynalı bir lenstir.
C- Zeiss bir sap yardımıyla tutulmaktadır.
D- Zeiss kullanılırken araya visköz madde koymak gerekir.
E- Posner indirekt gonyolenslerdendir.

Doğru cevap D seçeneğidir. Zeiss ve benzeri olan Posner lensinin temas yüzey alanı küçük (9 mm) ve korneaya göre daha düz bir kurvatüre sahip olduğundan araya visköz madde koymak gerekmez. Ayrıca indentasyon gonyoskopisi için de uygundurlar. Ama sabitleştirilemediğinden LASER trabeküloplastide kullanılmaz.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 191

Soru 283
Açı yapılarından en önde bulunanı hangisidir?
A- Schwalbe hattı
B- Skleral mahmuz
C- Trabekulum
D- Schlmm kanalı
E- İris procesleri

Doğru cevap A seçeneğidir. Schwalbe hattı açı elemanlarından en önde bulunanı olup opak bir çizgi şeklinde kendini görterir. Descemet membranın periferdeki sonlanışına ve trabekulum ön sınırına denk gelir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 192

Soru 284
Trabekulumun yapısıyla ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Trabekulum Schwalbe hattıyla skleral mahmuz arasındadır.
B- Trabekulumun öndeki kısmı pigmentedir.
C- Trabekulumun esas fonksiyon gören arka kısmıdır.
D- Puberte öncesi trabekulumda pigmentasyon nadirdir.
E- Trabeküler pigmentasyon inferiorda yoğundur.

Doğru cevap B seçeneğidir. Trabekulumun öndeki pigmentsiz kısmı değil arkadaki pigmente olan kısmı esas fonksiyon gören kısmıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 192

Soru 285
Patolojik trabeküler hiperpigmentasyon sebebi olmayan hangisidir?
A- Psödoeksfoliasyon sendromu
B- Pigment dispersiyon sendromu
C- İridokorneal endotelyal sendrom
D- Diyabet
E- Ota nevüs

Doğru cevap C seçeneğidir. İridokorneal endotelyal sendrom pretrabeküler tipte glokom sebebidir. Trabekulumda pigmentasyon yapmaz. Patolojik derecede pigmentasyon gösteren trabekulumda sebepler; künt göz travması, anterior üveit, akut açı kapanması glokomu sonrası, psödoeksfoliasyon sendromu, pigment dispersiyon sendromu, diyabette katarakt cerrahisi ardından ve ota nevüstür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 187, 192

Soru 286
Açı yapılarıyla ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Korneal kama skleral mahmuzu lokalize etmek için kullanılır.
B- Vena kava superior sendromunda Schlemm kanalı görünür hale gelebilir.
C- Skleral mahmuz skleranın en öndeki uzantısıdır.
D- Silier cisim hipermetrop gözlerde dar, myop gözlerde geniş görünür.
E- İris procesleri sadece üç gözden birinde bulunur.

Doğru cevap A seçeneğidir. Korneal kama ince bir slit kullanılarak bulunabilir. Bu iki yansıma yapacaktır. Biri kornea dış yüzeyi ve sklera birleşme noktası, diğeri ise kornea iç yüzeyinden gelir. Bu iki yansıma Schwalbe hattı üzerinde kesişir. Argon LASER trabeküloplasti yapılırken pigmente Schwalbe hattı ile posterior pigmentli trabekulumun ayrılmasında kullanılır. Ayrıca episkleral venöz basıncı arttıran vena kava superior sendromu, karotikokavernöz fistüller ve Sturge-Weber sendromunda Schlemm kanalı kanla dolar ve görünür hale gelebilir. Skleral mahmuz skleranın en öndeki uzantısı ve silier cismin longitudinal kasının tutunma noktasıdır. Parlak beyazımsı renktedir. Farklı gözlerde değişmeksizin kaldığından açı yapıları için en önemli işaret noktasıdır. Silier cisim kurşuni gri renkte fark edilir. Hipermetrop gözlerde dar, myop gözlerde geniş görünür. Diğer elemanlardan iris procesleri silier cismi değişen derecelerde örter. Normalde 3 gözden birinde bulunur ve çocukluk ve kahverebngi gözlerde daha sık görülür. Açının en gerisinde bulunan kan damarları ise normalde ışınsal tarzda dizilmiş olmalarına rağmen karışık görünüme de bürünebilir. Bunun sebepleri; neovasküler glokom, Fuchs’un üveitik sendromu ve kronik ön üveit olabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 192-3

Soru 287
Shaffer tarafından yapılan açı sınıflandırması için yanlış olan hangisidir?
A- Grade 4; silier cismin çok rahatlıkla görülebildiği en geniş açıdır.
B- Grade 3; skleral mahmuzun seçilebildiği açıdır.
C- Grade 2; trabekulumun seçilebildiği açıdır.
D- Grade 1; Schwalbe hattının seçilebildiği açıdır.
E- Grade 0; gözle görülür bir iridokorneal temas bulunmasa da açı elemanlarının bir tanesini bile izlemek mümkün olmaz.

Doğru cevap E seçneğidir. Grade 4 (35o-45o); silier cismin çok rahatlıkla görülebildiği en geniş açıdır. Myopi ve afakide görülür. Grade 3 (20o -35o); skleral mahmuzun seçilebildiği açıdır. Grade 2 (20o); trabekulumun seçilebildiği açıdır. Grade 1 (10o); Schwalbe hattı ve blki de trabekulumun en üst kısmının seçilebildiği açıdır. Kapanma riski en yüksek açık açıdır. Slit şeklinde açı; gözle görülür bir iridokorneal temas bulunmasa da açı elemanlarının bir tanesini bile izlemek mümkün olmaz. Kapanma riski yüksektir. Grade 0(0o); iridokorneal temas nedenyle kapanmış açıdır. Korneal kamanın apex noktasının görülemeyişi ile tespit edilir. Appositonal ve sineşial açı kapanmalarını birbirinden ayırmak için Zeiss gonyolensi ile indentasyon yapılır. Appositional açı kapanmasında indentasyon ile açı sonlanması görünür hale gelecektir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 187, 193-4

Soru 288
Retina sinir liflerinin optik sinire ulaşma şekilleriyle ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Papillomaküler demet mekik şeklinde bir demet halinde papillaya ulaşır.
B- Nazal retinadan çıkanlar nispeten düz bir şekilde papillaya ulaşır.
C- Maküla temporalindeki lifler papillomaküler demet etrafından arkuat şeklinde geçerek papillaya ulaşır.
D- Maküla temporalindeki lifler horizontal rafeyi çaprazlamazlar.
E- Periferik retinadan gelen lifler optik sinire yakın olanlara göre vitreusa daha yakın seyrederler.

Doğru cevap E seçeneğidir. Periferik retinadan gelen lifler sinir lifleri tabakasının derin kısmında yer alırlar ve optik sinirin periferik (yüzeysel) bölümünü oluşturur. Optik sinire yakın lifler ise sinir lifi tabakasının yüzey kısmında seyrederler ve optik sinirin merkezi (derin) bölümünü oluştururlar.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 187, 194

Soru 289
Glokomatöz hasara karşı en dirençli olan retina sinir lifleri hangileridir?
A- Superior nazal
B- İnferior nazal
C- Papillomaküler
D- Superior temporal
E- İnferior temporal

Doğru cevap C seçeneğidir. Glokmatöz hasara karşı en dirençli sinir lifleri papilomaküler demettekilerdir. En duyarlılar ise arkuat liflerdir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 187, 194

Soru 290
Optik sinir başındaki tabakalar ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Yüzeysel tabaka sinir lifleri santral retinal arter tarafından beslenir.
B- Prelaminer tabaka sinir lifleri kısa posterior silier arterlerce beslenir.
C- Laminer tabaka sinir lifleri uzun posterior silier arterlerce beslenir.
D- Yüzeyel tabaka astrositlerce desteklenir.
E- Laminer tabaka lamina cribrosa ve içinden geçen liflerden oluşur.

Doğru cevap C seçeneğidir. Prelaminer ve laminer tabaka beslenmesi kısa posterior silier sinirlerin sklerayı delerken verdikleri dallardan oluşan Zinn-Haller halkası yoluyla olur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 195
Kaynak: Aydın P, Akova YA. Temel Göz Hastalıkları. 1. Baskı. Ankara. Güneş Kitabevi. 2001 Sf 22

Soru 291
Lamina cribrosa ile ilgili bilgilerden hangisi yanlıştır?
A- 200-400 adet por içerir.
B- En geniş porlar superior ve inferiordadır.
C- Büyük porlar glokomatöz hasara en duyarlı lifleri ihtiva eder.
D- Glokomatöz hasar ağır ise porlar oval veya yuvarlak şeklindedir.
E- Büyük porlar büyük sinir liflerini ihtiva eder.

Doğru cevap D seçneğidir. Lamina cribrosa da en büyük porlar superior ve inferiorda dikine duran kum saati dağılımında yerleşmiştir. Bu büyük porlar zayıf bir bağ doku desteğine sahip olup glokomatöz hasara karşı en duyarlı olan büyük sinir liflerini içerir. Porları şekli eğer hasar hafif ise yuvarlak, orta dercede hasar varsa oval, ağır ise yarık şeklindedir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 195

Soru 292
Optik sinir başı ve ilişkili yapılarla ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Skleral kanal vertikal oval bir görünümdedir.
B- Skleral kanal hipermetropide küçüktür.
C- Optik cup boyutları papilla boyutuyla ilişkilidir.
D- Nöroretinal rim temporalde daha dar, nazalde daha geniştir.
E- Santral retinal arter venden daha nazalde yer alır.

Doğru cevap D seçeneğidir. Sağlıklı bir nöroretinal rim her yerde aynı genişlikte olmalıdır. Skleral kanal myopide büyük olduğundan papilla da büyüktür. Hipermetropide bunu n tam tersi geçerlidir. Ayrıca cup boyutları skleral kanaldan geçen lif sayısı benzer olduğundan büyük boyutlu papillalarda büyük, küçük olanlarda ise küçüktür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 195-6

Soru 293
Cup/Disk oranı (C/D) ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- C/D oranı genetik olarak kodlanmıştır.
B- İki göz arasında C/D oranında 0.2’den fazla fark bulunması glokom düşündürür.
C- C/D oranının 0.3’ten büyük olması glokom düşündürür.
D- Nöroretinal rim karakteristikleri C/D oranından daha önemlidir.
E- Glokom için horizontal C/D oranı, vertikalden daha değerlidir.
Doğru cevap E seçeneğidir. Glokom için vertikal C/D oranı daha değerlidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 196-7

Soru 294
Retina sinir lifleri tabakasının glokomdaki değişimiyle ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- RSLT değişikliklerinin gözlenmesinde yeşil filtre kullanılabilir.
B- RSLT defektleri papilla ve görme alanı değişikliklerinden sonra farkedilir.
C- Erken lokalize defektler slit yada kama şeklindedir.
D- Terminal glokomda RSLT tümüyla atrofi olur.
E- Terminal glokomda RSLT altından RPE görünür hale gelir.

Doğru cevap B seçeneğidir. RSLT defektleri papilla ve görme alanı değişikliklerinin her ikisinden önce farkedilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 197

Soru 295
Glokomda papilla değişiklikleri ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Cup konsantrik veya lokalize olarak genişleyebilir.
B- Cup’ta lokalize genişleme en sık nazalden başlar.
C- Disk üzerinde kıymık şeklindeki hemorajiler görülebilir.
D- Santral retinal damarlar nazale devie olur.
E- Parapapiller atrofi görülebilir.

Doğru cevap B seçeneğidir. Cupta lokalize genişleme veya nöroretinal rim kaybı ilk olarak superior kutuptan başlar.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 197-8

Soru 296
Okuler hipertansiyonda glokom yönünden yüksek risk oluşturan durum aşağıdakilerden hangisidir?
A- Ailede PAAG
B- Yüksek myopi
C- Retina sinir lifleri tabakası değişiklileri
D- Vertikal C/D > 0.7
E- Hipermetropi

Doğru cevap C seçeneğidir. Yüksek risk faktörleri; parapapiler değişiklikler, retina sinir lifi tabakası değişiklikleri ve 30 mmHg üzerinde göz içi basıncıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 206

Soru 297
Primer açık açılı glokom risk faktörü olmayan hangisidir?
A- Yaşlılık
B- Zenciler
C- Aile hikayesi
D- Myopi
E- Hipermetropi

Doğru cevap E seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 206

Soru 298
Primer açık açılı glokom ile ilgili olarak yanlış olan hangisidir?
A- En sık görülen glokom türüdür.
B- Aköz’ün drenaj kanallarının dışa akımında direnç vardır.
C- Genellikle asemptomatiktir.
D- Bilateral ve görme kaybının ilerleyişi simetriktir.
E- Diürnal dalgalanmalar normalden fazladır.

Doğru cevap D seçeneğidir. PAAG, bilateral olsa da ilerleyişi genellikle asimetriktir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 206-7

Soru 299
Normotansif glokom ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- İridokorneal açı açıktır.
B- Kadınlarda daha sıktır.
C- Göz içi basıncı diğerinden yüksek olan göz daha çok hasar görmüştür.
D- Disk kenarı kıymık hemoraji sıklığı PAAG’den yüksektir.
E- Periferik vasküler spazm hastalarında daha az görülür.

Doğru cevap E seçeneğidir. Periferik vasküler spazm, nokturnal hipotansion, paraproteinemi ve serumda otoantikor bulunanlarda sıklığı daha fazladır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 209-10

Soru 300
Hangisi normotansif glokomda ayırıcı tanıda yer almaz?
A- PAAG
B- Konjenital optik disk anomalileri
C- Yerleşmiş papil ödem
D- İskemik optik nöropati
E- Nörolojik lezyonlar

Doğru cevap C seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 210

Soru 301
Primer açı kapanması glokomu ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Normal optik disk görünümü tanıdan uzaklaştırmaz.
B- Genellikle bilateral görülür.
C- En sık görülen mekanizma plato iristir.
D- Periferik iris açıyı kapatmaktadır.
E- Görme alanı normal olsa da tanıdan uzaklaşılmaz.

Doğru cevap C seçeneğidir. En sık görülen mekanizma pupiller bloktur. Plato iris daha nadirdir. Genellikle anatomik yatkınlıkla ilgili olduğundan bilateralite sıktır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 211

Soru 302
Primer açı kapanması glokomu için risk faktörü olmayan hangisidir?
A- Yaşlılık
B- Kadın cinsiyet
C- Myopi
D- Beyaz ırk
E- Aile hikayesi

Doğru cevap C seçeneğidir. Myopi PAAG için risk faktörüdür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 211

Soru 303
Primer açı kapanması glokomu için risk oluşturmayan hangisidir?
A- Sığ ön kamara
B- İris-lens diyaframının arkaya yerleşmiş olması
C- Mikrokornea
D- Hipermetropi
E- Nanoftalmus

Doğru cevap B seçeneğidir. İris lens diyaframının öne doğru yerleşmiş olması primer açı kapanması glokomu riskini arttırır. Diğer risk faktörleri; sığ ön kamara (mikrokornea), kısa aksiyel uzunluk (nanoftalmus, hipermetropi), büyük çaplı bir lens (lens hayat boyu büyümetkte olan tek yapıdır. Çapındaki artış sonucu asıcı ligamaları gevşer ve iris lens diyaframı öne doğru yer değiştirir. Bu da açı kapanması glokomu riskini arttırır.)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 211

Soru 304
Primer açı kapanması glokomu için asemptomatik safha bulgusu olmayan hangisidir?
A- Eklips belirtisi negatiftir.
B- Ön kamara derinliği azalmıştır.
C- Gonyoskopide Shaffer Grade 1 olabilir.
D- Diğer gözde açı kapanması glokomu varsa asemptomatik göze proflaktik LASER iridotomi yapılır.
E- İki gözde asemptomatik safhada ise tedavide iki göze de proflaktik LASER iridotomi yapılır.

Doğru cevap A seçeneğidir. Eklips belirtisi temporal taraftan göze ışık yollandığında ön kamaranın nazal tarafında oluşan hilal biçimindeki gölgedir. Bu sığ bir ön kamarayı gösterir ve pozitiftir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 212

Soru 305
İntermittan (subakut) açı kapanması glokomu için hangisi yanlıştır?
A- İntermittan pupiller blok vardır.
B- Karanlık odada TV seyretmek bir risk faktörüdür.
C- Eğilerek kitap okumak risk faktörüdür.
D- Atak anında ışıklar etrafında haleler görülür.
E- Parlak ışığa maruziyet ile kriz daha da şiddetlenir.

Doğru cevap E seçeneğidir. İntermittan (subakut) açı kapanması glokomu karanlık odada TV seyretmek gibi fizyolojik bir midriyazis veya kitap okurken eğilmek gib fizyolojik ö kmara daralması durumları ile provake olur. Parlak gün ışığı veya uyku (fizyolojik myozis) ile atak kırılır. Atak sırasında görme bulanıklığı, ışıklar etrafında haleler görülmesi, göz ve fontl baş ağrısı görülür. Ataklar sırasında gözde konjesyon görülmez ve hecmeler esnasında açı dar olmasına rağmen gözün görünümü tamamen normal bulunur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 212-3

Soru 306
Akut konjestif açı kapanması glokomu için yanlış olan hangisidir?
A- Görme azalması
B- Periokuler ağrı
C- Normal optik disk görünümü
D- Bulantı ve/veya kusma
E- 70 mmHg göz içi basıncı

Doğru cevap C seçeneğidir. Mümkün olur ve bakılabilirse optik disk ödemi ve hiperemi görülür. Göz içi basıncı seviyeleri genellikle 50-100 mmHg gibi çok yüksek değerlerdedir. Bazı hastalarda konjesyon ve ağrı olmadan tek semptom görme azalması olabilir. Açı Shaffer Grade 0 seviyesindedir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 213-4

Soru 307
Akut konjestif açı kapaması glokomu ile karışma ihtimali en az olan hangisidir?
A- Entümesan katarakta bağlı sekonder glokom
B- Neovasküler glokom
C- Primer açık açılı glokom
D- Glokomasiklitik kriz
E- Migrenöz nevralji

Doğru cevap C seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 214

Soru 308
Akut konjestif açı kapanması glokomunun tedavisinde kullanılan ama yüksek göz içi basıncı seviyelerinde (>40 mmHg) etkisiz olan hangisidir?
A- Pilocarpine damla
B- Acetazolamide
C- Hiperosmolar ajanlar
D- Beta blokerler
E- Topikal steroidler

Doğru cevap A seçeneğidir. Pilocarpine tedaviye başladıktan 30-60 dakika sonra, iris iskemisinin azalıp, göz içi basıncının 40 mmHg altına düşmesinden sonra etki gösterebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 214-5

Soru 309
Postkonjestif açı kapanması glokomunun klinik özelliklerinden olmayan hangisidir?
A- Göz içi basıncı düşük olabilir.
B- Kornea endotelinde ince pigment granülleri
C- Stromal iris atrofisi
D- Myotik pupilla
E- Glaucomflecken

Doğru cevap D seçeneğidir. Pupilla fiske ve semidilatedir. Göz içi basıncı düşük, normal veya yüksek olabilir. Optik atrofi görülebilir. Açı açık veya kısmen dar bir açıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 215-6

Soru 310
Kronik açı kapanması glokomu ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Sineşial açı kapanması görülür.
B- Uzun süreli myotik kullanımı ile birlikte olabilir.
C- Daimi periferik anterior sineşiler geç dönemlere kadar gelişmez.
D- Kliniği PAAG’a benzer.
E- Tedavide LASER iridotomi kullanılmaz.

Doğru cevap E seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 216-7

Soru 311
Psödoeksfoliasyon sendromu için hangisi yanlıştır?
A- Psödoeksfoliasyon sendromu kadınlarda sık görülür.
B- Psödoeksfoliasyon sendromunda kadınlarda glokom daha sık görülür.
C- Genelde tek taraflıdır.
D- Psödoeksfoliasyon sendromunda göz yapılarında amiloide benzer bir madde birikmektedir.
E- Sekonder trabeküler blok gelişmektdir.

Doğru cevap B seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 217

Soru 312
Psödoeksfoliasyon sendromu ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Amiloid benzeri madde lens ön yüzü ve pupilla kenarında birikebilir.
B- Pupilla sfinkteri atrofiye olabilir.
C- Zonuler zayıflık görülebilir.
D- Pigmentler trabekulumda diffüz şekilde dağılmışlardır.
E- Sampaolessi hattı en tanısal bulgulardandır.

Doğru cevap D seçeneğidir. Pigmentler trabekulumda inferiorda en yoğun olacak şekilde yama tarzında bir dağılım gösterirler. Schwalbe hattı üzerinde veya önünde taraksı biçimde kesik kesik bir band oluşturmuş durumdaki pigmenter yerleşim Sampaolessi bulgusu olarak adlandırılır ve neredeyse psödoeksfoliasyon sendromu tanısı koydurabilecek bir bulgudur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 218-9

Soru 313
Psödoeksfoliasyon sendromu için gözde en karakteristik olan bulgu hangisidir?
A- Sampaolessi hattı
B- Trabekulumda pigmentasyon
C- Pupilla sfinkterinde atrofi
D- Sekonder trabeküler blok
E- Zonuler zayıflık

Doğru cevap A seçeneğidir. Schwalbe hattı üzerinde veya önünde taraksı biçimde kesik kesik bir band oluşturmuş durumdaki pigmenter yerleşim Sampaolessi bulgusu olarak adlandırılır ve neredeyse psödoeksfoliasyon sendromu tanısı koydurabilecek bir bulgudur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 218

Soru 314
Pigment dispersiyon sendromunda hangisi görülmez?
A- Sampolessi hattı
B- Otozomal dominant geçiş
C- Krukenberg mekiği
D- İriste transluminasyon defektleri
E- Derin ön kamara

Doğrucevap A seçeneğidir. Sampaolessi hattı psödoeksfoliasyon sendromu için tipiktir. Krukenberg mekiği korneal endotel üzerinde vertikal ve mekik şeklinde pigment depozitleridir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 219-20

Soru 315
Takatsiz bırakan fiziksel egzersizler sonrasında yükselen göz içi basıncı hangi durumda görülür?
A- Psödoeksfoliatif glokom
B- Pigmenter glokom
C- Primer açı kapanması glokomu
D- Primer açık alçılı glokom
E- Normotansif glokom

Doğru cevap B seçeneğidir. Pigmenter glokomda bazen pupilanın aşırı hareketliliği veya takatsiz bırakan egzersizler sonucunda pigment granüllerinin aniden salınması ile korneal ödem ve halelere yol açacak biçimde akut göz içi basıncı artışları olabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 221

Soru 316
Psödoeksfoliatif glokom ile pigmenter glokom farkları için yanlıştır?
A- Sampolessi hattı; var-yok.
B- Transluminasyon defekti; iris orta periferinde-pupilla kenarında
C- Genellikle unilateral-bilateral
D- Etkilenen hasta yaşları; 60 yaş üzeri-60 yaş altı
E- Krukenberg mekiği; yok-var.

Doğru cevap B seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 217-21

Soru 317
Neovasküler glokom ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Ağır ve kronik retina iskemisine sekonderdir.
B- Açı fibrovasküler doku ile işgal edilmiştir.
C- En sık sebebi santral retinal arter tıkanıklığıdır.
D- Yüz gün glokomu iskemik tip santral retinal ven tıkanıklığında görülen neovasküler glokomu ifade eder.
E- Diyabetik retinopatili göze uygulanan katarakt cerrahisi ile neovasküler glokom riski artar.

Doğru cevap C seçeneğidir. En sık sebep iskemik tip santral retinal ven tıkanıklığıdır. 2. sık sebep diyabetik retinopatidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 222

Soru 318
Hangisi neovasküler glokom sebebi değildir?
A- Tıkayıcı karotis hastalığı
B- İntraokuler tümörler
C- Optik diskte ödem
D- Kronik üveit
E- Retina dekolmanı

Doğru cevap C seçeneğidir. Neovasküler glokomun sım sebepleri; santral retinal ven tıkanıklığı (en sık sebep %36), diyabetik retinopati (%32), tıkayıcı karotis hastalığı (%13), santral retinal arter tıkanıklığı, intraokuler tümörler, kronik intraokuler nflamasyon, eski retina dekolmanıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 222

Soru 319
Hangisi santral retinal ven tıkanıklığı ve diyabetik retinopatiden sonra neovasküler glokomun en sık sebebidir.
A- Tıkayıcı karotis hastalığı
B- İntraokuler tümörler
C- Kronik üveit
D- Retina dekolmanı
E- Toksoplazma koryoretiniti

Doğru cevap A seçeneğidir. Neovasküler glokomun sım sebepleri; santral retinal ven tıkanıklığı (en sık sebep %36), diyabetik retinopati (%32), tıkayıcı karotis hastalığı (%13), santral retinal arter tıkanıklığı, intraokuler tümörler, kronik intraokuler nflamasyon, eski retina dekolmanıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 222

Soru 320
Rubeozis iridisle ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- En erken bulgu pupilla kenarındaki dilate kapillerlerdir.
B- Açıda neovaskülarizasyon pupiller tutulum olmadan gerçekleşebilir.
C- Tüm rubeozis iridislerde göz içi basıncı artar.
D- Retina dekolmanı tedavi edilirse gerileyebilir.
E- Bazı vakalarda rubeozis spontan gerileyebilir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Rubeoziste en erken bulgu pupila kenarında püskül biçiminde dilate kapillerler veya kırmızı spotların varlığıdır. Daha sonra bu yeni ka damarları iris yüzeyi üzerinde radyal biçimde açıya doğru ilerler. Bu aşamada göz içi basıncı normal olup, tedavi olmadan bu yeni damarlar gerileyebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 222-3

Soru 321
Sekonder açı açlı neovasküler glokomda hangisinin kullanımı gerekmez?
A- Topikal steroidler
B- Topikal beta blokerler
C- Topikal atropin
D- Topikal pilokarpin
E- Topikal brimonidin

Doğru cevap D seçeneğidir. Sekonder açık açılı neovasküler glokom tedavisinde tedavi primer açık açılı glokom ile aynıdır. Ama myotiklerden kaçınmak gerekir. İnflamasyonu azaltmak amacıyla topikal %1’lik atropin ve topikal steroidler de kullanılabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 223

Soru 322
Hangi glokom türünde %1 topikal atropin kullanılır?
A- Primer açık açılı
B- Primer açı kapanması
C- Psödoeksfoliatif
D- Sekonder neovasküler açık açılı
E- Pigmenter

Doğru cevap D seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 223

Soru 323
Sekonder neovasküler açı kapanması glokomu ile ilgili olmayan hangisidir?
A- Şiddetli azalmış görme
B- Normale yakın göz içi basıncı
C- Korneal ödem
D- Aköz flare
E- Şiddetli rubeozis iridis

Doğru cevap B seçeneğidir. Göz içi basıncı ileri derecede yüksektir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 223

Soru 324
Hangisi sekonder neovasküler açı kapanması glokomu tedavisinde geçerli değildir?
A- Siklokriyoterapi
B- Retrobulber alkol enjeksiyonu
C- Enükleasyon
D- Topikal sempatomimetikler
E- Suni filtrasyon shuntları
Doğru cevap D seçeneğidir. Sempatomimetikler ve myotikler kontrendikedir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 224

Soru 325
İnflamasyona bağlı pupilla bloklu sekonder açı kapanması glokomu ile ilgili olmayan hangisidir?
A- Sebebi 360o seclusio pupilla’dır.
B- Açı kapanması daima apozisyoneldir.
C- İris bombe görülür.
D- Ön kamara sığdır.
E- Topikal beta blokerler kullanılabilir.

Doğru cevap B seçeneğidir. İnflamasyona bağlı olarak gelişen seclusio pupilla sonrasında iris bombe gelişir. İris bombe’ye bağlı olarak açı apozisyonel olarak kapanmaya başlar. Açı kapanması başlangıçta apozisyonel olsa da olayda inflamatuar bir süreç olduğundan zamanla apozisyonel açı kapaması sineşial bir hal alır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 225

Soru 326
İnflamasyona bağlı pupilla bloksuz açı kapaması glokomu ile ilgili olmayan hagisidir?
A- İnflamatuar yıkım ürünleri açıda yığılmıştır.
B- Dar açılı gözlerde ortaya çıkma olasılığı daha fazladır.
C- Non-granülomatöz üveitlerde granülomatöz üveitlerden daha sık görülür.
D- Ön kamara derindir.
E- Ağrı olmayabilir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Pupilla bloksuz açı kapanması glokomu granülomatöz üveitlerde non-granülomatöz olanlara göre daha sık görülür. İnflamatuar yıkım ürünlerinin açıda birikmesi ve zamanala organize olarak kontrakte olmaları sonucu açı kapanır. Pupilla bloklu tipe göre ön kamara derin olup göz içi basıncı tedricen arttığından 50 mmHg gibi yüksek değerlerde bile ağrı olmayabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 226

Soru 327
Akut anterior üveite bağlı sekonder açık açılı glokom için hangisi yanlıştır?
A- Akut anteriır üveitte göz içi basıncı genellikle çok yüksektir.
B- Sızan proteinlere bağlı aköz viskozitesi artmıştır.
C- İnflamatuar ürünlere bağlı trabeküler obstrüksiyon vardır.
D- Prostoglandinler yükselmiş göz içi basıncıyla birlikte bulunabilir.
E- Herpes zostere bağlı üveitte trabekülit olayın nedenidir.

Doğru cevap A seçeneğidir. Akut anterior üveitte eş zamanlı olarak silier cismin faaliyeti de aksadığı için genellikle göz içi basıncı normal veya subnormaldir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 226-7

Soru 328
Fuchs’un üveitik sendromu ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Genellikle idiyopatiktir.
B- Genellikle unilateraldir.
C- Üveit genelde non-granülomatöz ve kroniktir.
D- En yaygın ve en ciddi komplikasyonu glokomdur.
E- Katarakt cerrahisi glokomun ortaya çıkışını hızlandırır.

Doğru cevap D seçeneğidir. Fuchs’un üveitik sendromunda en sık komplikasyon katarakt, en ciddi komplikasyon ise glokomdur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 227

Soru 329
Posner-Schlossman sendromu ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Trabekülit mevcuttur.
B- Erkeklede sıktır.
C- Vakaların yarısında HLA Bw54 pozitifliği vardır.
D- Konjesyon görülür.
E- Tedavide topikal streroidler kullanılır.

Doğru cevap D seçeneğidir. Glokmasiklitik kriz’de denilen bu sendromda hafif anterior üveit mevcut olup bu sırada muhtemelen trabekülite bağlı olarak göz içi basıncı 40-80 mmHg gibi değerlere yükselir. Erkeklede sık görülür ve hastaların %40’ında HLA Bw54 pozitiftir. Semptom olarak korneal ödeme bağlı olarak ışıklar etrafında haleler görülebilir. Ama ağrı ve konjesyon nadirdir. Atak genelde tek taraflı olsa da iki göz farklı zamanalarda tutulabilir. Nadir vakalarda göz içi basıncı kronik olarak yüksek kalır ve buna bağlı optik disk ve görme alanı bulgularına rastlanabilir. Akut hecme sırasında yüksek göz iç basıncı, keratik prespitat,aközde hücreler ve gözde minimal injeksiyo gözlenir. Tedavide topikal sterodidler, aköz baskılayıcılar ve oral indometazin verilebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 227-8

Soru 330
Fakolitik glokom ile ilgili olarak yanlış olan hangisidir?
A- İridokorneal açı açıktır.
B- Makrofajlara bağlı trabeküler blok gelişir.
C- Lens kapsülü ruptüredir.
D- Psödohipopyon görülebilir
E- Tedavisinde katarakt ekstraksiyonu yapılır.

Doğru cevap C seçeneğidir. Diğer adıyla lens proteini glokomu olan fakolitik glokomda kapsül sağlamdır. Kapsülün ruptüre olduğu ve açığa çıkan lens proteinlerine bağlı olarak granülomatöz reaksiyon oluşan fakoanaflaktik (fakoantijenik) üveit ile karıştırılmamalıdır. İntakt lens kapsülünden sızan proteinler ve bunlara karşı olaya iştiral eden makrofajlar trabeküler bloktan sorumludur. Genellikle hipermür kataraktlara bağlı oluşur ve tedavisi ekstraksiyondur. Ön kamaradaki partiküllerin bir araya gelerek hipopyon görünümü (psödohipopyon) oluşturmaları mümkündür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 228-9

Soru 331
Fakomorfik glokom ile ilgili olarak yanlış olan hangisidir?
A- Bir tür açı kapanması glokomudur.
B- Sığ ön kamara ve dilate pupilla mevcuttur.
C- Yoğun şekilde topikal steroid tedavisi gerekir.
D- LASER iridotomi uygulanır.
E- Katarakt ekstraksiyonu ilk yapılacak işlemdir.

Doğru cevap E seçeneğidir. Entümessan katarakta bağlı gelişen bir tür akut sekonder açı kapanması glokomudur. Hastalar sığ ön kamara ve dilate pupilla ile başvurabilir. Diğer göz muayene edildiğinde görülen derin ön kamara ve açık açı tespiti ile primer açı kapanması glokomudan ayrılabilir. İlk tedavisi akut primer açı kapanması glokomuna benzese de, inflamatuar cevabı kontrol altına almak için yoğun şekilde topikal steroid tedavisi gerekir. Göz içi basıncı kontrol altına alındıktan sonra LASER iridotomi uygulanır. Daha sonra sakinleşen göze katarakt ekstraksiyonu uygulanır. Ameliyat yüksek kapsül ruptürü riski taşımaktadır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 229

Soru 332
Travmatik hifemada cerrahi olarak hemorajinin boşaltımının gerek olmadığı durum hangisidir?
A- Göz içi basıncının en az 2 gün süre ile 50 mmHg üzerinde seyretmesi
B- Göz içi basıncının en az 7 gün süre ile 35 mmHg üzerinde seyretmesi
C- Korneanın kanla boyanma belirtileri göstermesi
D- En az 5 gün süren total hifema
E- Çocuklarda total hifema

Doğru cevap E seçeneğidir. Kırmızı hücreli glokom genellikle travmatik hifemayı takip eder. Trabekulumun eritrositlerce blokajı sonucu meydana gelir. Eğer kan pıhtısı pupilayıda bloke ederse olay açı kapanması formunda kaşımıza çıkabilir. Hifema miktarı arttıkça göz içi basıncı ve komplikasyon riski de artar. Tedavide medikal tedavi yanında hemorajinin boşaltılması gerekir. Cerrahi olarak boşaltma endikasyonları; göz içi basıncının 2 gün süre ile 50 mmHg veya 7 gün süre ile 35 mmHg üzerinde seyretmesi, korneanın kanla boyanma beliertileri göstermesi ve 5 günden uzun süren total hifemadır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 229-30

Soru 333
Post travmatik açı gerilemesi glokomu ile ilgili olarak hangisi doğrudur?
A- Travmatik hifemalıların yarısında bu tip glokom gelişir.
B- Ön kamara hafif dardır.
C- Göz içi basıncı artışı açı gerilemesine bağlıdır.
D- LASER trabeküloplasti etkilidir.
E- En etkili cerrahi uygulama antimetabolit destekli trabekülektomidir.

Doğru cevap E seçeneğidir. Post travmatik açı gerilemesi sendromu trabeküler ağa künt travma sonucu meydana gelir. Gonyoskopide silier cisim bandında düzensiz genişleme tespit edilir ve bu da silier cismin hasara uğradığını gösterir. Travmatik hifemalıların önemli bir kısmında görülse de bunların yakşaık % 6-9’unda glokom gelişir. Göz içi basıncı artışı açı gerilemesinden çok trabeküler hasara bağlıdır. Tek taraflı kronik glokomu bulunan her vakada bu teşhis akla gelmelidir. Klinik olarak ön kamara hafif derindir. Önceki travmaya ait bulgular (iridodiyaliz, pupillada yırtıklar, posttravmatik midriyazis) görülebilir. Gonyoskopide düzensiz, geriye çekilmiş ve nedbeli bir açı görünümü vardır. Tıbbi tedavi diğer sekonder açık açılı glokomlarla aynı olsa da LASER trabeküloplasti etkisizdir. En etkili cerrahi uygulama antimetabolit destekli trabekülektomidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 230-1

Soru 334
Hayalet hücreli glokom hakkında hangisi yanlıştır?
A- Önceden vitreusta kalmış eritrositlere bağlıdır.
B- Afaklarda vitreus hemorajisi sonucu gelişebilir.
C- Eritrositler hemoglobinini kaybetmiştir.
D- Ön kamara irrigasyonu fayda sağlamaz.
E- Posterior vitrektomi gerekebilir.

Doğru cevap D seçeneğidir. Vitreusta bulunan dejenere eritrositlerin ön kamaraya geçerek trabekulumda tıkanıklık yapması sonucu gelişir. Vitreusta en az 2 hafta kalan eritrositler hemoglobini kaybetmek suretiyle dejenere hayalet hücrelere dönüşürler. Sonra bir defekt yoluyla ön kamaraya geçerler. Katlanabilme yeteneklerini kaybettiklerinden trabekulumda tıkanıklık tablosu oluştururlar. En sık oluşum mekanizması katarakt ekstraksiyonu sırasında hifema ve vitreus hemorajileri meydana geldiğinde vitreusta kalanlar sebat etmesidir. Diğer mekanizmalar; önceden vitreus hemorajisi geçirmiş hastalarda katarakt ekstraksiyonu sırasında ön kamaraya geçiş ve afak veya psödofak gözdeki vitreus hemorajisi sonrası oluşan tablodur. Hayalet hücreler vitrede kırmızı- kahverengi veya haki renkli olarak fark edilir. Cerrahi tedavide ön kamara irrigasyonu ile ön kamaranın temizlenmesi ve irrigasyon eşliğinde posterior vitrektomi şeklinde yapılabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 231-2

Soru 335
İridokorneal endotelyal sendrom ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Kadınlarda daha sık görülür.
B- Sıklıkla bilateraldir.
C- Anormal endotel hücreleri vardır.
D- Sineşial açı kapanması görülür.
E- Korneal ödem görülebilir.

Doğru cevap B seçeneğidir. İridokorneal endotelyal sendrom (ICE), tipik olarak kadınlarda ve tek gözde görülür. Sıklıkla üst üste binen 3 klinik durumdan oluşur. Bunlar; progressif iris atrofisi, Cogan-Reese (iris nevüs)sendromu ve Chandler sendromudur. Hepsinde ortak nokta açı ve iris ön yüzeyine göç etme yeteneğine haiz anormal korneal endotel tabakanın varlığıdır. Açıdaki bu doku kontrakte olarak açıyı sineşial açı kapanması formunda kapatır ve nihayetinde glokom meydana gelir. Kornea dekompensasyonu da gelişebilir. Etyolojide HSV suçlanmaktadır. Tedavilerinde glokom varsa tıbbi tedavi verilir. Tıbbi tedaviden fayda görmeyenlerde antimetabolitle kombine trabekülektomi yapılsa da başarısızlık şansı yüksektir. Çoğu vakada suni filtrasyon shuntlarına gerek duyulur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 232-4

Soru 336
İridokorneal endotelyal sendrom (ICE) ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Chandler sendromunda stromal atrofi yoktur.
B- En şiddetli tipte glokom Chandler sendromunda görülür.
C- Cogan-Reese sendromu melanomla karışabilir.
D- Progressif iris atrofisinde temel patoloji iris atrofisidir.
E- Progresif iris atrofisinde korektopi görülür.

ICE’de klinikte korektopi, psödopolikori ve iris atrofisi görülebilir. Kornea endotelinde dövülmüş gümüş manzarası göze çarpar. (Fuchs distrofisini andırır.) ileri vakalarda kornea ödemli olabilir. Gonyoskopide geniş tabanlı periferik anterior sineşiler görülebilir. Vakaların yarısında glokom bulunur. Bu tabloyu oluşturan 3 sendromun klinik özellikleri şöyledir. Progressif iris atrofisi; stromal atrofi, delik formasyonu ve pupilllanın PAS alanlarına doğru yer değiştirmesi. Stroma atrofi alanları dışında normaldir. Esas iris değişikliklri vardır. Cogan-Reese sendromu; ya enterior irisi tamamen örten bir nevüs ya da pigmente ve pediküllü iris nodulleriyle karakterizedir. Vakaların yarısında iris atrofisi yoktur ve diffüz iris melanomu ayırıcı tanıda yer alır. Chandler sendromu; özellikle ağır korneal değişikliklerle karakterizedir. Korneal ödem, görme bulanıklığı ve haleler görme mevcuttur. Stromal atrofi çoğunlukla yoktur. Glokom diğer ikisinden daha az şiddetlidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 233-4

Soru 337
Axenfeld-Rieger sendromunda görülmeyen hangisidir?
A- Posterior embriyotokson vardır.
B- Glokom vardır.
C- Axenfeld anomalisinde korektopi görülür.
D- Rieger sendromunda 4. kromozomda sorun vardır.
E- Rieger sendromunda telekantus görülür.


Doğru cevap C seçeneğidir. İridokorneal disgeneziler kornea ve irisi etkileyen ve glokomla beraber bulunabilen durumlardır. Fötal nöral tomurcuk hücre gelişimindeki bir bozukluk sonucu ortaya çıkar. Axenfeld-Rieger sendromu (ARS), Peter’s anomalisi ve aniridi bu kapsamda elel alınır. ARS, Axenfeld anomalisi, Rieger anomalisi ve Rieger sendromlarından oluşmaktadır. Hepsinde posterior embriyotokson ve glokom görülür. (en az Axenfeld anomalisinde) Axenfeld anomalisinde periferik iristen kalkan ipliklemelerin üzerine yapıştığı belirgin ve öne doğru yer değiştirmiş Schwalbe hattı vardır. (posterior embriyotokson) Rieger anomalisinde bazılarında Schwalbe hattının ön kamaraya dekole olduğu posterior embriyotokson, açı anomalileri ve iris anomalileri (stromal hipoplazi, korektopi, psödopolikori ve ektropion uvea gibi) bulunur. Rieger sendromunda ise 4. kromozom üzerinde kodlanmış bulunan epidermal büyüme faktörü rejyonunda sorun vardır. Rieger anomalisine ilaveten diş anomalileri, telekantus ve hiperteleorizmi de içeren fasial anomaliler bulunur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 238-9

Soru 338
Peter’s anomalisiyle ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Genellikle bilateraldir.
B- En bariz özelliği korektopidir.
C- Genellile sporadik görülür.
D- Ön polar katarakt eşlik edebilir.
E- Bazı hastalarda descemet membranı yoktur.

Doğru cevap B seçeneğidir. Peter’s anomalisi genelde çift tafralı görülen ağır bir klinik durumdur. Genellikle sporadik olsa da otozomal resesif gelişenlerde vardır. En göze çarpan özelliği kornea opasitesidir. İridokorneal adezyon, keratolentiküer apozisyon, descemet membranının yokluğu veya atenüasyonu ve keratolentiküler ipliklenmeler opasiteyle beraber görülebilir. Ayrıca mikroftalmus, kornea plana, sklerokornea, korektopi, iris hipoplazisi ve ön polar katarakt görülebilir. Glokom vakaların yarısında vardır ve genellikle doğumda ortaya çıkar.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 239-40

Soru 339
Aniridi ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- 11. kromozomun kısa kolunda mutasyon vardır.
B- PAX6 aniridi genidir.
C- En sık tip Miller sendromudur.
D- En nadir görülen tip Gillespie sendromudur.
E- Willm’s tümörü beraberliğinde görülebilir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Aniridi 11. Kromozomun kısa kolunda lokalize olmuş olan PAX6 (veya aniridi) geni üzerindeki mutasyona bağlı gelişir. Bilateraldir. Üç fenotipe ayrılır. AN-1 (izole) tipivakaların %85’ini oluşturur ve domiannt geçiş gösterir. AN-2 (Miller sendromu) vakaların %13’ünden sorumlu olup 11. kromozomun kısa kolunun silinmesi ile karakterizedir. Beraberinde genitoüriner anomaliler, Willm’s tümörü, mental gerilik görülür. AN-3 (Gillespie) kalan hastaları oluşturur. (%2)mental gerilik ve serebellar ataksi görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 240

Soru 340
Aniridi kliniğinde bunmayan hangisidir?
A- Gonyoskopide iris kalıntıları görülür.
B- Korneal opasite görülebilir.
C- Fundus lezyonu görülmez.
D- Glokom çoğu vakada amevcuttur.
E- Glokom sineşial açı kapanması tipindedir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Aniridide total kayıp bile olsa iris kalıntıları gonyoskopide görülebilir. Kornea lezyonu olarak opasite, epibulber dermoid, mikrokornea, sklerokornea ve keratolentiküler adezyonlar görülür. Lenste subluksayon ve katarakt görülebilir. Fundus lezyonları olarak foveal hipoplazi, optik disk hipoplazisi ve koroid kolobomları görülebilir. Glokom %75 vakada görülür ve sebebi rudimenter iris doksunun (önceden açıda mevcut ve köprülenmeler yapan fibrillerin kontraksiyonu ile) öne doğru çekilmesine bağlı sineşial açı kapanmasıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 240-2

Soru 341
Hangisi aniridi ile beraber görülen bir bulgu değildir?
A- Korneal opasite
B- Serebellar ataksi
C- Koroid kolobomu
D- Epibulber dermoid
E- Megalokornea

Doğru cevap E seçeneğidir. Aniridide kornea lezyonu olarak opasite, epibulber dermoid, mikrokornea, sklerokornea ve keratolentiküler adezyonlar görülür. Lenste subluksayon ve katarakt görülebilir. Fundus lezyonları olarak foveal hipoplazi, optik disk hipoplazisi ve koroid kolobomları görülebilir. Serebellar ataksi aniridi formalrından Gillespie sendromunda görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 240

Soru 342
İridoskizis ile ilgili yanlış olan hangisidir?
A- Nadiren açı kapanması glokomu eşlik eder.
B- Genellikle bilateraldir.
C- Ön kamara sığdır.
D- En sık inferior iristedir.
E- Lokalize korneal opasiteler görülebilir.

Doğru cevap A seçeneğidir. Yaşlı insanlarda ve genellile bilateral görülür. Hastaların %90’ında altta yatan açı kapanması glokomu vardır. Yüksek göz iç basıncının iris atrofisine sebep olduğu sanılmaktadır. Sığ ön kamara vardır. Özellikle inferior irisi tutan lezyon stromal atrofiden, anterior yaprağın lif lif ayrışmasına kadar değişebilir. Ön kamarada serbestçe dolaşan iris fibrilleri kornea ile temas noktalarında lokalize korneal opasitelere ve nadirende dekompansasyona sebep olurlar. Tedavide pupiller blok riski açısından LASER iridotomi yapılır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 234-5

Soru 343
Konjenital glokom ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- En sık olarak primer konjenital glokom şeklindedir.
B- Erkeklerde sıktır.
C- Otozomal resesif geçiş mümkündür.
D- Trabekülodisgenezi en sık konkav insertion şeklindedir.
E- Konkav iris insertionunda iris skleral mahmuzu örtmüştür.

Doğru cevap D seçeneğidir. Konjenital glokom en sık olarak primer konjenital glokom şeklinde ortaya çıkar. Hastaların çoğu erkek olup, insidansı 10 binde 1’dir. Çoğu vaka bilateraldir. Vakaların küçük bir kısmında otozomol resesif geçiş görülür. Esas patoloji iridotrabeküler birleşim noktasında gelişim bozukluğu olarak tanımlana trabekülodisgenezidir. Trabekülodisgenezi klinik olarak açı sonlanmasının yokluğu ve irisin doğrudan trabekulum üzerine insertionu ile karakterizedir. İris insertionu düz ise iris skleral mahmuz önünden kalınlaşmış olan trabekuluma bağlanmıştır. Konkav iris insetionunda ise iris dokusu iridotrabeküler birleşim yeri ve trabekulum üzerini kaplamış durumdadır. Düz insertionun aksine skleral mahmuz ve silier cisim iris tarafından örtülmüştür. Daha çok düz insertion görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 235

Soru 344
Konjenital glokom ile ilgili bilgilerden yanlış olan hangisidir?
A- En sık infantil tip görülür.
B- En az juvenil tip görülür.
C- Juvenil tip açık açılı glokomu taklit edebilir.
D- Juvenil tipte her vakada trabekülodisgenezi görülür.
E- İntrauterin gelişen tipe gerçek konjenital glokom da denir.

Doğru cevap D seçeneğidir. Hastaları en sık görülen grubu (%55) ilk 3 yaş içinde görülen infantil glokom tipinde, en nadir grubu (%5) da 3-16 yaş arasında ortaya çıkan juvenil tiptedir. Kalan %40 ise gerçek konjenital glokom da denilen intrauterin gelişen glokom tipindedir. Juvenil tip açık açılı glokom taklidi yapabiir. Her vakada trabekülodisgenezi yoktur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 235

Soru 345
Konjenital glokom klinik bulgularıyla ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Hasta yakınları ilk olarak korneal buğulanmayı fark eder.
B- Juvenil tipte buftalmus sık görülür.
C- Buftalmus hasta yakınlarınca genelde farkedilmez.
D- Sklera mavi bir renk alabilir.
E- Lens subluksasyonu görülür.

Doğru cevap B seçeneğidir. Konjenital glokomda hasta yakınlarının farkettiği ilk bulgu korneal buğulanmadır. Diğer bulgulardan buftalmus, eğer göz içi basıncı 3 yaşından önce yüksek seyrediyorsa meydana gelir. Tek taraflı ve ilerlemiş olmadığı sürece aile tarafından fark edilmez. Genişleme sonucu incelen sklera alttaki uveanın görünür hale gelmesiyle mavi bir renk alır. Eğer korneada genişlemeye devam ederse ön kamara derinliği artar ve liflerin ayrışmasıyla subluksasyon meydana gelir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 236

Soru 346
Konjenital glokom ile ilgli bilgilerden yanlış olan hangisidir?
A- Anizometropik ambliyopi sebebidir.
B- Endotel çatlakları gelişir.
C- Glokomatöz çanaklaşma düzelebilir.
D- Cup/disc oranı artışı sadece nöron kaybına bağlıdır.
E- Skleral kanal genişleyebilir.

Doğru cevap D seçeneğidir. Gözün genişlemesiyle oluşan axial myopi anizometropik ambliyopiye sebep olabilir. Genişleme sonucu gelişen descemet membranındaki çatlaklar endotelin dekompanse olması sonucunu doğurabilir. Gelişen ödem kronik hal alınca da kalıcı nedbelenmeler gelişir. Haab striaları iyileşmiş descemet çatlaklarını gösterir. Kavisli, linner çizgileridir. Gelişen glokomatöz çanaklaşma göz içi basıncı normale dönünce gerileyebilir türdendir. Erişkinlerin aksine skleral kanalda jeneralize genişlemenin bir parçası olarak genişler. Bebeklerde nöron kaybı ve/veya skleral kanal genişlemesine bağlı cup/disc oranı artabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 236

Soru 347
Hangisi konjenital glokom ayırıcı tanısında yer almaz?
A- Nazolakrimal kanal tıkanıklığı
B- Konjenital rubella
C- Megalokornea
D- Hurler sendromu
E- Yüksek hipermetropi

Doğru cevap E seçeneğidir. Ayırıcı yanı bulanık kornea (doğum travması, konjenital rubella, mukopolisakkaridozlar ve mukolipidozlar), büyük kornea (megalokornea ve yüksek myopi), lakrimasyon (nazolakrimal kanal tıkanıklığı) ve sekonder infantil glokom sebepleri (retinoblaston, ROP, PHPV, intraokuler enflamasyon, ektopia lentis ve travma) açısından yapılır. Bu sebeplerden konjenital rubella da normalde de glokom görülebilir. Fakat burada atlanmaması gereken mikroftalmus ile beraberliği sık olan bu durumda kornea büyüse de normal boyutlarına gelmiş olabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 236-7

Soru 348
Konjenital glokom tedavi yönetimi ile ilgili olarak yanlış ola hangisidir?
A- Tedavi daima cerrahidir.
B- Ameliyat en erken 1 yaşında yapılır.
C- Göz içi basıncı ölçümü için en uygun genel anestezik ketamindir.
D- Takip açısından kornea çapı ölçülmelidir.
E- Optik disk muayenesi yapılmalıdır.

Doğru cevap B seçeneğidir. Ameliyat için belli bir yaş yoktur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 236-7

Soru 349
Konjenital glokom cerrahisi ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Gonyotomi ancak kornea şeffaf ise yapılır.
B- Gonyotomi 14 mm üzerindeki kornea çaplarda yetersizdir.
C- Gonyotomi sadece 1 defa denenebilir.
D- Trabekülotomi kornea şeffaf olmasa da yapılabilir.
E- Trabekülektomi trabekülotomiye kombine edilebilir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Gonyotomi birden çok defa denenebilir. Başarı oranı %85 olup 14 mm çapından büyük gözlerde schlemm kanalı silinmiş olacağından başarılı olmaz. Korneanın şeffaf olması gerekir. Korneanın şeffaf olmadığı durumlar veya başarısız gonyotomilerden sonra trabekülotomi denenebilir. Bazı vakalarda trabekülektomi ile trabekülotomi kombine edilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 237

Soru 350
Sturge-Weber sendromundaki glokom ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Genellikle buftalmus ile ortaya çıkar.
B- Üst göz kapağı tutulumu glokom riskini arttırır.
C- Glokom tüm hastalarda trabekülodisgeneziye bağlıdır.
D- Tedavide gonyotomi kulanılabilir.
E- Trabekülektomide expulsif hemoraji riski yüksektir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Bu sendromda eğer üst göz kapağı tutulumu mevcutsa glokom riski oldukça fazla artar. Glokom hastaların %60’ında ilk 2 yaş içinde buftalmus ile ortaya çıkar. Kalan kısımda ise bebeklerde mekanizma izole trabekülodisgenezi iken, yaşlılarda episkleral anjiomdaki arteriovenöz irtibatla birikte bulunan yükselmiş episkleral venöz basınca bağlı gelişen göz içi basıncı artışı tarzındadır. Açı anomalisi yoksa tıbbi tedavi verilebilir. Trabekülodisgenezi varsa gonyotomi denenebilir. Koroid effüzyonu ve expulsif hemoraji riski yüksek olsa da inatçı vakalarda trabekülotomi kullanılabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 242

Soru 251
Von Reckling Hausen hastalığına bağlı glokom için yanlış olan hangisidir?
A- Sıklıkla bilateraldir.
B- Genelde konjenitaldir.
C- Aynı taraf göz kapağında sıklıkla nörofibrom görülür.
D- Faysal hemiatrofi bulunan tarafta sıktır.
E- Açı anomalisine bağlı olabilir.

Doğru cevap A seçeneğidir. Unilateralite daha sıktır. Tip 1 nörofibromatozis veya Von Reckling Hausen hastalığında glokom hastalarının yarısında aynı taraf göz kapağındaki nörofibroma ve fayal hemiatrofi bulunur. Birden çok mekanizma glokom gelişiminde suçlanmaktadır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 242

Soru 352
Beta blokerler ile ilgili olarak yanlış olan hangisidir?
A- Aköz üretimini azaltırlar.
B- Tüm glokom türlerinde göz içi basıncını azaltabilir.
C- En önemli yan etkilerinden biri de kalp ve akciğer üzerinedir.
D- Timololun görme alanını koruma etkisi betaksololden iyidir.
E- Karteolol intrensek sempatomimetik etkiye sahiptir.

Doğru cevap D seçeneğidir. Betaksolol kardiyoselektif betabloker olup göz içi basıncını timolole göre daha az düşürse de görme alanını koruma etkisi daha fazladır. Perfüzyon basıncını arttırarak retina kan akımını arttırdığı düşünülmektedir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 243-4

Soru 353
Hangisi kardiyoselektif betablokerdir?
A- Timolol
B- Betaksolol
C- Levobunolol
D- Karteolol
E- Metipranolol

Doğru cevap B seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 244

Soru 354
Brimonidin ile ilgili olara hangisi yanlıştır?
A- Selektif alfa-2 agonisttir.
B- Betablokerler ile kullanımı ilave etki sağlamaz.
C- Aköz üretimini baskılar.
D- Uveaskleral dışa akımı arttırır.
E- Oküler irritasyon yapabilir.

Doğru cevap B seçeneğidir. Betablokerler ile beraber kullanıldığında ilave bir etki sağlar.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 245

Soru 355
Hangisi alfa-2 agonisti olup özellikle LASER trabeküloplasti ve YAG LASER sonrası kullanılır?
A- Levobunolol
B- Brimonidin
C- Apraklonidin
D- Adrenalin
E- Dipivefrin

Doğru cevap C seçeneği olup apraklonidin okuler yan etkileri nedeniyle uzun süreli kullanılmaz.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 245

Soru 356
Myotiklerle ilgili olmayan yan etki hangisidir?
A- Retina dekolmanı
B- Frontal baş ağrısı
C- Myopi
D- Açı kapanması glokomu
E- Adrenokrom depozitleri

Doğru cevap E seçeneğidir. Adrenokrom depozitleri önceden glokom tedavisinde kullanlan adrenaline bağlı zararsız bir yan etkidir. Myotik ilaçlar olarakta bilinen kolinerjik stimülatörler silier cisim longitudinal kasında kasılma oluşturur ve skleral mahmuz üzerinde çekiş gücü uygular. Bu sayede trabekülumdan aköz dışa akımı artar. Ayrıca periferik irisi trabekülum üzerinden merkeze doğru çektikleri için primer açı kapanması glokomunda kullanılırlar. Bu etkileri yanında ciddi yan etkileri nedeniyle hasta uyumu az ve kullanımları sınırlıdır. Myozise bağlı olarak gece görme zayıflığı, axial lens opaisteleri varlığında görme azalması, görme alanında daralma görülebilir. Myozis daimi de olabilir. Akomodasyon spazmına bağlı olarak myopi ve ilk kullanımlarda sık olan frotal baş ağrısı gelişir. Retina dekolmanı da nadir olsa da görülür ve tedavi öncesi periferik retina lezyonları tedavi edilmelidir. Ayrıca iris-lens diyaframını öne doğru hareket ettirdiğinden açı kapanması glokomu sebebi de olabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 245

Soru 357
Karbonik anhidraz inhibitörlerinin yan etkileri ile ilgili olarak yanlış olan hangisidir?
A- El ve ayak parmaklarında parestezi
B- Böbrek taşı oluşumu
C- Stevens-Johnson sendromu
D- Kan diskrazileri
E- Konstipasyon
Doğru cevap E seçeneğidir. Konstipasyon değil diyare, bulantı görülür. Ayrıca böbrek taşı oluşumu, Stevens-Johnson sendromu, el ve ayak parmaklarında parestezi (kesinlikle olması gereken bir bulgudur. Eğer yoksa hastanın ilaç kullandığı şüphelidir.), kırgınlık, kan diskrazileri (doza bağlı kemik iliği supresyonu ve doza bağlı olmayan aplastik anemi şekindedir. Doza bağlı omayan aplastik anemi %50 ölümcüldür.) ve ağızda acı tat görülebilir. Ayrıca ilaç etkileşimleri önemlidir. Sulfonamid türevi olan bu ilaçlar tiazid diüretikleri (hipokalemi riski artar), steroidler (hipokalemi riski artar) ve salisilatlarla (metabolik asidozu arttırır.) beraber verimemelidir. Gözde ise konjonktivit ve kapak reaksiyonları gelişebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 246-7

358
Hangi glokom preparatının her kullanımında el ve ayak parmaklarında parestezi gelişir?
A- Timolol
B- Brimonidin
C- Mannitol
D- Asetazolamid
E- Pilokarpin
Doğru cevap D seçeneğidir. Karbonik anhidraz inhibitörleri her kullanıldığında el ve ayak parmaklarında parestezi gelişir. Kesinlikle olması gereken bir bulgudur. Eğer yoksa hastanın ilaç kullandığı şüphelidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 247

Soru 359
Hiperosmolar ajanlar hakkında hangisi yanlıştır?
A- Kan ve vitreus arasında osmotik fark yaratarak vitreusta sıvı çekerler.
B- Tüm glokom tiplerinde aynı derecede etkilidir.
C- Kardiyovasküler yükleme yaparlar.
D- Gliserin ve izosorbit oral preparatlardır.
E- En sık kullanılan hipeosmolar ajan manitoldür.

Doğru cevap B seçeneğidir. Kan ve vitreus arasında osmotik fark yaratarak vitreusun sıvı içeriğini düşüren ve bu sayede etkili olan hiperosmolar ajanların etkileri solüsyon içindeki partiküllerin kan-aköz bariyerini geçmemesi üzerine kuruludur. Eğer kan-aköz bariyerini geçerlerse iki taraf arasında bir denge meydana gelir ve etkileri azalır. Bu nedenle kan-aköz bariyerinin sağlam olmadığı inflamatuar glokomlarda etkileri sınırlıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 247

Soru 360
LASER trabeküloplasti için yanlış olan hangisidir?
A- Aköz dışa akımın arttırılması için kullanılan bir tekniktir.
B- Trabekulumun görülemediği hallerde kontrendikedir.
C- Pigmenter glokomda kontrendike değildir.
D- Argon LASER ile yapılan trabeküloplasti diod LASER’e göre kan aköz bariyerinde daha az bozulma yapar.
E- Diod LASER ile yapıldığında habbe oluşmaz.

Doğru cevap D seçeneğidir. LASER trabeküloplasti aköz dışa akımın arttırılması için kullanılan bir tekniktir. Argon veya diod LASER kullanılabilir. Trabekulumun görülemediği haller, önceden 360o LASER trabekülotomiye rağmen başarısız sonuç alınması ve çoğu sekonder glokomda (pigmenter ve psödoeksfoliatif hariç) kontrendikedir. Diod LASER ile yapılan trabeküloplasti kan aköz bariyerinde daha az bozulma yapar. Argon LASER’e göre yanıklar daha az yoğun olup beyazlaşma olsa da habbe oluşmaz.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 248-50

Soru 361
Argon LASER trabeküloplasti ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- İlk uygulama alt kadrandan başlar.
B- Her 180o için 50 atış uygulanır.
C- Hedef nokta pigmentli trabekulumdur.
D- Gaz habbesi görülebilir.
E- Göz içi basıncı düşmüyorsa 6 hafta sonra diğer kadranlar tamamlanabilir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Hedef nokta pigmentli ve pigmentsiz trabekulumun birleşim yeridir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 248-9

Soru 362
Argon LASER trabeküloplastinin komplikasyonu olmayan hnagisidir?
A- Periferik anterior sineşiler
B- Hifema
C- Akut üveit
D- Akut göz içi basıncı artışı
E- Hayalet hücreli glokom

Doğru cevap E seçeneğidir. Ayrıca daha sonra yapılacak olan trabekülektomilerde kapsüllü bleb gelişim riski de 3 kat artar. Periferik anterior sineşi daha çok haddinden fazla arkaya uygulanan yanıklardan sonra oluşur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 249

Soru 363
Nd:YAG LASER iridotomi için yanlış olan hangisidir?
A- Açı kapanması durumlarında kullanılır.
B- 4-8 mJ enerji kullanılır.
C- Konverjan lensler kullanılır.
D- Alt kadran tercih edilir.
E- İdeal çap 150-200 mikrondur.

Doğru cevap D seçeneğidir. Üst kadran uygulaması ile göz kapağı tarafından kapanan delik sayesinde diplopi ve kamaşma engellenmiş olur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 250-1

Soru 364
Nd:YAG LASER iridotomi komplikasyonu olmayan hangisidir?
A- Hifema
B- İritis
C- Korneal yanık
D- Diplopi
E- Hayalet hücreli glokom

Doğru cevap E seçeneğidir. Diğer kompliaksyonlar oluşabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 251

Soru 365
Trabekülektomi için hangisi yanlıştır?
A- Ön kamara ve subtenon boşluk arasında fistül oluşturulur.
B- Psödoeksfoliatif glokomda başarısı azdır.
C- Primer açık açılı glokomda başarı şansı çok yüksektir.
D- Skleral flep kalınlığı skleral kalınlığın 2/3’ü kadardır.
E- Prosedüre periferik iridektomi eklenir.

Doğru cevap B seçeneğidir. PAAG ve psödoeksfoliatif glokomda başarı şansı %90-95 oranındadır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 251-3

Soru 366
Hangisinin trabekülektomi sonrası ön kamara sığlaşması ile birlikte olması beklenmez?
A- Papillit
B- Makülopati
C- Periferik anterior sineşiler
D- Koroid dekolmanı
E- Malign glokom

Doğru cevap A seçeneğidir. Trabekülektomi sonrası ön kamara sığlaşmasına periferik anterior sineşi, katarakt, endotel teması ve endotel hasarı, hipotoniyle birlikte bulunacak şekilde makülopati, yara yerinden sızıntı ve buna bağlı olarak enfeksiyonlar, göz içi basınç azalması, aşırı filtrasyon ve koroid dekolmanı, pupiller blok ve malign glokom gelişimi eşlik edebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 254-6

Soru 367
Hangisi trabekülektomi sonrası gelişen malign glokom tedavisinde kullanılmaz?
A- Midriyatikler
B- İV mannitol
C- Sıkı göz bandajı
D- Nd:YAG LASER
E- Arka vitrektomi

Doğru cevap C seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 256

Soru 368
Hangisi kapsüllü bleb için uygun tanımdır?
A- İnce ve polikistik görünümdedir. İyi filtrasyon vardır.
B- Düzve diffüz görünüme sahip olup üzeri avaskülerdir. Epitelyal mikrokistler içerir.
C- Subkonjonktival fibrozis nedeniyle filtrasyon yoktur. Düz olup üzerinde mikrokistler yoktur. Üzerindeki kan damarları genişlemiştir.
D- Üzerinde genişlemiş kan damarları vardır. Zeminden kabarıktır.
E- Zeminden kabarık, süt rengi veya beyaz bleb.

Doğru cevap D seçeneğidir. Blebler 4 tipte sınıflanır. Tip 1 bleb; ince ve polikistik görünümdedir. İyi filtrasyon vardır. Tip 2 bleb; düz ve diffüz görünüme sahip olup üzeri avaskülerdir. Epitelyal mikrokistler içerir. Filtrasyon başarılıdır. Tip 3 bleb; subkonjonktival fibrozis nedeniyle filtrasyon yoktur. Düz olup mikrokistler yoktur. Üzerindeki kan damarları genişlemiştir. Kapsüllü bleb veya tenon kisti tipik olarak ameliyattan 2-8 hafta sonra meydana gelir. Üzerinde genişlemiş kan damarları vardır. Zeminden kabarıktır. Süt rengi veya beyaz bleb daha çok blebitiste görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 257-8

Soru 369
Başarısız bir trabekülektominin en sık sebebi hangisidir?
A- Subkonjonktival fibrozis
B- Sıkı skleral flep sütürasyonu
C- İç açıklıkta tıkanıklık
D- Fistül iç kısmının kan ile blokajı
E- Fistül iç kısmının vitreus ile blokajı

Doğru cevap A seçeneğidir. Tüm seçenekler bir sebep olmasına rağmen en sık görüleni subkonjonktival fibrozistir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 258

Soru 370
Başarısız bir trabekülektomi sorası yapılabilecek olanlardan olmayan hangisidir?
A- Dijital masaj
B- Argon LASER sütürolizis
C- Subkonjonktival steroid enjeksiyonu
D- Nd:YAG LASER ile kapanmış internal açıklığın tekrar açılması
E- Tenon kapsülü ignelenmesi

Doğru cevap C seçeneğidir. Topikal steroid verilebilir. İlaveten subkonjonktival 5-FU injksiyonu yapılabilir. Tüm tedaviler başarısız kaldığında filtrasyon cerrahisinin tekrarı düşünülebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 258

Soru 371
Hangi durumda trabekülektomiye antimetabolit desteği gerekmez?
A- Siyahi hastalar
B- Kırk yaş altı hastalar
C- Geçirilmiş katarakt cerrahisi
D- Topikal sempatomimetik damlalarla tedavi edilenler
E- Psödoeksfoliatif glokom

Doğru cevap E seçeneğidir. Siyahi hastalar, 40 yaş altındaki hastalar, önceki başarısız trabekülektomiler, geçirilmiş katarakt cerrahisi, çoğu sekonder glokom ve 3 yıldan fazla süredir topikal antiglokomatöz ilaç alanlarda (başta sempatomimetikler) trabekülektominin başarı şansı az olduğundan antimetabolit desteği gerekir. Psödoeksfoliatif glokom ve PAAG en iyi sonuçların alındığı glokomlardandır. (%90-95)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 252, 258-9

Soru 372
Hangisi suni drenaj shuntları ile ilgili bir komplikasyon değildir?
A- Konjonktival hasar
B- Aşırı drenaj
C- Diplopi
D- Yetersiz drenaj
E- Blebin implant haznesi üzerinde kapsüllenmesi

Doğru cevap C seçeneğidir. Diğer seçenekler komplikasyonlarıdır. Suni drenaj shuntları vakaların %50-70’inde ilaçlarla beraber göz içi basıncını 21 mmHg altında tutsalarda neovasküler glokom en hayal kırıcı olduğu durumların başında yer alır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 252, 260-1

Soru 373
Glokom tedavisinde siklodestrüktif prosedürler ile ilgili olarak yanlış olan hangisidir?
A- Salgılayıcı silier epitel tahrip edilir.
B- Kriyo, diod ve Nd:YAG LASER ile uygulanabilir.
C- Uygulanan göz zaten görmemektedir.
D- Uzun vadeli göz içi basıncı kontrolü temin edemese de ağrı kontrolü iyidir.
E- Çocukluk çağındaki sekonder inflamatuar glokomda başarısı çok yüksektir.

Doğru cevap E seçeneğidir. Çocukluk çağındaki sekonder inflamatuar glokomda başarısı çok düşüktür. Bunun sebebi salgılayıcı silier epitelin hasara karşı muhtemel direnci olabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 252, 261-2