31 Aralık 2010

OFTALMİK SORU-TRAVMA



Soru 939
Göz kapağı travması ile ilgili olarak yanlış olan hangisidir?
A- Künt göz kapağı yaralanmasının en sık sonucu hematomdur.
B- Subkonjonktival hemorajinin posterior sınırı izlenemiyorsa orbita tavan kırığı akla gelmelidir.
C- Kapak kenarına paralel laserasyon direkt sütüre edilebilir.
D- %45 doku kaybı olan kapak travmasında lateral kantotomi yapılarak primer sütüre edilebilir.
E- Kanalikül laserasyonlarında takılan silikon tüp en az 3 ay süreyle kalmalıdır.

Doğru cevap D seçeneğidir. %30’un altında doku kaybı olan kapak travmasında lateral kantotomi yapılarak primer sütüre edilebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 646-7

Soru 940
Kapak kenarı laserasyonu tamiri yapılırken hangisi uygulanmamlıdır?
A- Kapak kenarı diğer kısımlar sütüre edildikten sonra sütüre edilir.
B- Tarsal plak özellikle katgütle kapatılmalıdır.
C- Sütürlerl tarsal plağın anterior sathı üzerinde düğümlenir.
D- Kapak kenarındaki sütürler 1 hafta sonra alınabilir.
E- Meibomius bezi orifislerinden sütür geçirilir.

Doğru cevap A seçeneğidir. Kapak kenarı ilk olarak sütüre edilir ve ilk olarak kapak kenarı oluşturulur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 646-7

Soru 941
Blow-out fraktürü ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Saf Blow-out fraktürü orbita kenarını mutlaka tutar.
B- Çapı 5 cm’den küçük nesnenin önden çarpmasıyla meydana gelir.
C- İnfraorbital sinir anestezisi oldukça sık görülür.
D- Enoftalmus fibrozise bağlı olarak ilk 6 ay sürekli artar.
E- Diplopi duble diplopi tarzındadır. Yani alt ve üste bakışta mevcuttur.

Doğru cevap A seçeneğidir. Orbitanın saf Blow-out fraktürü orbita kenarını tutmaz. Saf olmayan fraktür tutabilir. Blow-out fraktürü tipik olarak yumruk veya tenis topu gibi çapı 5 cm’den küçük nesnenin önden çarpmasıyla meydana gelir. Bu sırada artan intraorbital basınç olayın sebebidir. Diğer kenarlar bu basınç artışına daha dayanıklı olduğundan ilk etkilenen alt duvardır. Periokuler bölgede ödem ve ekimoz görülebilir. Alt kapak, burun kenarı, üst dudak ve üst dişler ile diş etlerini tutan infraorbital sinir anestezisi oldukça sık görülür. Enoftalmus fibrozise bağlı olarak ilk 6 ay sürekli artar. Hifema, açı gerilemesi ve retina diyalizi de görülebilir. Meydana gelmesi muhtemel diğer bulgulardan diplopinin mekanizması değişik sebeplere bağlı olabilir. Orbital yağ dokudaki hemoraji ve ödem özelikle alt rektus ve alt obliği tutar, kasları orbitaya bağlayan septumları gerginleştirir ve hemoraji ve ödem çekildikçe diplopi kaybolur. Alt oblik veya alt rektusun veya komşuluklarındaki yağ ve bağ dokusunun fraktür içinde kalmasına bağlı diplopi ise duble diplopi tarzındadır. Yani alt ve üste bakışta mevcuttur. Bu vakalarda forse duksiyon ve ayırıcı intraokuler basınç testi pozitiftir. Yağ ve bağ doku kısılı kamışsa geçici olabilirken, kas sıkışması kalıcı olabilir. Ekstraokuler kasların doğrudan hasara uğraması negatif forse duksiyon testiyle beraberdir. Rejenerasyon gerçekleşirse 2-3 ay içinde fonksiyonlar normale dönebilir. Bu hastaların takibinde Hess testi faydalıdır. Tedavide eğer maksiller sinüste olaya katılmışsa antibiyotik başlanır. Tedavi vertikal diplopi ve/ya kozmetik olarak kötü görünümlü enoftalmus için yapılır. Eğer herniasyon yoksa tedavi gerekmez. Eğer diplopi yok veya düzeliyorsa ve orbita tabanının yarısından azını tutuyor ve 2 mm altında enoftalmus varsa yine tedavi gerekmez. Ama orbita muhteveası kısıtlı kalmış, primer pozisyonda diplopi düzelmiyor ve orbita tabanının yarıdan fazlası tutulmuşsa 2 hafta içinde tedavi gerekir. Geç onarımda fibrotik değişiklikler gelişir ve bu cerrahi olarak zorlanma demektir. Cerrahide orbita muhtevası çıkarıldıktan sonra fraktür supramid, teflon vs gibi maddelerle kapatılır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 647-50

Soru 942
Orbita duvarlarının fraktürleri ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Medial duvar fraktürleri çoğunlukla taban fraktürleriyle baraberdir.
B- Periorbital cilt altı amfizemi tavan fraktüründe görülür.
C- Medial duvar fraktürü duane sendromu tip 3’ü andırır.
D- İzole tavan fraktürleri en sık çocuklarda görülür.
E- Lateral duvar fraktürü genellikle yaygın fasial hasara eşlik eder.

Doğru cevap B seçeneğidir. Medial duvar fraktürleri çoğunlukla taban fraktürleriyle baraberdir. İzole fraktürler daha nadirdir. Bu hastalarda periorbital cilt altı amfizemi görülür. Tipik olarak hasta sümkürünce gelişen bu durumdan korunmak için hastaya bu eylemden vazgeçmesi tembilenir. Hem adduksiyon hem de abduksiyon kusurludur. Bazı vakalarda eşlik eden glob retraksiyonu ve palpebral aralıların daralması ile Duane sendromu tip 3’ü andırır. İzole tavan fraktürleri en sık çocuklarda görülür. Komplike tavan fraktürleri daha çok erişkinlede görülür. Tipik olarak üst kapakta hematom ve ekimozla karakterizedir. Büyük fraktürler pulsasyonla beraber bulunabilir. Lateral duvar fraktürü genellikle yaygın fasial hasara eşlik eder.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 650-2

Soru 943
Glob travmasıyla ilgili tanımlamalardan hangisi yanlıştır?
A- Kapalı yaralanma; kornea ve sklera sağlam olup intraokuler hasar vardır.
B- Açık yaralanma; kornea ve/ya sklerada tam kat defekt vardır.
C- Ruptür; sivri cisimle oluşan travmaya bağlı tam kat defekttir.
D- Penetrasyon; sivri bir cismin yol açtığı tek bir laerasyondur.
E- Perforasyon; bir giriş, bir de çıkış noktası bulunan sivri cisimle meydana gelmiş defektlerdir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Ruptür künt travma ile laserasyon ise sivri bir cisim ile maydana gelmiş tam kat defekttir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 652

Soru 944
Künt göz travması için hangisi yanlıştır?
A- Glob ruptürü sıklıkla limbusa yakın bölgededir.
B- Posterior yırtıklarda ön kamara derinliği asimetrik olabilir.
C- Commotio retinada en sık temporal retina etkilenir.
D- Travmatik diyalizler en sık üst nazalde görülür.
E- Koroid ruptürleri nadiren foveayı tutar.

Doğru cevap E seçeneğidir. Gözün maruz kaldığı künt travma globun anteroposterior çapında azalma ve aynı zamanda kısa süreli göz içi basıncı artacak şekilde ekvatoryal düzlemde genişleme ile sonuçlanır. Ön segmentte; hifema ve glob ruptürü bulunabilir. Hifema yaygın bir komplikasyonu olup, kanamanın menşei iris ya da silier cisimdir. Yine hifemalı gözlerde pupilla sfinkter yırtıkları, iridodiyaliz, Vossius halkası (lens ön kapsülünde yuvarlak pigment), katarakt, lens subluksasyonu ve açı gerilemesi bulunabilir. Glob ruptürü ise sıklıkla limbusa yakın olup uvea dokusu prolapsusu eşliğindedir. Ama bazen posterior yırtıklarda gelişebilir. Bu durumda göz içi basıncı düşük ve ön kamara derinliği asimetriktir. Arka segment komplikasyonları; commotio retinae, retinal yırtık, optik sinir hasarı ve koroid ruptürünü içerir. Commotio retinae bulanık ödemle sonuçlanacak şekilde nöroretina sarsıntısı (conclusion) yüzünden meydana gelir. En sık temporal fundus etkilenir. Koroid ruptürü çok sayıda olabilir. Tipik olarak optik disk etrafında konsantrik bir hal alır. Sıklıkla foveayı tutar. Küçüklerine subretinal hemoraji eşlik etmeyebilir. Eski ruptürler altındaki skleranın açığa çıkmasına bağlı olarak hilal şeklinde bir beyaz bir çizgiyle karakterizedir. Geç dönemde koroidal neovaskülarizasyon gelişebilir. Travmatik retina yırtıklarından diyalizler en sık üst nazalde görülür. Optik sinir hasarı kontüzyon veya avulsiyon tarzındadır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 653-7

Soru 945
Penetran travmalarda cerrahi prensipler için hangis yanlıştır?
A- Küçük kesiler kontakt lens yardımıyla kapanabilir.
B- Ön kamara derinliği azalmışsa sütür konulmalıdır.
C- İnkarsere iris eğer hayatiyetini kaybetmişse eksize edilebilir.
D- İnkarsere iris miochol ile ön kamaraya geri çekilebilir.
E- Sekonder onarım ilk cerrahiden 2 aysonra yapılabilir.

Doğru cevap E seçeneğidir. Penetran travmalarda primer onarım tekniği iris inkarserasyonu, ön kamara derinliği ve intraokuler muhtevanın hasarına bağlı olarak değişir. Küçük kornea laserasyonları kontakt lens yardımıyla iyileşebilir ve sütür koyulmayabilir. Orta büyüklükteki laserasyonlarda özellikle ön kamara düzleşmiş ise sütür konulmalıdır. İris inkarsere ise ve hayatiyetini kaybetmişse eksize edilir. Eğer yeni ise miochol verilerek myozis yardımıyla ön karmaya yetleştirilip kornea kapatılır. Sekonder onarım primer onarımdan 2 hafta sonra yapılır. Bu sırada hem lezyonlar iyileşir hem de arka vitre kapalı mikrocerrahiyi kolaylaştıracak şekilde dekole olmuş olur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 657-8

Soru 946
İntraokluer yabancı cisimler ve bu durumun tedavisi için hangisi yanlıştır?
A- Ne olduğu bilinmiyorsa MR kontrendikedir.
B- Sklerotomi kullanılabilir.
C- Bazı vakalarda mıknatıslar kullanılır.
D- Retinanın üzerinde veya yanıbaşında değilse ilk olarak pars plana vitrektomi yapılablir.
E- Subretinal yabancı cisimlere sklerotomi yoluyla ulaşılabilir.

Doğru cevap D seçeneğidir. Retinanı üzerinde ya da yanıbaşındaki lezyonlarda PPV, diğerlerinde ise sklerotomi ve mıknatıslar kullanılır. Subretinal yabancı cisimlere sklerotomi yoluyla ulaşılabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 659

Soru 947
Sempatik oftalmi için hangisi yanlıştır?
A- Teorik olarak sempatik oftalmi olmasını önlemek için yaralanmadan sonra ilk 10 gün içinde enükleasyon yapılmalıdır.
B- Sempatik oftalmi özellikle uveal prolapsusla beraber bulunan penetran yaralanmalar sonrası meydana gelir.
C- Genellikle unilateraldir.
D- Çoğu vaka ilk yaralanmadan sonraki 2-12. hafta arasında meydana gelir.
E- Çoğu vakada bunlar kendini sınırlar.

Doğru cevap C seçeneğidir. Enükleasyon sklera onarımının imkansız olduğu haller dışında kullanılmamlıdır. Sekonder onarım ise primer onarımı takiben gözün kozmetik görünümü ve görmeyen gözün hastaya ızdırap vermesi durumunda düşünülebilir. Teorik olarak sempatik oftalmi olmasını önlemek için yaralanmadan sonra ilk 10 gün içinde yapılmalıdır. Sempatik oftalmi özellikle uveal prolapsusla beraber bulunan penetran yaralanmalar sonrası meydana gelir. Çok nadir görülen bilateral, granülomatöz bir panüveittir. Travmaya uğrayan göz sempatizan göz diğeri ise sempatize gözdür. %65’i ilk yaralanmadan sonraki 2-12. hafta arasında meydana gelir. Bulguları; sempatizan göz aşırı kızarık ve irritedir. Sonra diğer gözde irrite bir hal alır. Ardından her iki gözde mutton fat keratik prespitatlar ve iris nodulleri eşliğinde kronik granülomatöz üveit gelişir. Arka segmentte papillada şişme ve koroidit görülür. Çoğu vakada bunlar kendini sınırlar. Tedavide sterodielr kullanılır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 659-60

Soru 948
Kimyasal yaralanmalar için hangisi yanlıştır?
A- En sık asitlerle yaralanma görülür.
B- Sodyum hidroksit en sık sebep olan alkalilerden biridir.
C- Sülfürik asit en sık sebep olan asitlerden biridir.
D- Amonyak korneada hızla penetre olur.
E- Vakaların çoğu iş yerinde gelişir.

Doğru cevap A seçeneğidir. Kimyasal yaralanmalardan alkali yanıklar asitle olanlardan 2 kat daha fazladır. En sık görülen alkaliler; amonyak, sodyum hidroksit ve kireçtir. En sık karşılaşılan asitler ise; sülfürik, hidroflorik, asetik, kromik ve hidroklorik asittir. Amonyak, sodyum hidroksit ve hidroflorik asit hızı penetrasyonları sebebiyle ağır hasar oluşturur. Akü patlamasıyla gelişen sülfürik asit yaralanmaları termal etkili ve yüksek hızlı olduğundan bunlara bağlı olarakta komplikasyon gelişebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 660

Soru 949
Kimyasal yaralanmalar sonrası hangisi gelişmez?
A- Limbal damarlar oklüzyona uğrar.
B- Skatrisyel entropium gelişebilir.
C- Askorbik asit üretimi artar.
D- Derin penetrasyon ise korneada opasiteye sebep olacaktır.
E- Fitizis ağır vakalarda mümkündür.

Doğru cevap C seçeneğidir. Bu travmalar sırasında limbus damarları oklüzyona uğrar, kornea ve konjonktival epitel nekroze olur, semblefaron ve skatrisyel entropium gelişebilir. Derin penetrasyon ise korneada opasiteye sebep olacaktır. Korneayı geçmeleri ise iris, lens hasarı ve silier epitelin hasara uğramasına sebep olur. Silier cisim hasarı, kornea onarımı ve kollajen üretimi için önemli olan askorbik asit üretimini sekteye uğratır. Son olarak hipotoni ve fitizis gelişebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 660

Soru 950
Alkali kimyasal yaralanma sonrası tedavide hangisi kulanılmaz?
A- Korneal debridman
B- Hafif asit kimyasal ile pH’yı nöralize etmek.
C- Topikal askorbik asit
D- Topikal sitrik asit
E- Topikal tetrasiklin

Doğru cevap B seçeneğidir. Bu yaralanmalar anamnez sonrası direkt tedavi gerektiren tek göz yaralanmasıdır. SF ile 15-30 dakika irrigasyon ortam pH’sını normalize etmek için şarttır. Ayrıca göz kapakları çevrilerek altlarında kalması muhtemel kireç, çimento vs temizlenir. Kornea epitelindeki nekrotik sahalar debride edilir. Hasar şiddeti 4 evrede değerlendirilir. 1. derecede berrak kornea berrak ve limbal iskemi yoktur. 2. derecede kornea bulanık olsa da iris detayları seçilebilir ve 1/3’ten az limbal iskemi vardır. 3. derecede iris detayları izlenemez. Ayrıca 1/3’ü ile 1/2’si arasında iskemi vardır. 4. derecede ise kornea opak ve limbus iskemisi en az 1/2’dir. Tedavide antibiyotikler, steroidler, sikloplejin, askorbik asit, sitrik asit ve tetrasiklin verilebilir. Antibiyotikler profaktik olarak verilir. Steroidler ilk haftadan sonraiyileşmeye olumsuz etki yapabileceğinden kesilirler. Askorbik asit silier cismin etkilenmesi sonrasında özellikle verilir. Topikal veya sistemik verilebilir. Nötrofil aktivitesine karşı güçlü bir inhibitör olan sitrik asit içeren sodyum sitrat ilk 10 gün verilebilir. Etkili kollajenaz inhibitörü olan, nötrofil aktivitesini inhibe eden ve steril ülserasyonu azaltan tetrasiklinler topikal ve sistemik olarak verilebilirler. Erken dönemde cerrahi girişim limbusu vaskülarize etmek ve forniksleri yeniden oluşturmak için gerekebilir. Bu amaçla tenon kapsülünü öne alarak limbusa sütüre etmek, limbal kök hücre transplantasyonu ve amniotik mebran grefti kullanılabilir. Geç dönem cerrahide ise konjonktival band ve semblefaronun ayrışması ve diğer deformitelerin tamirinden ibarettir. Keratoplasti en az 6 ay ertelenmelidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 660-2

OFTALMİK SORU-NÖROOFTALMOLOJİ

NÖROOFTALMOLOJİ

Soru 826
Optik sinir fonksiyon bozukluğunda hangisi görülmez?
A- Kırmızı-yeşil diskromatopsi
B- Aferent pupiller defekt
C- Görmede azalma
D- Santral skotom
E- Metamorfopsi

Doğru cevap E seçeneğidir. Papillomaküler demet foveadaki kon sisteminin iletisini sağlayan küçük kalibreli sinir liflerini içerir. Optik sinir lezyonları bu anatomik yapının fonksiyonlarını baskılayarak bazı klinik bulgulara yol açar. Bunlar; görme keskinliğinde azalma, aferent pupiller defekt, diskromatopsi (tek gözde ve özellikle kırmızı-yeşil renk körlüğü şeklindedir.), azalmış ışık parlaklığı hassasiyeti (geçirilmiş optik nörit hecmesinde olduğu gibi görme keskinliği normalde olsa bulunabilir. ), azalmış kontrast hassasiyeti, görme alanı defektleri (santral ve sentroçekal skotom, altitudinal ve sinir lifi demeti defekti olabilir.)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 587

Soru 827
Akiz optik sinir hastalıklarında optik diskte hangi görüntü oluşmaz?
A- Normal
B- Şişme
C- Atrofi
D- Kolobom
E- Optosilier shunt

Doğru cevap D seçeneğidir. Optik diskin görünümü ile fonksiyon kaybı arasında korelasyon yoktur. Akiz optik sinir hastalıklarında disk dört tip görünüme bürünür. Normal görünüm (klasik olarak retrobulber nöritte ve ayrıca Leber’in optik nöropatisi ve kompressif lezyonlarda başlangıçta), diskte şişme (papilödem, anterior iskemik optik nöropati, papillit, Leber’in optik nöropatisinin akut fazı ve kompresyonlarda), optosilier shuntlar (klasik olarak optik sinir kılıfı menenjiomu ve optik gliom), optik atrofi.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 587-8

Soru 828
Primer optik atrofi için doğru olmayan hangisidir?
A- Retrolaminer parçadaki lezyonlara bağlıdır.
B- Kiazmal lezyonlarda bilateral görülür.
C- Optik traktus lezyonlarında nazal veya temporal kadranları tutabilir.
D- Disk keskin sınırlıdır.
E- Sebebi anterior iskemik optik nöropati olabilir.

Doğru cevap E seçeneğidir. Primer atrofi optik sinirin retrolaminer parçası ile lateral genikulat cisme kadar ki parçasında meydana gelen lezyonlarda görülür. Kiazma ve optik traktusu etkileyen lezyonlar bilateral atrofi sebebidir. Retrobulber nörit, herediter optik nöropatiler, toksik ve nutrisyonel optik nöropatiler ve kompresif lezyonlara bağlı gelişir. Disk keskin sınırlı, beyaz renkli ve düzdür. Disk üzerindeki küçük kan damarları sayıca azalmıştır. Peripapiller kan damarlarında atenüasyon ve retina sinir lifleri tabakasında incelme vardır. Lezyona bağlı olarak diffüz veya sektöryel olabilir. (kiazmal lezyonlarda sadece nazal ve temporal kadranlar tutulur)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 588-9

Soru 829
Sekonder optik atrofi için hangisi yanlıştır?
A- Optik diskin şişmesini takiben gelişir.
B- Papillite bağlı gelişebilir.
C- Optik diskin sınırları nettir.
D- Küçük kan damarları sayıca azalmıştır.
E- Disk zeminden hafifçe kabarıktır.

Doğru cevap C seçeneğidir. Sekonder optik atrofi papillanın şişmesini takip eder. Papilödem, anterior iskemik optik nöropati ve papillite bağlı gelişir. Gliozise bağlı olarak sınırları net olmayıp zeminden hafifçe kabarık ve beyaz renklidir. Yine küçük kan damarları sayıca azalmıştır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 589

Soru 830
Optik nöritle ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- En sık etyolojik sebep demyelizasyondur.
B- Multipl skleroz birlikteliği en fazla papillit formunda görülür
C- En nadir görülen tip nöroretinittir.
D- Çocuklarda en sık papillit formu görülür.
E- Erişkinlerde en sık retrobılber nörit fomunda görülür.

Doğru cevap B seçeneğidir. Optik nörit etyolojik olarak demyelizan (en sık sebep), paraenfeksiyöz (viral enfeksiyon, immünizasyon sonrası) veya enfeksiyöz (sinüzitler, kedi tırmığı, sifiliz, lyme, kabakulak) olarak sınıflandırılabilir. Oftalmoskopik olarak ise retrobulber nörit, papillit ve nöroretinit olarak sınıflanır. Retrobulber nörit yetişkinlerdeki en sık tiptir. Sıklıkla multipl sklerozla beraberdir. Papilla başlangıçta normaldir. Papillit ise çocuklarda en sık görülen tiptir. Alev şeklinde peripapiller hemorajiler, disk hiperemisi ve ödem bir aradadır. Arka vitrede hücre olabilir. Nöroretinit ise en nadir görülen tiptir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 590

Soru 831
Nöroretinit ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- En nadir görülen optik nörit tipidir.
B- Maküler skar ve papillit beraberliğidir.
C- Multipl skleroz hastaları risk altındadır.
D- Kendini sınırlayan bir durumdur.
E- Maküler skar papillitle eş zamanlı başlamayabilir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Nöroretinit en nadir görülen optik nörit tipidir. Sert eksüdalardan oluşan maküler skar ve papillit birlikteliğidir. Maküler lezyon başta bulunmayabilir. Optik diskte şişme gerilemeye başladığında ortaya çıkar. Bazı vakalarda peripapiller retinal ödem ve makülanın seröz elevasyonuyla birlikte bulunur. Sıklıkla viral enfeksiyonlar ve kedi tırmığında görülür. Ayrıca sifiliz ve Lyme ile birlikte olabilir. Multipl sklerozda görülmez. Çoğu vaka 6-12 ayda kendini sınırlar.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 590

Soru 832
Demyelizasyon ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Görme yolarında en sık optik sinir tutulur.
B- En sık görülenleri multipl sklerozdur.
C- Devic hastalığında bilateral optik nöropati ve transvers myelit beraberdir.
D- Schilder hastalığında bilateral optik nörit görülür ve hastalık sonucu 1-2 yılda ölüm gerçekleşir.
E- Multipl skleroz özellikle periferik sinir sistemini etkiler.

Doğru cevap E seçeneğidir. Multipl skleroz alevlenme ve remisyonlarla seyreder ve sadece santral sinir sistemini tutar. Periferik sinirler korunmuştur. Uhthoff fenomeni fiziksel egzersize bağlı olarak görme semptomları ve diğer semptomların aniden kötüleşmesidir. BOS’ta oligoklonal band görülür. MR’da periventriküler ve korpus kallosumda demyelizan plaklar tipiktir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 591

Soru 833
Optik nörit ve multipl skleroz (MS) birlikteliğiyle ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Kesinleşmiş MS’li vakaların çoğunda geçirilmiş optik nörit bulgusu saptanır.
B- İzole optik nöropatil olguların %70’inde MS benzeri MR bulguları görülür.
C- MS özellikle retrobulber nöritle beraberdir.
D- Nöroretinit MS ile birlikte bulunmaz.
E- Optik nöritli bi hastada eğer HLA B51 pozitifse MS gelişme riski yüksektir.

Doğru cevap E seçeneğidir. HLA B51 Behçet hastalığında görülür. HLA DR2 pozitifliği, kış aylarında ortaya çıkış ve Uhthoff fenomeni pozitifliği optik nöropatide akabinde MS gelişim riskini arttırır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 591

Soru 834
Optik nörit semptom ve bulgularıyla ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Hemen her defasında görme kaybı tek taraflıdır.
B- Renkli görme görme keskinliğine kıyasla daha iyi düzeydedir.
C- Gözde batma hissi çok sık görülür.
D- Çoğu vakada papilla görünümü normaldir.
E- Görme alanında en sık santral skotom görülür.

Doğru cevap B seçeneğidir. Hastalığın ortaya çıkışında tek taraflı görme kaybı kural gibidir. Gözde veya etrafında göz hareketleriyle kötüleşen ve 1-2 gün süren batma hissi sık görülür. Bu görme kaybı öncesine denk gelebilir. Bazı vakalarda frontal baş ğrısı ve globda hassasiyet görülebilir. Vakaların %70’inde papilla normal görülür. (retrobulber nörit) görme keskinliği hafiften ağıra değişebilir. Renkli görme ve kontrast hassasiyette azalma hemen her zaman görülür ve görme keskinliğiyle korelasyon göstermez ve daha kötüdür. Görme alanında sıklıkla santral skotom görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 592

Soru 835
Optik nöritte klinik seyir ve tedavi için hangisi yanlıştır?
A- Işık hissi düzeyine kadar düşen görme keskinliği nadirdir.
B- Görme çoğu hastada 0.7 düzeylerine kadar düzelir.
C- Renkli görme düzelmez.
D- Kontrast hassasiyeti eski haline gelir.
E- Oral steroidlerin tek başlarına kullanımı kontrendikedir.

Doğru cevap D seçeneğidir. Optik nöritte görme keskinliğinde azalma 1-2 hafta içinde en yüksek düzeye çıkar. Bu azalma sıklıkla 0.1-0.3 düzeylerinde kalır. Işık hissine kadar düşmesi nadirdir. İyileşme yaklaşık 4-6 hafta sürer. Hastaların %75’inde görme keskinliği 0.6-0.7 seviyelerine kadar düzelir. Görme keskinliği geri gelse de renkli görme, kontrast hassasiyet ve ışık parlaklığı değerlendirmesi gibi görme fonksiyonunu gösteren diğer parametreler düzelme göstermez. Aferent pupiller defekt sebat edebilir. Optik atrofi görülebilir. Tedavide verilen sistemik steroidler görme başlangıçta eğer 0.5’den kötüyse iyileşme hızı bakımından fayda sağlar. Nihai görme keskinliği üzerine faydası yoktur. Tedavde ilk 3 gün metilprednizolon (1 gr) 3 gün İV verilir, sonrasında 11 gün oral prednizolon (1 mg/kg) ile devam edilir. Oral steroidler tek başına kullanılmaz. Bu kontrendikedir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 592

Soru 836
Paraenfeksiyöz sebepli optik nörit için hangisi yanlıştır?
A- Aşılama sonrası görülebilir.
B- Gözler bilateral tutulum gösterir.
C- Disk görünümü hiçbir zaman normal olmaz.
D- En sık çocuklarda görülür.
E- Çoğu vakada tedavi gerekmez.

Doğru cevap C seçeneğidir. Aşı ile kabakulak, kızamık, boğmaca ve suçiçeği gibi viral hastalıklardan sonra görülür. Doğal olarak en sık etkilenen grup çocuklardır. Genellikle viral enfeksiyon sonrası iki gözü birden tutan ağır görme kaybı gelişir. Genellikle papillit nadiren nöroretinit görülür. Zaman zaman disk görünümü normaldir. Görme genellikle eski haline yakın değerlere tedavisiz gelebildiğinden çoğu vakada tedavi gerekmez. Ama görme kaybı ağır ve çift taraflı ise ya da gören tek göz tutulmuşsa İV steroidlerden faydalanılmalıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 592

Soru 837
Enfeksiyöz sebepli optik nörit için hangisi yanlıştır?
A- Sinüzite bağlı olanlarda rekürren görme kaybı atakları olabilir.
B- Kedi tırmığı hastaığında nöroretinit görülür.
C- Sifilizde sadece 3. evrede papillit veya nöroretinit görülür.
D- Lyme hastalığı multipl sklerozdaki retrobulber nöriti taklit edebilir.
E- Lyme hastalığında en sık nöroretinit tablosu görülür.

Doğru cevap C seçeneğidir. Sifilizde papillit veya nöroretinit ilk 2 evrede görülür. Sinüzitte özellikle etmoidal sinüzitte rekürren görme kaybı tablosu görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 592-3

Soru 838
N-AION (Non-arteritik anterior iskemik optik nöropati) için yanlış olan bilgi hangisidir?
A- Optik sinirin prelaminer parçasında infarkt gelişir.
B- Kısa posterior silier arterler oklüzyona uğramıştır.
C- Tutulan hasta grubu hipertansiyon dışında sağlıklıdır.
D- Ani görme kaybı öncesinde görme bulanıklığı atakları görülebilir.
E- Hastaların yüksek bir ölüm riski yoktur.

Doğru cevap D seçeneğidir. N-AION veya idiyopatik AION optik sinirin prelaminer ve laminer parçalarında kısa posterior silier arterlerdeki oklüzyona sekonder segmenter ve jeneralize enfarkttır. Bu tablo eğeğr temporal arteritle beraber bulunursa arteritik AION adını alır. N-AION tipik olarak diğer yönleriyle sağlıklı (hipertansiyon hariç) kişilerde görülür. 45-65 yaş aralığında sıktır. Arteritik tipin aksine ölüm riski yüksek değildir. Hastalık önceden tahmin edilebilmesine olanak sağlayan geçici görme semptomları olmaksızın aniden ve ağrısız görme kaybı ile ortaya çıkar.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 593

Soru 839
N-AION (Non-arteritik anterior iskemik optik nöropati) semptom ve bulguları için yanlış olan bilgi hangisidir?
A- Akut safhada diffüz veya sektöryel ödem görülür.
B- Diskte cup bulunmayabilir.
C- Renkli görme, görme keskinliğiyle orantılı şekilde bozulmuştur.
D- Görme alanında tipik olarak santral skotom görülür.
E- Geç dönemde tutulan segment soluk hal alır.

Doğru cevap D seçeneğidir. N-AION’de akut evrede kıymık şekilli hemorajilerle çevrelenmiş diffüz veya sektöryel ödemli soluk bir disk görülür. FFA’da görülen lokalize disk hiperfloresansı giderek tüm diski kaplar. Diskte cup bulunmayabilir. Ödem zamanla azalır ve tutulan segment soluk olarak kalır. FFA’da arteryel fazda eşit olmayan koroidal dolum görülür. Geç evrede disk hiperfloresansı görülür. Vakaların %70’inde görme ortadan ağıra değişen derecelerde azalmıştır. Görme alanı defekti en sık inferioru tutacak şekilde tipik olarak altitudinaldir. Renkli görmenin görmeye göre çok daha ağır biçimde etkilenmiş oluğu optik nöritin aksine renkli görme görme keskinliği ile orantılı şekilde azalmıştır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 594

Soru 840
N-AION (Non-arteritik anterior iskemik optik nöropati) yönetim ve prognozu için yanlış olan bilgi hangisidir?
A- Viskozite araştırması yapılmalıdır.
B- Tüm hastalar arteritik tip yönünden tetkik edilmeldir.
C- Uzun süreli aspirin kullanımı önerilmelidir.
D- Bazı vakalarda diğer göz 6 ay içinde tutulur.
E- Foster-Kennedy sendromu görülür.

Doğru cevap E seçeneğidir. Psödo Foster-Kennedy sendromu görülür. Sebep araştırılırken; viskoziteyi etkileyen durumlar ve hipertansiyon varlığı araştırılır. Özellikle dev hücreli arterit ayrılmalıdır. Diğer gözün tutulumuna mani olmak için uzun süreli aspirin küçük dozlarda kullanılmadır. Prognozu arteritik tipten daha iyidir. Vakaların %30’unda diğer göz 6 ay içinde tutulur. Bu durumda bir gözde optik atrofi diğerinde ödem tablosu psödo Foster-Kennedy sendromu olarak anılır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 594

Soru 841
Dev hücreli arterit ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Bir tıbbi acil halidir.
B- Elastik doku mikar fazla olan büyük ve orta boy arterler tutulur.
C- Kranial aretrler en sık tutulan arterlerdendir.
D- En sık ortaya çıkış şikayeti kafa cildi hassasiyetidir.
E- Çigneme sırasında ağrı ve takılmalar olur.

Doğru cevap C seçeneğidir. Arteritik anterior iskemik optik nöropati (AION) sebebi olabilen dev hücreli arterit br tıbbi acil halidir. Çünkü körlüğün önlenmesi anında tanı ve tedaviye bağlıdır. Özellikle yüzeyel temporal, oftalmik, posterior silier arterler ve vertebral arterlerin proksimal kısmı gibi orta ve büyük boy erterleri tutar. Tutulumun şiddeti ve yaygınlığı arterin medya ve adventisyasında bulunan elastik dokunun miktarına bağlıdır. Bu nedenle çok aza elastik doku bulunduran intrakranial arterler az tutulur. Hastalık tipik olarak 7-8. dekadlarda ortaya çıkar. En sık ortaya çıkış şikayeti kafa cildi hassasiyetidir. İlk olarak saç taranırken farkedilir. Baş ağrısı görülebilir. Masseter kaslarındaki iskemiye bağlı çene hareketlerinde takılmalar çigneme ve konuşma sırasında ağrıya sebep olur ve tanı koydurucudur. Sabahları ve egzersiz sırasında kötüleşen, proksimal kas gruplarında ağrı ve katılıkla karakterize polimyaljia romatika kranial semptomlardan çok sonra ortaya çıkar. Temporal arter hassas, inflame ve nodullüdür. Baalngıçta pulsasyon olsa da kalınlaşmış arteri kranium üzerinde yassılaştırmak mümkün olmaz. İleride pulsasyon kesilir ve ileri vakalarda beslediği ciltte gangren gelişir. Pulsasyonu hissetmek için en iyi yer kulak sayvanının üst kutbunun hemen önündeki bölgedir. Pulsasyon yokluğu dev hücreli arteriti akla getirecek kadar önemlidir. Ayrıca dissekan aort anevrizması, aort yetmezliği, myokard enfarktüsü, felçler ve renal yetmezlik görülebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 594-5

Soru 842
Okult dev hücreli arteritin ilk belirtisi nedir?
A- Görme kaybı
B- Temporal bölgede hassasiyet
C- Aort anevrizması
D- Periorbital ağrı
E- Çiğneme sırasında ağrı

Doğru cevap A seçeneğidir. Minimal sistemik belirtilerin olduğu okult arteritin ilk belirtisi tek gözde gelişen körlüktür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 595

Soru 843
Arteritik anterior iskemik optik nöropati (AION) için hangisi yanlıştır?
A- Sedim hızı tüm hastalarda yüksektir.
B- C- reaktif protein tüm hastalarda yüksektir.
C- Steroid tedavisi alan hastalarda arter biyopsisi normal çıkabilir.
D- Dev hücreli arterit bulunan hastaların yarısından daha azında ilk olarak göz tutulur.
E- Sedim değerleri muğlak olduğunda C- reaktif protein bakılmalıdır.

Doğru cevap A seçeneğidir. AION hastalarında eritrosit sedimentasyon hızı (Bu hastalarada en az 60 mm’dir. Hastaların yaklaşık %20’sinde normal olabilir. ), C- reaktif protein (tüm hastalarda yüksektir. Sedim muğlak olduğunda işe yarar.), temporal arter biyopsisi (1 haftadır steroid tedavisi alan hastalarda normal bulunabilir.) bakılmalıdır. Tedavi görmemiş dev hücreli arteritli hastaların yaklaşık %25’inde AION gelişir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 595-6

Soru 844
Arteritik anterior iskemik optik nöropati (AION) semptom ve bulguları için hangisi yanlıştır?
A- Görme kaybı öncesinde ışık çakmaları görülebilir.
B- Görme kaybı ani ve ağrısızdır.
C- Genellikle dev hücreli arterit tanısından sonra ortaya çıkar.
D- Dev hücreli arterit tanısı konulduktan sonra 1 yıl geçmiş bir hastada gelişmesi zordur.
E- Bilateral tutulum çok nadirdir.

Doğru cevap B seçeneğidir. Tipik olarak öncesinde geçici göz kararmaları ve ışık çakmaları bulunabilir. Beraberinde periokuler ağrının yer aldığı ağrılı, ağır ve ani tek taraflı görme kaybıyla başlar. AION genellikle dev hücreli arteritin ortaya çıkmasından sonra 1 hafta içinde meydana gelir. 9 ay geçtikten sonra AION gelişmesi pek mümkün değildir. Aynı anda bilateral tutulum pek mümkün olmasa da tedavisiz hastaların iki gözü 1-2 hafta içinde tutulur. Oftalmoskopik muayenede disk etrafında gelişen kıymık hemorajiler eşliğinde soluk ve şişmiş vaziyettedir. Şişlik 1-2 ay içinde yerini atrofiye bırakır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 596

Soru 845
Arteritik anterior iskemik optik nöropati (AION) tedavi ve prognozu için hangisi yanlıştır?
A- Tedavinin amacı temelde diğer gözü korumaktır.
B- Steroid tedavisi alan tüm hastalarda diğer göz korunabiir.
C- Tedavi yaklaşık 1-2 yıl sürer.
D- Tedavi süresi semptomlar, sedim ve CRP düzeylerine bağlıdır.
E- Prognoz çok kötüdür.

Doğru cevap B seçeneğidir. Tedavide amaç diğer gözün korunmasıdır. (Çünkü genellikle tutulan gözün kurtarılması pek mümkün değildir.) Ama steroid tedavisi zamanında yapılsa bile az sayıda hastada diğer göz tutulabilmektedir. Başlangıç olarak ilk 3 gün 1 gr metilprednizolon ve oral 80 mg prednizolon verilir. Prednizolon dozu yaklaşık 2 ay içinde 10 mg’a kadar düşürülür. İdame dozu 10 mg’dır. Tedavi süresi semptomlar, sedim ve CRP düzeylerine bağlıdır. Çoğu hastaya 1-2 yıl idame tedavisi yeterlidir. Prognoz kalıcı görme kaybı nedeniyle çok kötüdür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 596

Soru 846
Leber’in herediter optik nöropatisi için hangisi yanlıştır?
A- Mitokonriyal DNA mutasyonu vardır.
B- En kötü prognoz 11778 mutasyonudur.
C- Bilateral optik nöritli tüm hastalarda akla gelmelidir.
D- İlk semptomu bilateral görme kaybıdır.
E- Görme kaybı ağrısızdır.

Doğru cevap D seçeneğidir. Leber’in herediter optik nöropatisi maternal mitokondriyal DNA mutasyonu sonucunda ortaya çıkar. Çoğu hasta 11778 mutasyonu bulunan 20’li yaşlarda erkek hastalardır. En kötü prognoz yine bunlardadır. 3460 ve 14484 mutasyonlarında prognoz daha iyidir. 10-60 yaşına kadar tüm hastalarda görülebilir. Bu nedenle bilateral optik nöriti bulunan tüm hastalarda akla gelmelidir. Hastalık tipik olarak akut, şiddetli ve ağrısız tek taraflı görme kaybıyla ortaya çıkar. Diğer göz ilk gözden sonra en fazla 2 ay sonra tutulmuş olur. (2 aydan fazla değil!)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 596



Soru 847
Leber’in herediter optik nöropatisi için hangisi doğrudur?
A- Akut safhada bile disk görünümü normal değildir.
B- Işığa karşı reaksiyonları bozulmuştur.
C- Telenjiektazik mikroanjiopati görülür.
D- Görme alanında genellikle altitudinal defektler görülür.
E- Görme kaybının geri gelmesi ihtimal dahilinde değildir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Akut evrede optik disk tamamen normal olabilir. Tipik hastalarda diskte hiperemi, telenjiektazik mikroanjiopati (disk yüzeyinde komşu retinaya uzanabilen dilate kapillerler olup hastanın asemptomatik kadın akrabalarında da bulunabilir.), vasküler kıvrım artışı ve peripapiller sinir lifleri katında şişme görülür. Telenjiektazik damarların gerilemesini optik atrofi takip eder. Şaşırtıcı olarak sıklıkla ışığa karşı pupilla reaksiyonları canlı kalır. Görme alanında genellikle santroçekal skotom görülür. Bazı vakalarda yıllar sonra görmede iyileşme görülebilir. Ama çoğu hasta bilateral olarak 0.1’den daha az olan kalıcı görme kaybı ile baş başa kalır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 597

Soru 848
Leber’in herediter optik nöropatisi için kulanılan bir tedavi veya öneri değildir?
A- Kortikosteroidler
B- Hidroksikobalamin
C- Antibiyotikler
D- Cerrahi tedavi
E- Alkolün bırakılması

Doğru cevap C seçeneğidir. Tedavide steroidler, hidroksikobalamin ve cerrahi düşünülebilir. Ama çoğunlukla etkisizdir. Hastaların alkol ve sigarayı bırakmaları mitokondriyal enerji üretimi üzerine stres yaratmalarını engeleyeceğinden tavsiye olunur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 597

Soru 849
Hangisi Kjer sendromu için yanlıştır?
A- Otozomal dominant kalıtılır.
B- Görme kaybı ani ve ağrılıdır.
C- Görme kaybı değişkendir.
D- Sistemik bulgu yoktur.
E- Bilateral görülür.

Doğru cevap B seçeneğidir. Görme kaybı 4-10 yaşlarında sinsice gelişir. Görme kaybı 0.1-0.5 arasında değişir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 597

Soru 850
Bher sendromu için doğru olmayan hangisidir?
A- Otozomal resesif kalıtılır.
B- Görme kaybı değişkendir.
C- Nistagmus görülür.
D- Sıklıkla doğumda ortaya çıkar.
E- Ataksi görülür.

Doğru cevap D seçeneğidir. Hastalık hayatın il 10 yılı içinde belirli bir ilerleme gösterir ve sonrasında stabilize olur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 598

Soru 851
Wolfram sendromu için hangisi yanlıştır?
A- Otozomal resesif kalıtılır.
B- İlk 2 dekadda görülür.
C- Optik diskler diffüz olarak soluktur.
D- Nihai görme 0.7’nin üzerindedir.
E- Bu hastalarda D. Mellitus ve D. insipitus beraber bulunur.

Doğru cevap D seçeneğidir. Bu hastalık DIDMOAD sendromu olarakta bilinir. (D. İnsipitus, D. Mellitus, Optik Atrofi ve Deafness-sağırlık-) bu hastalarda nihai görme 0.1 latında olup kötüdür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 598

Soru 852
Alkol-tütün ambliyopisi ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Renkli görme bozulur.
B- Görme alanında simetrik altitudinal defekt görülür.
C- Görme kaybı smetriktir.
D- Erken dönemde disk görünümü normaldir.
E- Bazı vakalarda görme kaybı geri döndürülebilir.

Doğru cevap B seçeneğidir. Alkol-tütün ambliyopisi tipik olarak protein ve B kompleks vitaminleri eksikliği gelişen alkolik ve tiryakilerde görülür. Hastalık renkli görmenin bozulduğu, ağrısız, sinsi başlayan, ilerleyici, bilateral ve smetrik görme azalmasıyla başlar. Hastalık ortaya çıktığında çoğu optik disk normal görünür. Bazı vakalrda kıymık şekili hemorajiler ve ödem bulunabilir. Görme alanında smetrik ve bilateral santroçekal skotom görülür. Hastay alışkanlığından vazgeçmesi tavsiye edilir ve hidroksikobalamin tedavisi verilir. Erken dönemde görme kaybı geri döndürülebilir. Geç kalındığında kalıcı optik atrofi gelişir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 598

Soru 853
Hangisi optik nöropati yapmaz?
A- Siklosporin A
B- Streptomisin
C- Ethambutol
D- Amiodarone
E- Vigabatrin

Doğru cevap A seçeneğidir. Streptomisin, ethambutol, amiodarone, vigabatrin, klorpropamid ve izoniazid optik nöropati yapan ilaçlardır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 598

Soru 854
Ethambutole bağlı optik nöropati için hangisi yanlıştır?
A- Doza bağlıdır.
B- İlaç en az 2 ay kulanılmadan gelişmez.
C- Görme kaybı smetriktir.
D- Görme alanında santral skorom görülür.
E- Mavi-sarı renk bozukluğu görülür.

Doğru cevap E seçeneğidir. Ethambutol kullanan hastaların yaklaşık %1’inde optik nöropati gelişir. Doza bağlı olup, ilacın en az 2 ay kullanılmış olması gerekir. (ortalama 7 ay) özellikle yeşil-kırmızı renk körlüğü eşliğinde sinsi gelişen, smetrik ve bilateral görme kaybı vardır. Papilla kıymık şekili hemorajiler eşliğind ödemli veya normal olabilir. Görme alanında genellikle santral skotom görülür. İlaç kesilirse prognoz gayet iyidir. İlaç başlanmış hastalara semptom ortaya çıktığı anda ilacı kesmesi önerilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 598

Soru 855
Papilödemle ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Kafa içi basınç artışına bağlı optik disk şişmesidir.
B- Simetrik olmayabilir.
C- Bilateraldir.
D- Serebral hemisfer tümörlerinde posterior fossa tümörlerinden daha hızlı gelişir.
E- Beraberinde görülen diplopi en sık horizontaldir.

Doğru cevap D seçeneğidir. Kafa içi basınç artışına bağlı disk şişmesine papilödem denir. Diğer tüm disk ödemi sebepleri diskte şişme olarak tanımlanır. Papilödem asimetrik olsa da bilateraldir. Serebral hemisfer tümörleri posyerior fossa tümörlerine göre daha geç papilödem oluştururlar. Önceden papilödem gelişenlerde oluşan glial nedbelenme sebebiyle tekrar papilödem gelişmez. Papiödem hastalarında ayrıca baş ağrısı, fışkırır gibi kusma ve horizontal diplopi de görülür. (3 ya da 6. sinire bağlı)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 598-9

Soru 856
Erken dönem papilödemle ilgili olara hangisi yanlıştır?
A- Görme keskinliği normaldir.
B- Renk hissi bozulmuştur.
C- Disk hiperemiktir.
D- Ödem önce nazal kenardan başlar.
E- Spontan venöz pulsasyon kaybolmuştur.

Doğru cevap B seçeneğidir. Erken dönem papilödem teşhisi zor olabilir. Görme semptomu yoktur. Disk hafif eleve ve hiperemiktir. Disk kenarlarının belirginliği azalmıştır ve peripapiller sinir ifleri katında şişkinlik görülür. Önce nazal kenardan başlar. Sonra sırayla superior ve inferior tutulur. Spontan venöz pulsasyon kaybolmuştur. (normal bireylerde de %20 olmayabilir.)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 599-600

Soru 857
Tam olarak yerleşmiş papilödemde hangisi görülmez?
A- Görme kaybı
B- Cotton-wool spotlar
C- Roth spotları
D- Sert eksüdalar
E- Retinal katlanmalar

Doğru cevap C seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 600

Soru 858
Tam olarak yerleşmiş papilödemde için hnagis yanlıştır?
A- Geçici göz kararmaları görülebilir.
B- Şiddetli hiperemi görülür.
C- Kör nokta hayli geniştir.
D- FFA’da hiperfloresans disk kenarını geçmez.
E- Görme normal olabilir.

Doğru cevap D seçeneğidir. Görme keskinliği normal olabilir. Bir veya iki gözde sıklıkla ayaktayken saniyeler içinde kaybolan geçici göz kararmaları görülür. Diskler kenarların silikleşmesi eşliğinde ağır hiperemi ve orta dereceli elevasyon gösterir. Disk üzerindeki küçük damarlar gözden kaybolmuştur. Venöz genişleme, peripapiller alev şeklinde hemorajiler ve cotton-wool spotlar bulunur. FFA’da disk kenarlarının ötesine uzanan hiperfloresans görülür. Diskin temporal tarafında retinal katlanmalar gelişir. Sert eksüdalar temporal kenarı olmayan bir yıldız bçiminde fovea merkezli ışınsal dağılım gösterir. Kör nokta genişlemiştir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 600

Soru 859
Uzun süredir devam eden papilödemde hangisi bulunmaz?
A- Görme alanında konstrüksiyon
B- Değişken görme keskinliği
C- Optosilier shuntlar
D- Cotton-wool spotlar
E- Diskte bariz elevasyon

Doğru cevap D seçeneğidir. Cotton-wool spotlar ve hemorajiler görülmez. Disk yüzeyinde ayrıca drusen benzeri kristalin depozitleri görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 601

Soru 860
Papilödem ayırıcı tanısında yer almayan hangisidir?
A- Malign hipertansiyon
B- Etmoidal sinüzite bağlı papillit
C- Aşılanma sonrası papillit
D- Kızamığa bağlı gelişen papillit
E- Kedi tırmığı hastalığında görülen papillit

Doğru cevap B seçeneğidir. Papilödem bilateral olduğundan bilateral papillit etkenleri ayrıcı tanıda yer alabiir. Etmoidal sinüzite bağlı papillit genellikle rekürren ve tek taraflı papillit yapar.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 602

Soru 861
Konjental optik sinir anomalileri için hangisi yanlıştır?
A- Nispeten sık görülürler.
B- Papilödemle karışabilirler.
C- Görme alanı defekti yapmazlar.
D- SSS malformasyonlarına eşlik edebilirler.
E- Beraberinde okuler anomaliler bulunabilir.

Doğru cevap C seçeneğidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 602

Soru 862
Hangi optik sinir anomalisi nörolojik anomalilerle beraber bulunmaz?
A- Tilted disk
B- Kolobom
C- Morning glory sendromu
D- Hipoplazi
E- Aicardi sendromu

Doğru cevap A seçeneğidir. Nörolojik anomalilerle birlikte bulunan anomaliler kolobom, gündüz sefası anomalisi (Morning Glory), hipoplazi ve Aicardi sendromudur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 602-9

Soru 863
Hangi optik sinir anomalisi nörolojik anomalilerle beraber bulunur?
A- Tilted disk
B- Kolobom
C- Displazi
D- Peripapiller stafilomda
E- Megalopapilla

Doğru cevap B seçeneğidir. Tilted disk, drusen, pit ve myelinli sinir lifleri nörolojik anomalilere eşlik etmez. Megalopapilla horizontal ve vertikal disk çapı 2.1 mm’den fazladır. Peripapiller stafilomda derin bir peripapiller çanaklaşma içinde nispeten normal bir disk vardır. Optik disk displazisi konjenital disk anomalilerinden hiçbirine uymayan bariz deformasyon durumları için kullanılır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 602-9

Soru 864
Hangi optik sinir anomalisinin yaptığı görme alanı defekti kiazmaya bası yapan lezyonlarla karışır?
A- Tilted disk
B- Drusen
C- Pit
D- Myelinli sinir lifi
E- Hipoplazi

Doğru cevap A seçeneğidir. Tilted diskte fundusun inferonazalindeki ektazi sonucunda görme alanında üst temporalde defekt görülür. (kiazmaya bası yapan defektlerden ayrılmalıdır.)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 602

Soru 865
Allagille sendromunda hangi konjenital optik sinir anomalisi sık görülür?
A- Kolobom
B- Tilted disk
C- Drusen
D- Hipoplazi
E- Pit

Doğru cevap C seçeneğidir. Drusen sistemik olarak Allagille sendromunda görülebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 603

Soru 866
Hangileri genellikle tek taraflı görülen konjenital optik disk anomalileridir?
A- Tilted disk-pit
B- Pit-drusen
C- Morning glory anomalisi-pit
D- Morning glory anomalisi-tilted disk
E- Hipoplazi-myelinli sinir lifi

Doğru cevap C seçeneğdiir. Gündüz sefası anomalisi ve pit dışındaki optik sinir anomalilerinin hemen tamamı daha çok bilateral görülür. (sadece kolobom eşit sıklıkta tek ya da çift taraflı görülür.)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 605, 607

Soru 867
Hangi optik sinir anomalisi santral seröz retinopati benzeri retinal elevasyon yapar?
A- Pit
B- Drusen
C- Tilted disk
D- Myelinli sinir lifi
E- Megalopapilla

Doğru cevap A seçeneğidir. Merkez dışında yerleşim gösteren pitlerde %45 makulada retinal elevasyon görülür. Santral seröz retinopatiyle karışabilir. Tedavi edimezse prognoz kalıcı görme kaybı eşliğinde kötüdür. Tedavide temporal disk sınırına LASER fotokoagülasyon ve vitrektomi düşünülebilir. Kolobom ve Morning Glory anomalisinde de seröz retina dekomanı gelişir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 605-7

Soru 868
Hangi optik sinir anomalisi normotansif glokomla karışabilir?
A- Kolobom
B- Tilted disk
C- Aicardi sendromu
D- Displazi
E- Hipoplazi

Doğru cevap A seçeneğidir. Optik disk kolobomu fötal dokunun tamamen kapanamaması sonucu meydana gelir. Genelde sporadik olup kalıtımı otozomal dominanttır. Eşit sıklıkta tek veya çift taraflı olarak ortaya çıkar. Görme keskinliği sıklıkla azalmıştır. Disk inferiorra doğru desantralize olmuş çanaklaşma gösterir. Bu durumda inferior kenar çok incelmiş veya ortadan kalkmış durumdayken normal disk dokusu superiorda küçük bir parçayla sınırlıdır. Retinal damarlar normaldir. Görme alanı superiorda defekt gösterir. Normotansif glokomla karışabilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 606-7

Soru 869
Çift halka belirtisi hangi optik sinir anomalisinde görülür?
A- Kolobom
B- Hipoplazi
C- Tilted disk
D- Aicardi sendromu
E- Morning Glory anomalisi

Doğru cevap B seçeneğidir. Hipoplazik optik sinirde papillada konsantrik koryoretinal atrofinin sebep olduğu hipopigmentasyondan oluşan sarı renkli bir hale bulunur. (çift halka belirtisi) dış halka olması gereken normal disk kenarını temsil eder.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 608

Soru 870
Hangisi X’e bağlı dominant geçiş yapan optik sinir anomalisi sebebidir?
A- Aicardi sendromu
B- Morning glory anmalisi
C- Hipoplazi
D- Kolobom
E- Megalopapilla

Doğru cevap A seçeneğidir. Aicardi sendromu X’e bağlı dominant kalıtılır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 609

Soru 871
Maternal diyabet ve De Morsier sendromuyla en ilişkili olan optik sinir anomalisi hangisidiri?
A- Kolobom
B- Hipoplazi
C- Tilted disk
D- Aicardi sendromu
E- Morning Glory anomalisi

Doğru cevap B seçeneğidir. Maternal diabete spesifik olarak superior sementer optik disk hipoplazisi gelişir. De Morsier sendromunda tıknaz beden yapısı, optik sinir hipoplazisi ve nistagmus triadı vardır. Büyüme hormonu düşük seviyelededir. Erken tanınıp hormon replasmanı yapılırsa büyüme kaldığı yerden devam eder.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 608

Soru 872
Trans sfenoidal bazal ensefalosel bulunan bir hastada genişlemiş ve çanaklaşmış bir disk görünümü varsa en olası optik sinir anomalisi hangisidir?
A- Morning glory anomalisi
B- Pit
C- Kolobom
D- Megalopapilla
E- Tilted disk

Doğru cevap A seçeneğidir. Gündüz sefası (Morning Glory) anomalisinin en önemli sistemik beraberliği trans sfenoidal bazal ansefaloseldir. (hipertelorizm, basık burun köprüsü, yarık damak, korpus kallosum yokluğu, panhipopituitarizmi içerir.) Disk genişlemiş durumda olup, huni biçiminde çanaklaşma bulundurur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 607

Soru 873
Fötal dokunun tamamen kapanamaması sonucu gelişen optik sinir anomalisi hangisidir?
A- Pit
B- Kolobom
C- Tilted disk
D- Aicardi sendromu
E- Megalokornea

Doğru cevap B seçeneğdir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 606

Soru 874
Hangi optik sinir anomalisine bağlı gelişen komplikasyonda diskin temporal sınırına LASER fotokoagülasyon yapılır?
A- Tilted disk
B- Myelinli sinir lifi
C- Megalopapilla
D- Pit
E- Drusen

Doğru cevap D seçeneğidir. Merkez dışında yerleşim gösteren pitlerde %45 makulada retinal elevasyon görülür. Santral seröz retinopatiyle karışabilir. Tedavi edimezse prognoz kalıcı görme kaybı eşliğinde kötüdür. Tedavide temporal disk sınırına LASER fotokoagülasyon ve vitrektomi düşünülebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 605

Soru 875
Anjioid streaks ve retinitis pigmentosa hastalarında sık görülen optik sinir konjenital anomalisi hangisidir?
A- Kolobom
B- Drusen
C- Hipoplazi
D- Tilted disk
E- Pit

Doğru cevap B seçeneğidir. Konjenital optik disk druseni retinitis pigmentosa ve anjioid streaks hastalarında daha sık görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 602

Soru 876
Tilted disk ile ilgili olarak hangisinin görülme olasılığı daha azdır?
A- Astigmatizma
B- Hipermetropi
C- Fundusta hipopigmentasyon
D- Retinal damarlarda situs inversus
E- Diskin alt kısmında hilal şeklinde açıklık

Doğru cevap B seçeneğidir. Tilted diskte sık görülen refakatçi bulgular disk alt kısmında hilal şeklinde açıklık, retinal damarlarda situs inversus, myopi, inferonazal fundus hipopigmentasyonu ve oblik astigmatizmadır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 602

Soru 877
Tilted disk için hangisi yanlıştır?
A- Sıklıkla unilateraldir.
B- Optik sinirin globa girişi obliktir.
C- Myopi yokluğunda görme normaldir.
D- Ekseni en sık obliktir.
E- Kiazmal lezyonlarla karışan görme alanı bulgusu yapar.

Doğru cevap A seçeneğidir. Tilted (kaykık) disk sık görülür ve bilateral olarak tutulum yapar. Optik sinirin globa oblik olarak girmesinin sonucudur. Myopi yoksa görme normaldir. Ekseni en sık oblik olup disk oval veya D seklindedir. Sık görülen refakatçi bulgular disk alt kısmında hilal şeklinde açıklık, retinal damarlarda situs inversus, myopi, inferonazal fundus hipopigmentasyonu ve oblik astigmatizmadır. Fundusun inferonazalindeki ektazi sonucunda görme alanında üst temporalde defekt görülür. (kiazmaya bası yapan defektlerden ayrılmalıdır.)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 602

Soru 878
Hangisi optik disk druseninden ziyade papilödeme ait bir özelliktir?
A- Venöz pulsasyonun olmaması
B- Cup’un mevcut olmaması
C- Yumru şeklinde görülmesi
D- FFA’da otofloresans göstermesi
E- Diskten çıkan damarların erken dallanma anomalisi göstermesi

Doğru cevap A seçeneğidir. Optik disk druseni çocuklukta derinde yer aldığında tanısı erken dönem papilödemle karışır. (venöz pulsasyonun olması, cup’un mevcut olmaması, yumru şeklinde görülmesi, FFA’da otofloresans göstermesi ve diskten çıkan damarların erken dallanma anomalisi göstermesi ile ayrılır. )
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 602-3

Soru 879
Optik disk druseni için hangisi yanlıştır?
A- Hyalini andıran bir maddeden oluşmuştur.
B- Anjioid streaks hastalarında sık görülür.
C- Çocuklukta tanısı papilödemle karışır.
D- Peripapiller koroidal neoaskülarizasyona bağlı olarak görme azalabilir.
E- Görme alanı defekti yapmaz.

Doğru cevap E seçeneğidir. Optik disk druseni papilada içinde hyalini andıran kalsifiye materyalden oluşmuştur. Sıklıkla bilateral ve ailevidir. Retinitis pigmentosa ve anjioid streaks hastalarında daha sık görülür. Komplikasyon yokluğunda görme normaldir. Çocuklukta derinde yer aldığında tanısı erken dönem papilödemle karışır. (venöz pulsasyonun olması, cup’un mevcut olmaması, yumru şeklinde görülmesi, FFA’da otofloresans göstermesi ve diskten çıkan damarların erken dallanma anomalisi göstermesi ile ayrılır. ) CT’de kalsifikasyon görülebilir. Lezyon genellikle asemptomatik olsa da bazı hastalarda peripapiller koroidal neoaskülarizasyona bağlı olarak görme azalır. Sinir lifleri demet paternina uyacak şekilde görme alanı defekti de görülebilir. Sistemik olarak Allagille sendromunda görülebilir. Okuler beraberlikleri; retinitis pigmentosa ve posterior embriyotoksondur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 602-3

Soru 880
Optik disk piti ile ilgili ifadelerden hangisi yanlıştır?
A- Tek taraflıdır.
B- En sık nazalde yerleşmiştir.
C- Santral seröz retina dekolmanı benzeri bir tabloya sebep olur.
D- Komplikasyon geliştiğinde tedavisinde vitrektomi düşünülebilir.
E- Tutulan disk diğerinden büyüktür.

Doğru cevap B seçeneğidir. Optik disk piti genellikle tek taraflı görülür. Komplikasyon yokluğunda görme keskinliği normaldir. Tutulan disk diğerinden büyüktür. Disk içinde değişen boyutlarda pitler bulunabilir. En sık temporale ve zaman zaman merkeze yerleşir. Merkez dışında yerleşim gösteren pitlerde %45 makulada retinal elevasyon görülür. Santral seröz retinopatiyle karışabilir. Tedavi edimezse prognoz kalıcı görme kaybı eşliğinde kötüdür. Tedavide temporal disk sınırına LASER fotokoagülasyon ve vitrektomi düşünülebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 605

Soru 881
Myelinli sinir lifleri ile ilgili bilgilerden hangis yanlıştır?
A- Yama şeklinde ve izole olabilir.
B- Peripapiller myelinizasyon papilödemle karışır.
C- Görüntüsü tüyü andırır.
D- Optik atrofi geliştiğinde artabilir.
E- Normal sinir liflerinin seyrini takip eder.

Doğru cevap D seçeneğidir. Myelinli sinir lifleri; yama şeklinde izole, peripapiller myelinizasyon ve diskten başlayıp perifere uzanan yaygın myelinizasyon şeklinde 3 formatta olabilir. Peripapiller myelizinasyon papilödemle karışabilir. Bu lifler normal sinir liflerini takip ederler ve tüyü andırırlar. Genellikle değişmeden sabit kalsa da optik atrofi gelişen hastalarda kaybolabilirler.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 605-6

Soru 882
Hangisi optik disk kolobomu için yanlıştır?
A- Fötal dokunun tamamen kapanamaması sonucu meydana gelir.
B- Genelde kalıtımı otozomal dominanttır.
C- Eşit sıklıkta tek veya çift taraflı görülür.
D- Disk inferiorra doğru desantralize olmuş çanaklaşma gösterir.
E- Retinal damarlar normaldir.

Doğru cevap B seçeneğidir. Optik disk kolobomu fötal dokunun tamamen kapanamaması sonucu meydana gelir. Genelde sporadik olup kalıtımı otozomal dominanttır. Eşit sıklıkta tek veya çift taraflı olarak ortaya çıkar. Görme keskinliği sıklıkla azalmıştır. Disk inferiorra doğru desantralize olmuş çanaklaşma gösterir. Bu durumda inferior kenar çok incelmiş veya ortadan kalkmış durumdayken normal disk dokusu superiorda küçük bir parçayla sınırlıdır. Retinal damarlar normaldir. Görme alanı superiorda defekt gösterir. Normotansif glokomla karışabilir. Beraberliğinde koryoretinal kolobom, silier cisim ve iris kolobomu, mikroftalmus bulunur. Komplikasyon olarak seröz retina dekomanı gelişir. Patau (trisomi 13), Edward (trisomi 18), kedi gözü sendromu (trisomi 22), CHARGE sendromu (kolobom, kalp defektleri, gelişme geriliği, genital ve kulak anomalileri), Goldenhar sendromu ile beraberlik gösterebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 606-7

Soru 883
Gündüz sefası (Morning Glory) anomalisi için hangisi yanlıştır?
A- Retinal damarlar sayıca artmıştır.
B- Arterleri venlerden ayırmak zordur.
C- Seröz retina dekomanı görülür.
D- Beraberinde hipertelorizm görülebilir.
E- Görme keskinliği etkilenmez.

Doğru cevap E seçeneğdir. Gündüz sefası (Morning Glory) anomalisi genellikle tek taraflı görülür. Çift taraflı vakalar herediter olma şansına sahiptir. Çoğu vaka izoledir ve sistemik hastalıklara eşlik etmez. Görme düşük düzeydedir. Disk genişlemiş durumda olup, huni biçiminde çanaklaşma bulundurur. Taban kısmında persistan hyaloid artıklarının meydana getirdiği beyaz renkli glial dokudan oluşan merkezi çekirdek yer alır. Diskin etrafı zeminden yükselmiş durumda koryoretinal pigmenter bozukluk halkasıyla çevrilidir. Kan damarları çanaklaşmanın kenarından tekerlek parmaklarını andıracak şekilde ışınsal paternde çıkarlar. Sayıları artmış olup, arter ven ayrımını yapmak olası değildir. Her 3 vakadan birinde seröz retina dekolmanı gelişir. En önemli sistemik beraberliği trans sfenoidal bazal ansefaloseldir. (hipertelorizm, basık burun köprüsü, yarık damak, korpus kallosum yokluğu, panhipopituitarizmi içerir.)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 607

Soru 884
Optik sinir hipoplazisi için hangisi yanlıştır?
A- Sinir liflerinin sayısı normaldir.
B- Maternal diyabette superior segment tutulur.
C- Retinal damarlar düşük kalibreye sahiptir.
D- Çift halka belirtisi vardır.
E- Foveal hipoplazi görülebilir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Optik sinir hipoplazisi sinir liflerinin sayısında azalma ile karakterizedir. Tek veya çift taraflı görülebilir. Optik sinir hipoplazisine sebep olanlar; alkol, LSD, kinin, protamine zinc insülin, steroidler, diüretikler, soğuk uygulamalar, antikonvülsanlardır. Maternal diabete spesifik olarak superior sementer optik disk hipoplazisi gelişir. Görme ışık hissinden normale değişebilir. Disk küçük ve gri renklidir. Konsantrik koryoretinal atrofinin sebep olduğu hipopigmentasyondan oluşan sarı renkli bir hale bulunur. (çift halka belirtisi) dış halka olması gereken normal disk kenarını temsil eder. Retinal damarlar normal kalibreye sahiptir. Hastalarda görme alanı defekteri, renkli görme bozukluğu, aferent pupiller defekt, foveal hipoplazi, aniridi, mikroftalmus, strabismus ve çift taraflı vakalarda nistagmus görülür. Sistemik beraberlikleri; nörolojik anomaliler, De Morsier sendromu (tıknaz beden yapısı, optik sinir hipoplazisi ve nistagmus triadı vardır. Büyüme hormonu düşük seviyelededir. Erken tanınıp hormon replasmanı yapılırsa büyüme kaldığı yerden devam eder.)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 608

Soru 885
Aicardi sendromu için hangisi geçerli değildir?
A- İn utero ölüm görülür.
B- Erkek ve kız tutulumu eşittir.
C- Diskin etrafındaki depigmente koryoretinal lakünler tanısaldır.
D- İris kolobomu görülebilir.
E- X’e bağlı dominant kalıtılır.

Doğru cevap B seçeneğidir. Aicardi sendromu X’e bağlı dominant kalıtılır. Bu klinik durum erkelerde in utero ölümle sonuçlanır. Diskin etrafında kümeleşmiş tarzda bulunan çok sayıda depigmente koryoretinal lakünler tanısaldır. Disk anomalisi olarak ayrıca kolobom ve hipoplazi görülür. Ayrıca mikrofalmi, persistan pupiller mebranlar ve iris kolobomu görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 609

Soru 886
Işık refleksini anatomik yapılanmasıyla ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Işık refleksi 4 nöron üzerinden gerçekleşir.
B- Her gözden her iki Edinger-Westphal nukleusuna ileti gider.
C- Myozisle ilişkili lifler oculomotor sinirin inferior dalıyla silier gangliona ulaşır.
D- Sfinkter pupilla kasına ulaşan lifleri taşıyan uzun silier sinirlerdir.
E- Silier ganglion içinde sadece myozisten sorumlu lifler sinaps yapar.

Doğru cevap D seçeneğidir. Pupiller reaksiyonlar dört nöron yoluyla oluşur. Birinci nöron retinayı pretektal nukleusa (superior kollikulus seviyesinde) bağlamaktadır. Nazal retinadan gelen lifler karşı taraf, temporalden gelenler ise aynı taraftaki pretektal nukleusta sonlanır. İkinci nöron pretektal nukleusu her iki Edinger-Westphal nukleusuna bağlamaktadır. (bu durum tek göze ışık uyaranı gitmesiyle iki gözde konstriksiyon olmasını açıklar.) internuncial nöroların sifiliz ve pineaomalarda hasara uğramasıyla ışık yakın disosiasyonu meydana gelir. Üçüncü nöron E-W nukleusundan silier gangliona bağlantı sağlar. Bu parasempatik lifler oculomotor sinirin inferior dalıyla inferior oblik kasa giden sinir yoluyla silier gangliona ulaşır. Dördüncü nöron silier gangliondan kısa silier sinirler yoluyla pupilla sfinkterine gelir. Silier ganglion globun hemen arkasında kas konusu içinde yerleşiktir. (silier ganglion içinde başka sinir lifleri de yer alsa da sadece parasempatik lifler sinaps yapar.)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 610-11

Soru 887
Yakın refleksi için hangisi yanlıştır?
A- Akomodasyon artar.
B- Gözlerde myozis görülür.
C- Işık refleksi varlığında yakın refleksi yoksa hasta sifiliz olabilir.
D- Yakın refleksten sorumlu bölgelerden biri frontal lobdur.
E- Yakın ve ışık refkeslerinin son yolları aynıdır.

Doğru cevap C seçeneğidir. Yakın refleks akomodasyon artışı, konverjans ve myozisten oluşmuştur. Işık yakın disosiasyonu yakın refleksi sağlamken ışık refleksinin anormal olmasını tanımlar. Görme yakın refleksi için bir ön şart değildir. Işık refleksi varken yakın refleksinin olmadığı bir klinik durum mevcut değildir. Yakın ve ışık refleksinin son yoları aynı olsa da (oculomotor sinir, silier ganglion, kısa silier sinirler) yakın refleksi için tanımlanmış bir merkez yoktur. Muhtemelen frontal ve oksipital loblar bu işte sorumlu merkezlerdir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 611

Soru 888
Midriyazis ve sempatik ileti için hangisi yanlıştır?
A- Sempatik ileti 2 nörondan oluşur.
B- İlk nöron hipotalamusta başlar.
C- İkinci nöron C8-T2 arasından başlar.
D- Nazosilier sinirler yoluyla dilatatör pupilla kasına ulaşırlar.
E- İzlediği yol apikal plevra le ilşkilidir.

Doğru cevap A seçeneğidir. Sempatik ileti yine 3 nörondan oluşmuştur. İlk nöron posterior hipotalamusta başlar ve çaprazlaşmakasızın inerek C8-T2’de yerleşmiş bulunan Budge’in siliospinal merkezinde sonlanır. İkinci nöron Budge’in siliospinal merkezinden boyunda yer alan servikal gangliona uzanır. Uzun seyri boyunca apikal plevra ile ilişkilidir. (pancoast tümöründen etkilenir.) Üçüncü nöron internal karotis arteri boyunca yukarı çıkar ve kavernöz sinüse girer. Burada trigeminal sinirin oftalmik ayrımına katılır. Sempatik lifler nazosilier sinir ve uzun silier sinirler yoluyla silier cisim ve dilatatör pupillaya ulaşır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 611

Soru 889
Aferent pupiller ileti defekti (APD) ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Total APD’de her iki pupilla aynı büyüklüktedir.
B- Total APD’de her iki gözde yakın refleksi normaldir.
C- Total APD’de sebep komple optik sinir kesisi olabilir.
D- Relatif APD’de sebep çok yoğun katarakt olabilir.
E- Relati APD sallanan fener testi ile ortaya çıkarılır.

Doğru cevap D seçeneğidir. Aferent pupiller ileti defekti (APD); total APD ve relatif APD olarak incelenebilir. Total APD amorotik pupilla olarakta bilinir. Komple optik sinir lezyonuna bağlı gelişir. Tutulan gözde ışık refleksi ve ışık hissi kadar görme bile yoktur. Her iki pupilla aynı büyüklüktedir. Diğer göze ışık tutulduğunda her iki gözde reaksiyon verir. Yakın refleksi iki göz için de normaldir. Relatif APD diğer adıyla Marcus-Gunn pupillası kısmi optik sinir lezyonu ya da ağır bir retina hastalığa bağlı gelişir. (katarakt ne olursa olsun buna sebep olmaz.) Pupilla reaksiyonları arasındaki farkın sallanan fener testi ile bariz olarak ortaya çıkarılması gerekir. Anormal pupilla uyarıldığında her iki pupilla da daralacağına dilate olur. Bu paradoksal reaksiyon ışığın normal gözden çekilmesiyle oluşn pupilla dilatasyonunun, anormal gözün uyarılmasıyla oluşan myozis karşısında ağır basması sonucu meydana gelir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 611

Soru 890
Argyll-Robertson pupillası ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Nörosifilizde görülür.
B- Bilateral ve simetrik olarak görülür.
C- Pupillaların dilate olması zordur.
D- Pupillalar myotik ve düzensizdir.
E- Işık-yakın disosiasyonu vardır.

Doğru cevap B seçeneğidir. Pupillalar bilateral olarak tutulur ama simetri yoktur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 612

Soru 891
Hangisi sıklıkla unilateral ışık-yakın disosiasyonu yapar?
A- Ansefalit
B- Hipofiz tümörleri
C- Adie pupillası
D- Myotonik distrofi
E- Juvenil diyabet

Doğru cevap C seçeneğidir. Juvenil diyabet, myotonik distrofi, parinaud’un dorsal orta beyin sendromu, hipofiz tümörleri, ailevi amiloidoz, ansefalit, kronik alkolizm ve nörosifiliz bilateral ışık-yakın disosiasyonu yaparken Adie pupillası, aferent ileti defekti, herpes zoster oftalmikus ve aculomotor sinirin aberran rejenerasyonu unilateral ışık-yakın disosiasyonuna sebep olur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 612

Soru 892
Hangisi sıklıkla bilateral ışık-yakın disosiasyonu yapar?
A- Adie pupillası
B- Aferent ileti defekti
C- Herpes zoster oftalmikus
D- Oculomotor sinirin aberran rejenerasyonu
E- Hipofiz tümörleri

Doğru cevap E seçeneğidir. Juvenil diyabet, myotonik distrofi, parinaud’un dorsal orta beyin sendromu, hipofiz tümörleri, ailevi amiloidoz, ansefalit, kronik alkolizm ve nörosifiliz bilateral ışık-yakın disosiasyonu yaparken Adie pupillası, aferent ileti defekti, herpes zoster oftalmikus ve aculomotor sinirin aberran rejenerasyonu unilateral ışık-yakın disosiasyonuna sebep olur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 612

Soru 893
Adie pupillası ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Çoğunlukla tek taraflıdır.
B- Pupilla midriyatik ve düzenlidir.
C- Azalmış derin tendon refleksileri bulunuyorsa Holmes-Adie sendromu adını alır.
D- Myozis ve midriyazis yavaştır.
E- Tutulan göz pilokarpine yanıt vermez.

Doğru cevap E seçeneğidir. Adie tonik pupillası; muhtemelen bir viral hastalık sonrası pupila sfinkteri ve silier kasa giden postganglionik iletinin denervasyonu sonucu ortaya çıkar. Sıklıkla genç erişkinlerde görülür. (20-40 yaş) görülme sıklığı %0.2’dir. Bayanlarda 2.6 kat daha sık görülür. Tutulum %80 unilateradir. Pupilla düzenli ve midriyatiktir. Işık refleksi yok veya yavaştır. İriste vermiform hareketlerde gözlenebilir. Yakına bakışta konstrüksiyon güçlü olsa da yavaş ve toniktir. Redilatasyonda yavaştır. Akomodasyon da yavaştır. Azalmış derin tendon refleksleri ile birlikte bulunduğunda Holmes-Adie sendromu adını alır. Bazı hastalarda otonom sinir fonksiyon bozukluğu gelişebilir. Her iki göze damlatılan %0.125’lik pilokarpin ile normal pupillada daralma görülmezken, denervasyona bağlı aşırı hassas durumda bulunan göz myotik hal alır. Bazı diyabetikler ve normal insaların bir kısmında da kontrüksiyon görülebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 612
O’Dwyer PA. Kansu T. Torun N. Nöro-Oftalmoloji El Kitabı. 1. Baskı. Ankara. Güneş Tıp Kitabevi. 2008. Sf 32

Soru 894
Konjenital Horner sendromu için hangisi yanlıştır?
A- Pitozis görülür.
B- Alt kapak eleve olur.
C- Göz myotiktir.
D- Terleme görülür.
E- Heterokromi

Doğru cevap D seçeneğidir. Müller kasında zayıflama sonucu hafif derecede pitozis oluşur. İnferior tarsal kastaki zayıflığa bağlı olarak alt kapak eleve olur. Dilatatasyonda problem olduğundan myozis gelişir. Pupilla yavaş dilate olur. Işık ve yakına karşı pupiller reaksiyonlar normaldir. Terlemede azalma görülür. (sadece superior servikal ganglion altında bulunan lezyonlarda ipsilateral olarak görülür.) konjenital (ve uzun süreli akiz) vakalarda heterokromi görülür. Kokain ve hidroksiamfetamin ile tanı ve ayırıcı tanı yapılır. Kokain damlatıldığında tutula göz dilate olmaz. Preganglionik lezyonlarda hidroksiamfetamine yanıt olarak her iki pupilla da dilate olurken post ganglionik lezyonlarda tutlan göz dilate olmaz.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 612

Soru 895
Hangisi preganglionik Horner sendromu sebebidir?
A- Pancoast tümörü
B- Migrenöz nevralji
C- Nazofarengeal tümörler
D- Otitis media
E- Kavernöz sinüs kitlesi

Doğru cevap A seçeneğidir. Horner sendromunda santral sebepler (birinci sıra nöronlar); beyin sapı hastalıkları, syringomyeli, Wallenburg sendromu, medulla spinalis tümörleridir. Preganglionik yani ikinci sıra nöronu tutan lezyonlar; pancoast tümörü, karotis ve aort anevrizma ve diseksiyonları, malign servikal lenf nodulleri, boyun travması ve boyun cerrahisidir. Post ganglionik yani üçüncü sıra nöronu tutanlar; migrenöz nevralji, nazofarengeal tümörler, otitis media, kavernöz sinüs kitlesi ve internal karotis arter hastalıklarıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 612-3

Soru 896
Nistagmus sınıflaması ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Şıçrayıcı (jerk) nistagmusta yavaş bir kayış ve hızlı bir düzeltici faz vardır.
B- Nistagmus istikameti hızlı fazın yönüne göre söylenir.
C- Pandüler tip nistagmusta hareketin hızı her iki yönde de aynıdır.
D- Konjenital pandüler nistagmus sıklıkla vertikaldir.
E- Mikst nistagmus primer pozisyonda pandüler, yana bakışta jerk tiptedir.

Doğru cevap D seçeneğidir. Konjenital pandüler nistagmus horizontal vasıflıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 613

Soru 897
Fizyolojik nistagmuslar için hangisi yanlıştır?
A- End-point (uç nokta) nistagmus gözler aşırı bakış pozisyonlarında iken görülen jerk tipte nistagmustur.
B- Optokinetik nistagmus vestibuler nukleuslardan horizontal bakış merkezine yollanan uyarı değişimiyle ortaya çıkan jerk tipte nistagmustur.
C- Optokinetik nistagmus izole homonim hemianopsilerde muhtemel sebeplerin tayininde kullanılabilir.
D- Optokinetik nistagmus körlük taklidi yapanların tespitinde faydalıdır.
E- Kalorik stimülasyon testinde sağ kulağa soğuk su döküldüğünde hasta sola doğru jerk nistagmus gösterir.

Doğru cevap B seçeneğidir. Optokinetik nistagmus görme alanı boyunca tekrarlayan, hareketli stmulusların sebep olduğu jerk tipte nistagmustur. Vestibuler nistagmusta vestibuler nukleuslardan horizontal bakış merkezine yollanan uyarı değişimiyle ortaya çıkan jerk tipte nistagmustur. Bunun tespitinde kullanılan kalori testlerde sağ kulağa soğuk su döküldüğünde hasta sola doğru jerk nistagmus gösterir. Sağ kulağa sıcak su döküldüğünde hasta sağa doğru jerk nistagmus gösterir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 613-4

Soru 898
Konjenital nistagmusa ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Doğumda ortaya çkar.
B- Hayat boyu devam eder.
C- Jerk tipte ve horizontaldir.
D- Uykuda da devam eder.
E- Anormal baş pozisyonu bulunabilir.

Doğru cevap D seçeneğidir. Uykuda kaybolur ve konverjans ile titreşim azaltılabilir. Kalıtımı X’e bağlı resesif veya otozomal dominanttır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 614

Soru 899
Spasmus nutans ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- 3-18 aylık bebeklerde başlar.
B- Horizontal tipte nistagmus vardır.
C- Nistagmusa baş sallaması eşlik eder.
D- Abduksiyonda frekansı azalır.
E- Spontan iyileşebilir.

Doğru cevap D seçeneğidir. Unilateral ya da bilateral olabilen bu durum nistagmusa baş sallamasının eşlik etmesiyle karakterizedir. Abduksiyonda frekansı artar. İdiyopatik olanlar 3 yaş civarında spontan düzelir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 614

Soru 900
Latent nistagmus için hangisi yanlıştır?
A- Disosiye vertikal deviasyona eşlik edebilir.
B- Gözlerden biri kapatıldığında aşikar hale getirilir.
C- Yönü vertikaldir.
D- Hızlı faz açık bırakılan göz istikametindedir.
E- İki göz açıkken kaybolur.

Doğru cevap C seçeneğidir. İnfantil ezotropya ve disosiye vertikal deviasyona eşlik eden bu nistagmusta horizontal yönde hareket vardır ve gözler açıkken kaybolur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 614

Soru 901
Konverjans-retraksiyon nistagmusu için hangisi yanlıştır?
A- Medial rektusların kontraksiyonu sonucu meydana gelir.
B- Yukarı bakma ile indüklenir.
C- Nistagmus pandüler tiptedir.
D- Hızlı faz mediale doğrudur.
E- Gözküresi orbitaya doğru retrakte olur.

Doğru cevap C seçeneğidir. Nistagmus burada jerk (sıçrayıcı) tiptedir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 614-5

Soru 902
Tanımlamalardan hangisi yanlıştır?
A- Maddox’un testere dişi nistagmus; bir göz yukarı doğru hareket edip intorsiyon yaparken, diğer gözün aşağı doğru hareket edip extorsiyon yaptığı pandüler tip nistagmustur.
B- Periyodik alternan nistagmus; her iki dakikada bir amplitüd ve istikametinde değişiklik gösteren nistagmustur.
C- Ataksik nistagmus; internükleer oftalmoplejili bir hastanın abduksiyon yapan gözündeki sıçrayıcı karakterde horizontal nistagmustur.
D- Spasmus nutans; baş sallamaya eşlik eden vertikal karakterli nistagmustur.
E- Konverjans-retraksiyon nistagmusu; yukarı bakma teşebbüsüyle indüklenen sıçrayıcı tipte horizontal nistagmustur.

Doğru cevap D seçeneğidir. Spasmus nutansta nistagmus vertikal değil horizontal vasıflıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 614-5

Soru 903
Konjuge göz hareketlerinden sakkadik hareketlerle ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- İlgilenilen nesneyi hızlı bir şekilde foveaya yerleştirir veya gözlerin bir nesneden diğerine hareketini sağlar.
B- Sadece istemli olabilir.
C- Sağ frontal lob sola doğru olan sakkadları kontrol eder.
D- Horizontal sakkadlarda ileti yolu premotor korteksden çıkar.
E- Horizontal bakış merkezi pontin paramedyan retiküler formasyonda yer alır.

Doğru cevap B seçeneğidir. İstemli veya refleks olabilir. Horizontal sakkadlarda ileti yolu premotor korteksden çıkar. Buradan kaynaklanan sinir lifleri horizontal bakış merkezinde (PRPF-pontin paramedyan retiküler formasyonda yer alır.)sonlanırlar. Sağ frontal lob sola doğru olan sakkadları kontrol eder. Bu yüzden irritasyon oluşturan lezyonlarda göz aksi istikamete bakar.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 615

Soru 904
Horizontal bakış felçleri ile ilgi olarak hangisi yanlıştır?
A- Sağ pontin paramedyan retiküler formasyon (PRPF) sağ lateral rektusa uyarı iletiminden sorumludur.
B- Sağ medial longitudinal fasikulus sağ oculomotor sinire ileti gönderir.
C- Sağ PRPF lezyonunda sağ göz sağa bakamaz.
D- MLF lezyonunda internükleer oftalmopleji gelişir.
E- PRPF’nin sağlam kaldığı MLF lezyonunun sonucu bir buçuk sendromudur.

Doğru cevap E seçeneğidir. Horizontal göz hareketleri PRPF’daki (pontin paramedyan retiküler formasyon) horizontal bakış merkezinden kontrol edilir. Buradan ipsilateral abducens sinire ipsilateral göze abduksiyon yaptırması için sinyal gönderilir. Karşı taraf göze adduksiyon yaptırmak için ise PRPF’den gelen liflerde çaprazlaşarak ponstan geçer ve karşı taraf medial longitudinal fasikulus (MLF) üzerinden ilerleyerek oculomotor subnukleusuna ulaşır. Sonuçta örneğin; sağ taraftaki PRPF stimülasyonuyla göz sağa doğru devie olacaktır. PRPF lezyonlarında ipsilateral vestibulo-okuler reflekslerin korunduğu horizontal bakış felci gelişir. MLF lezyonlarında ise internükleer oftalmopleji gelişir. (sol internükleer oftalmoplejide; sağa bakışta kusurlu sol adduksiyon ve sağ gözde ataksik nistagmus gelişir. Sola bakış normaldir. Konverjans sağlam kalmıştır. Yukarı bakış teşebbüsünde vertikal nistagmus gelişir. Genellikle demyelizasyona bağlıdır. ) hem PRPF hem de MLF tutulması ise bir buçuk sendromuna sebep olur. Sol taraf tutulduğunda ipsilateral bakış felci ve ipsilateral internükleer oftalmopleji gelişir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 616

Soru 905
Parinaud’un dorsal ortabeyin sendromu için hangisi yanlıştır?
A- Midriyazis ve ışık-yakın disosiasyonu görülür.
B- Collier belirtisi görülür.
C- Aşağı bakış etkilenmiştir.
D- Nistagmus görülür.
E- Erişkinlerde demyelizasyona bağlı olabilir.

Doğru cevap C seçeneğidir.Vertikal göz hareketleri orta beyinde medial longitudinal fasikulusun rostral interstisyel nukleusundaki vertkikal bakış merkezinden kontrol edilir. Parinaudun dorsal ortabeyin sendromunda supranükleer yukarı bakış felci, ışık-yakın disosiasyonu eşliğinde midriyatik pupillalar, Collier belirtisi (kapak retraksiyonu), konverjans paralizisi ve konverjans-retraksiyon nistagmusu görülür. Çocuklarda akuaduktus stenozu, menenjit ve pinealomaya bağlıdır. Erişkinlerde demiyelizasyon, travma ve AV malformasyonlara bağlıdır. Yaşlılarda ise sebep vasküler ve kitlesel lezyonlardır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 617

Soru 906
Progressif supranükleer felç (Steele-Richardson-Olszewski sendromu) için hangisi yanlıştır?
A- Aşlılarda görülür.
B- İlk olarak aşağı bakış felci görülür.
C- Yukarı bakış felci olur.
D- Demans gelişir.
E- Horizontal bakış etkilenmez.

Doğru cevap E seçeneğidir. Progressif supranükleer felç (Steele-Richardson-Olszewski sendromu) yaşlılarda görülür. Başlangıçta aşağı bakış etkilenir. Hastalık ilerledikçe yukarı bakışta etkilenir. Zamanla horizontal kaslarda zayıf düşer ve her yöne bakış etkilenir. Ayrıca psödobulber felç, ekstrapiramidal rijidite, ataksik yürüme ve demans gelişir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 617

Soru 907
Oculomotor sinirin nukleer kompleksi ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Superior kollikulus seviyesinde yerleşmiştir.
B- Levator subnukleusu çifti yoktur.
C- Medial, inferior rektus ve inferior oblik subnükleusu çift olarak bulunur.
D- Superior rektus subnükleuslarını tutan lezyonlar WEBINO sendromuna sebep olur.
E- Kontrlateral üst rektusun korunduğu tek taraflı oculomotor felci izole bir nükleer lezyon sonucu oluşamaz.

Doğru cevap D seçeneğidir. Oculomotor sinirin nükleer kompleksi Sylvian akuaduktusunun ventralinde yer alan superior kollikulus seviyesinde yerleşmiştir. 3 adet subnukleustan oluşmuştur; Levator subnukleusu her iki levatoru da inerve eder ve orta hat yapısı olduğundan çifti yoktur. Superior rektus subnukleusu çift olarak bulunur ve her biri karşı taraftaki superior rektusu inerve eder. (Kontrlateral üst rektusun korunduğu tek taraflı oculomotor felci izole bir nükleer lezyon sonucu oluşamaz.) Medial, inferior rektus ve inferior oblik subnükleusu çift olarak bulunur ve ipsilateral kasları inerve eder. Sadece oculomotor nükleer kompleksini tutan lezyonlara sık rastlanmaz. En sık sebep vasküler hastalık, primer tümörler ve metastazlar olabilir. Medial rektus subnükleuslarını tutan lezyonlar WEBINO (Wall Eyed-Bilateral InterNükleer Oftalmopleji) sendromuna sebep olur. Nuklesun tamamını tutan lezyonlar elevasyonun karşı tarafta zayıfladığı ama aynı tarafta değişmediği ipsilateral oculomotor felcine sebep olur.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 619

Soru 908
Oculomotor fasiculus ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Fasikülus kırmızı nukleus ve serebral pedinkülden geçer.
B- Lezyonlar nukleer lezyonların sebeplerine benzer.
C- Benedikt sendromunda fasikülün kırmızı nukleustan geçen kısımları tutulmuştur.
D- Weber sendromunda fasikülün pedinkülden geçen kısmı tutulmuştur.
E- Benedikt sendromu kontrlateral oculomotor felci ve ipsilateral hemiparezi ile karakterizedir.

Doğru cevap E seçeneğidir. Oculomotor fasiculus ise nukleustan çıkarak kırmızı nukleus ve serebral pedinkülün medial unsurlarundan geçen eferent liflerden oluşmaktadır. Lezyonlar nukleer lezyonların sebeplerine benzer. Benedikt sendromunda; fasikülün kırmızı nukleustan geçen kısımları tutulmuştur. İpsilateral oculomotor felci ve kontrlateral piramidal belirtiler ile karakterizedir. Weber sendromunda ise; pedinkülden geçen kısmı tutulmuştur. İpsilateral oculomotor felci ve kontrlateral hemiparezi ile karakterizedir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 619

Soru 909
Oculomotor sinirin basiller kısmıyla ilgili olarak hangis yanlıştır?
A- İzole oculomotor felçleri sıklıkla basiller kısımdan kaynaklanır.
B- Posterior komunikan arter ile internal karotis arterin birleştiği noktada bulunan anevrizmalar tipik olarak pupillanında olaya katıldığı akut ve ağrılı oculomotor felciyle beraberdir.
C- Basiller kısımda oculomotor troklear sinirle komşuluk yapmaz.
D- Hematom oculomotorun tentoryal kenar üzerinden geçerken basınca uğramasına sebep olur.
E- Hematoma bağlı oculomotor sinir felçlerinde myozis görülmez.

Doğru cevap E seçeneğidir. Sinirin subaraknoid seyri kafa kaidesi boyunca ve başka kranial sinirle komşu olmadan gerçekleştiğinden izole oculomotor felçleri sıklıkla basiller kısımdan kaynaklanır. Bu bölgede posterior komunikan arter ile internal karotis arterin birleştiği noktada bulunan anevrizmalar tipik olarak pupillanında olaya katıldığı akut ve ağrılı oculomotor felciyle beraberdir. Hematom ve benzeri lezyonlara bağlı olarak temporal lobun aşağıya herniasyonu oculomotorun tentoryal kenar üzerinden geçerken basınca uğramasına sebep olur. Başlangıçta irritatif myozis, sonra midriyazis ve total oculomotor felci gelişir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 619

Soru 910
Oculomotor sinirin intrakavernöz kısmı için hangisi yanlıştır?
A- Lateral duvar üzerinde seyreder.
B- Burada troklear sinirin üzerinde superior pozisyonda bulunur.
C- İntrakavernöz oculomotor felci çoğu zaman izoledir.
D- Kavernöz sinüsün anterior kısmında superior ve anterior dallara ayrılır.
E- Kavernöz sinüs içindeki lezyonların en sık sebeplerinden biri DM’tur.

Doğru cevap C seçeneğidir. Oculomotor sinir kavernöz sinüsta lateral duvar üzerinde seyreder. Burada troklear sinirin üzerinde superior pozisyonda bulunur. Kavernöz sinüsün anterior kısmında superior ve anterior dallara ayrılarak superior orbital fissür üzerinden Zinn halkası içinde orbitaya girer. Kavernöz sinüs içindeki lezyonların en sık sebepleri; DM, hipofiz apopleksi ve intrakavernöz lezyonlardır. İntrakavernöz oculomotor felci çoğu zaman izole değil, troklear ve abducens sinir ile trigeminal sinirin 1. dalının tutulumuyla beraberdir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 619-20

Soru 911
Oculomotor sinirin intraorbital kısmı için hangisi yanlıştır?
A- İntraorbital kısımda oculomotor artık tek dal değil, iki daldan oluşmaktadır.
B- Superior dal levator ve superior rektusu inerve eder.
C- İnferior dal medial ve inferior rektus, inferior oblik kaslarını inerve eder.
D- Superior dal içinde Edinger-Westphal nukleusundan gelen ve pupilla sfinkteri ve silier kası inerve eden parasempatik liflerde bulunur.
E- Her iki dala ait lezyonların sebepleri sıklıkla travma ve vasküler lezyonlardır.

Doğru cevap D seçeneğidir. İntraorbital kısımda oculomotor artık tek dal değil, iki daldan oluşmaktadır. Superior dal levator ve superior rektusu inerve ederken, inferior dal medial ve inferior rektus, inferior oblik kaslarını inerve eder. Ayrıca bu dal içinde Edinger-Westphal nukleusundan gelen ve pupilla sfinkteri ve silier kası inerve eden parasempatik liflerde bulunur. Her iki dala ait lezyonların sebepleri sıklıkla travma ve vasküler lezyonlardır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 620-1
Soru 912
Oculomotor sinirin beyin sapı ve kavernöz sinüs arasındaki kısmı için hangisi yanlıştır?
A- Burada parasempatik pupillomotor lifler sinirin superomedial kısmı üzerinde yüzeyel olarak yerleşmişlerdir.
B- Oculomotorun ana gövdesi vasa nervorumlarca beslenir.
C- Buradaki parasempatik pupillomotor liflerin kan dolaşımı pial damarlarca sağlanır.
D- HT’da yüzeyel olan pupilla lifleri tutulur.
E- DM’de genelikle pupilla korunur.

Doğru cevap D seçeneğidir. Parasempatik pupillomotor lifler; beyin sapı ve kavernöz sinüs arasında yer alan oculomotor sinirin superomedial kısmı üzerinde yüzeyel olarak yerleşmişlerdir. Oculomotorun ana gövdesi vasa nervorumlarca beslenirken, bu liflerin kan dolaşımı pial damarlarca sağlanır. Anevrizma ve travma gibi cerrahi tedaviyle iyileşecek lezyonlarda karakteristik olarak yüzeyel olan pupilla lifleri tutulur. Medikal tedavi gereken HT ve DM gibi lezyonlarda ise genelikle pupilla korunur. (mikroanjiopati vasa nervorumları tutar!)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 621

Soru 913
Oculomotor sinir felçlerinde hangisi görülmez?
A- Primer pozisyonda abduksiyon
B- Aşağı bakış teşebbüsünde extorsiyon
C- Elevasyonda kısıtlılık
D- Depresyonda kısıtlılık
E- Kusurlu akomodasyon

Doğru cevap B seçeneğidir. Oculomotor sinir tutulumunun kliniğinde; pitozis, primer pozisyonda abduksiyon (medial rektus zayıflığı ve sağlam abducens), adduksiyonda kısıtlılık (medial rektus zayıflığı), normal abduksiyon (sağlam abducens), aşağı bakış teşebbüsünde intorsiyon (superior oblik kası tutulmadığından), elevasyonda kısıtlılık (superior rektus ve inferior oblikte zayıflama), depresyonda kısıtlılık (inferior rektus zayıflığı), kusurlu akomodasyon ile birlikte bulunan pupilla dilatasyonuna sebep olan parasempatik felç görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 621-2

Soru 914
Oculomotor sinir felçleri ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Aberran rejenerasyonu vasküler sebeplere bağlı felçlerde görülmez.
B- Vakaların dörtte biri idiyoaptiktir.
C- Pupillanın korunduğu felcin en sık sebeplerinden biri HT’dir.
D- HT’a bağlı felçler ağrılıdır.
E- Cerrahi tedavi için 6 ay spontan düzelme beklenir.

Doğru cevap D seçeneğidir. Oculomotorun aberran rejenerasyonu travmatik ve anevrizmal felçleri takip ederken, vasküler sebepli felçlerde görülmez. Liflerin biçimsiz istikametlere doğru büyümesi sonucu garip göz hareketleri gelişir. (mesela; abduksiyon teşebbüsünde üst göz kapağında elevasyon gibi) İzole oculomotor felcinin sebepleri; idiyopatik (%25), vasküler hastalık (DM ve HT gibi sebepler pupillanın korunduğu oculomotor felcinin en sık sebebidir. Çoğu vaka 3 ay içinde iyileşir. Anevrizmal ve diyabete bağlı felçler ağrı ile bulunur!), travma, anevrizma (posterior komunikan arter ile internal karotis arterin birleştiği noktada bulunan anevrizmalar tipik olarak pupillanında olaya katıldığı akut ve ağrılı oculomotor felciyle beraberdir.) Bu hastalıkta tüm okuler sinir felçlerinde olduğu gibi yaklaşık 6 ay lezyonun spontan düzelme seyri tamamlandıktan sonra cerrahi düşünülmelidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 621-2

Soru 915
Troklear sinirin anatomik yapısıyla ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Beynin dorsalinden çıkan tek kranial sinirdir.
B- Aynı taraftaki superior oblik kasını inerve eder.
C- Uzun ve incedir.
D- Nukleusu Sylvian akuaduktusunun ventralinde yer alan inferior kollikulus seviyesinde yerleşmiştir.
E- Oculomotor sinirin nukleer kompleksinin kudaline düşer ve onunla beraber devam eder.

Doğru cevap B seçeneğidir. Troklear sinir beynin dorsalinden çıkan tek kranial sinirdir. Nukleusu karşı taraftaki superior oblik kasını inerve eder yani çaprazlayan bir sinirdir. Uzun ve ince bir yapısı vardır. Nukleusu Sylvian akuaduktusunun ventralinde yer alan inferior kollikulus seviyesinde yerleşmiştir. Oculomotor sinirin nukleer kompleksinin kudaline düşer ve onunla beraber devam eder.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 622

Soru 916
Troklear sinirin nukleustan sonraki seyriyle ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Fasikülusu anterior meduller velumda çaprazlaşır.
B- Posterior serebral arter ile superior serebellar arter arasından geçer.
C- Kavernöz sinüste oculomotor sinirin lateral ve inferiorundan geçer.
D- Zinn halkasının üzerinden superior orbital fissürden geçer.
E- Klinik açıdan nukleer, fasiküler ve periferik felçler rahatlıkla ayrılabilir.

Doğru cevap E seçeneğidir Fasikülusu akuaduktus etrafında kıvrılır ve anterior meduller velumda çaprazlaşır. Sinir kökü beyin sapını dorsal satıhtan, inferior kollikulusun tam kaudal tarafından terk eder. Sonra aynen oculomotor sinir gibi posterior serebral arter ile superior serebellar arter arasından geçer. Buradan durayı deler ve kavernöz sinüse girer. Kavernöz sinüste oculomotor sinirin lateral ve inferiorundan ve trigeminalin oftalmik dalı üzerinden yoluna devam eder. Kavernöz sinüsün ön kısmında yükselir ve Zinn halkasının üzerinden superior orbital fissürden geçer. Klinik açıdan nukleer, fasiküler ve periferik felçleri ayırmak mümkün değildir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 622-3

Soru 917
Sağ troklear felci bulunan bir hastanın kliniğinde hangisi yoktur?
A- Primemr pozisyonda sağ gözde hiperdeviasyon
B- Başın sağ tarafa yatırılması ile hiperdeviasyonun azalması
C- Vertikal diplopi
D- Sola bakışta sağ göz adduksiyonda iken, depresyonda zayıflık
E- Ekssiklotorsiyon

Doğru cevap B seçeneğidir. Sağ troklear felci bulunan hastanın kliniğinde bulunanlar; Primer pozisyonda sağ gözde hiperdeviasyon vardır. Bielschowsky testi pozitiftir. (başın lezyon tarafına yatırılması ile hiperdeviasyonun artması, diğer omuza yatırılması ile azalmasıdır.) Sola bakışta sağ göz adduksiyonda iken, depresyonda zayıflık ve lateroversiyonda hareket fazlalığı, ekssiklotorsiyon ve aşağı bakışta kötüleşen vertikal diplopi görülür. Anormal baş pozisyonu başı diğer tarafa yatırırken, yüzü diğer tarafa doğru çevirme ve çeneyide hafiçe aşağıya eğme şeklindedir. İzole troklear felcinin sebebi olarak konjenital lezyonlar sık görülür. Travma sıklıkla bilateral troklear felcine sebep olur. Vasküler lezyonlar da sık görülürken, anevrizma ve tümörler sık görülmez.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 623-4

Soru 918
Abducens sinirin nükleer kısmı ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- 4. ventrikül tabanında yer alır.
B- Buradaki lezyonlarda pontin paramedian retiküler formasyon (PRPF) etkilenir.
C- Bu bölgede izole lezyon mümkün değildir.
D- Lezyonunda horizontal bakış problemlidir.
E- Lezyonunda kontrlateral fasial paralizi görülür.

Doğru cevap E seçeneğidir. Abducens sinirin nukleusu ponsun orta noktasında 4. ventrikül tabanının ventralinde yer alır. Burada fasial sinir fasikülusu ile komşudur. Bundan dolayı hiçbir izole abducens paralizisi nükleer orjinli olamaz. Nükleer lezyonlarda; pontin paramedian retiküler formasyon (PRPF) lezyonu sebebiyle lezyon tarafına doğru horizontal bakış yetersizliği vardır. Ayrıca ipsilateral yetersiz abduksiyon vardır. Ayrıca ipsilateral fasial paralizi de görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 624

Soru 919
Santral horner sendromu, sağırlık, fasial analjezi ve abducens paralizinin birlikte bulunduğu durum hangisidir?
A- Faville sendromu
B- Benedikt sendromu
C- Millard-Gubler sendromu
D- Weber sendromu
E- Hallermann-Streiff-François sendromu

Doğru cevap A seçeneğidir. Abducens fasikülusu ile ilgili 2 sendrom vardır. Faville sendromundafasikülus pontin paramedian retiküler formasyon seviyesinde tutulmuştur. İpsilateralde bakış feliyle birlikte bulunan abducens felci, fasial nukleus hasarı sebebiyle fasial zayıflık, trigeminali sensoryel kısmının tutulması sonucu fasial analjezi, sağırlık ve santral Horner sendromu görülür. Millard-Gubler sendromu fasikülusun piramidal traktustan geçtiği yerde tutulmasına bağlıdır. İpsilateral olarak abducens paralizisi, dorsal pons lezyonu belirtileri ve kontrlateral hemipleji görülür. Benedikt sendromunda; oculomotor fasikülün kırmızı nukleustan geçen kısımları tutulmuştur. İpsilateral oculomotor felci ve kontrlateral piramidal belirtiler ile karakterizedir. Weber sendromunda ise; oculomotor fasikülün pedinkülden geçen kısmı tutulmuştur. İpsilateral oculomotor felci ve kontrlateral hemiparezi ile karakterizedir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 619, 624

Soru 921
Abducens sinirin basiller ve kavernöz sinüsteki kısmı ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Kavernöz sinüs içinde en iyi korunan sinirlerdendir.
B- Kavernöz sinüse Dorello kanalı yoluyla girer.
C- Akustik nörinoma kavernöz kısmı etkiler.
D- Kafa içi basınç artışında bilateral paralizi görülür.
E- Basiller kısmında bazı lezyonlarda korneal hassasiyette bozulabilir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Sinir basiller kısımdan sonra Dorello kanalı yoluyla kavernz sinüse girer. Basiller kısmına zarar vermesi en muhtemel lezyonlar; akustik nörinoma (ilk semptomu işitme kaybı olsa da ilk bulgusu korneal hassasiyette azalmadır.), nazofarengeal tümörler, kafa içi basıncı artışı (bilateral görülür.) ve kafa kaidesi kırıklarıdır. İntrakavernöz bölgede oculomotor, troklear ve trigeminal sinirin oftalmik dalı altından öne doğru uzanır. Diğer sinirler sinüs duvarında daha korunaklı durumdayken medialde yer alan ve internal karotisin yanından geçen abducens bu kadar şanslı değildir. Bu nedenle sinüs içinde hasara daha açıktır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 624-5

Soru 922
Abducens paralizisi mevcut bir hastada hafif derecede pitozis, alt kapakta hafif elevasyon, myozis, pupillada zor dilatasyon bulunuyor ve ışık ve yakına karşı pupiller reaksiyonlar normalse lezyon hangi seviyededir?
A- Nükleer
B- Fasiküler
C- Basiller
D- İntrakavernöz
E- İntraorbital

Doğru cevap D seçeneğidir. Kavernöz sinüs içinde abducense parakarotik pleksustan gelen sempatik dallar eşlik ettiği için intrakavernöz abducens paralizisine bazen postganglionik Horner sendromu eşlik edebilir. İntraorbital kısımda superior orbital fissür yoluyla Zinn halkası içinden orbitaya girer.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 625-6

Soru 923
Abducens paralizisiyle ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Akut vakalarda primer pozisyonda tutulan gözde ezodeviasyon olur.
B- Kronik vakalarda primer pozisyonda tutulan gözde deviasyon olmaz.
C- Horizontal diplopi görülür.
D- Hastanın yüzü lateral rektus hareket sahasına dönmüştür.
E- Anevrizmalar sık olarak paralizi sebebidir.

Doğru cevap E seçeneğidir. Paralizisinde vasküler lezyonlar (DM ve HT) sık sebeplerdir. Oculomotor paralizisinin aksine anevrizmalar sık olarak görülmez.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 626

Soru 924
Kiazma ve kiazmayı etkileyen lezyonlar ile ilgili olarak habgisi yanlıştır?
A- Alt nazalden gelen sinir lifleri kiazmanın alt kısmından geçerler.
B- Maküler lifler kiazma boyunca çaprazlaşır.
C- Kiazma sella tursikanın üzerinde bir bölgeye denk gelir.
D- Hipofiz tümörlerinde alt nazal lifler daha çok etkilenir.
E- Görme alanında üst temporal kadranlar etkilenmişse muhtemelen hipofiz adenomu değildir.

Doğru cevap E seçeneğidir. Kiazma hastalıkları tümörler (hipofiz adenomu, kraniofarenjioma), non tümöral (Rathke kesesi kisti, anevrizmalar) ve diğer (demiyelinizasyon gibi) şeklinde sınıflandırılabilir. Türk eğeri veya diğer adıyla sella Turcica sfenoid kemik üzerinde bulunan ve içinde hipofiz bezinin yer aldığı kemik kavitedir. Tavanında ön ve arka klinoidler arsında diafragma sella denilen dura yapısı bulunur. Bunun üzerinde ise optik sinir ve kiazma yer alır. Eğer tümörleri sella içinde kalırsa görme alanı normal kalır. Kiazmadan geçen sinir liflerinin düzeni şöyledir. Alt nazalden gelen lifler kiazmayı alttan ve önden katederler. Bu nedenle yayılma gösteren hipofiz tümörlerine karşı çok hassastırlar. Bası durumunda ilk olarak görme alanındaki üst temporal kadranlar tutulur. Üst nazalden gelen lifler kiazmayı üstten ve arkadan katettiklerinden kraniofarenjiomlar gibi üstten gelen lezyonlara karşı çok hassastırlar. Dolayısıyla görme alanında alt temporal kadranlar daha fazla etkilenmişse hipofiz adenomu ihtimali azalır. Maküler lifler yine kiazma boyunca çaprazlaşır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 627

Soru 925
Kiazma yerleşimindeki anatomik varyasyonlar ve klinik sonuçları ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- En sık santral yerleşim görülür.
B- Öne ve arkaya yerleşim aynı sıklıktadır.
C- Santral yerleşimde ilk olarak üst nazal lifler etkilenir.
D- Öne yerleşimde homonim hemianopsi gözlenir.
E- Arkaya yerleşimde ilk olarak optik sinir etkilenir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Santral yerleşim en sık görülenidir. (%80) buradaki hipofiz tümörlerind yayılım olursa ile olarak kiazma etkilenir. Öne yerleşim ise %10 görülür ve bu durumda ilk olarak optik traktus etkilenir. Arkaya yerleşim ise yine %10 görülür ve hipofiz lezyonları ilk olarak optik sinire zarar verirler.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 627

Soru 926
Hangisi hipofiz adenomunun kliniğinde yer almaz?
A- İnferonazal lifler ilk olarak etkilenir.
B- Lateral yayılan tümörlerde diplopi görülebilir.
C- Görme alanı kaybı simetriktir.
D- Renk desatürasyonu kiazmal alan defektinin en erken bulgusudur.
E- Optik atrofi görme alanı kaybı olan hastaların yarısında gelişir.

Doğru cevap C seçeneğidir. Görme alanı kaybı tümörün büyümesinin sıklıkla asimetrik olmasına bağlı olarak iki gözde kaybın derecesi farklıdır. Görme alanında ilkin alt nazal liflerl etkilenir. Buna bağlı olarak görme alanında ilk olarak üst temporal kayıp gelişir. Bu kayıp sonra inferior temporale yayılır ve bi temporal hemianopsi gelişir. Hastalar santral görmeleri maküler liflerin tutulmasına bağlı olarak etkilenmeden önce genellikle müracaat etmezler. Vertikal orta hat boyunca renk desatürasyonu (renklerin solgun görülmesi) en erken kiazmal alan defekti bulgusudur. Hasta tmporal ve nazalde renklerin doygunluğunu farklı görür. Dolayısıyla Ishihara renk testi kitabında temporalde yerleşen sayıları görmeyebilirler. Optik atrofi görme alanı kaybı olan hastaların yarısında gelişir.
Ayrıca kavernöz sinüse doğru yayılım sonucu okuler motor sinirlerin tutulumuna bağlı olarak diplopi ve Maddox’un testere dişi nistagmusu görülebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 630-1

Soru 927
Hangisi kraniofarenjioma için yanlıştır?
A- Çocuklar en sık şikayet olarak cücelik ve obesite ile gelirler.
B- Erişkinler en sık şikayet olarak görme alanı ve görme kaybıyla gelirler.
C- Görme alanı defektleri sıklıkla üst temporalden başlar.
D- Bitemporal hemianopsi görülür.
E- Tomografide suprasellar kalsifikasyon görülür.

Doğru cevap C seçeneğidir. Genellikle üstten bası yaptığından ilk olarak üst nazal lifler etkilenir ve dolayısıyla ilk defektler alt temporalde olur. Sonra yukarıya yayılarak bitemporal hemianopsi gelişir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 631-2

Soru 928
Menenjiom ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
A- Orta yaşlı kadınlarda görülür.
B- Tuberkülum selladaki menenjiomda aynı taraf gözde üst temporal görme alanı defekti görülür.
C- Tuberkülum selladaki menenjiomda karşı taraf gözde üst temporal göme alanı defekti gelişir.
D- Sfenoid kenarı menejiomunda proptozis görülür.
E- Olfaktor sulkus menenjiomunda optik sinir tutulabilir.

Doğru cevap B seçeneğidir. Menenjiomdaki bulgular yerleşim yerine göre değişir. Tuberkülum selladaki menenjiomda aynı taraf gözde santral skotom, karşı taraf gözde üst temporal göme alanı defekti gelişir. Sfenoid kenarı menejiomunda proptozis ve hiperosteozis görülür. Olfaktor sulkus menenjiomunda optik sinir tutulabilir. Tedavi cerrahidir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 631-2

Soru 929
Optik traktus lezyonları için hangisi yanlıştır?
A- Uyumsuz bitemporal hemianopsiler görülür.
B- Traktus lateral genikülat cisimde sonlanır.
C- Teorik olarak retinanın yarısı ışık refleksine yanıtsızdır.
D- Wernicke’ni hemianopsik pupillası görülür.
E- Optik atrofi görülür.

Doğru cevap A seçeneğidir. Optik traktus kiazmanın arka tarafından çıkar ve lateral genikulat cisimde (LGC) sonlanır. Traktus lezyonları yerleşim yeri nedeniyle karşı taraftaki hafif piramidal bulguların sebebi olabilir. Traktus lezyonlarına bağlı homonim hemianopsiler karakteristik olarak uyum içinde değillerdir. Traktus hem görsel hem de pupillomotor lifler içerir. Vizüel lifler LGC’de sonlanırken, pupillomotor lifler LGC anteriorunda traktusu terk eder. Optik traktus lezyonlarında aferent pupiller ileti defekti meydana gelebilir. Karakteristik olarak etkilenmemiş retina tarafı uyarıldığındarefleks normal çıkarken, diğer yarı uyarıldığında refleks alınamayacaktır. Bu duruma Wernicke’ni hemianopsik pupillası denir.(ışığın saçılımı nedeniyle bunu ortaya koymak çok güçtür.) yine optik atrofi de görülebilir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 633

Soru 930
Optik radyasyon lezyonları için hangisi yanlıştır?
A- Posterior radyasyon lezyonları anteriora göre daha uyumlu hemianopsiler yaparlar.
B- Anterior paryetal lezyonlar diskin temporal kısmında atrofi meydana gelir.
C- Temporal radyasyon lezyonlarında kontrlateral homonim superior quadranopsi meydana gelir.
D- Anterior paryetal lezyonlar kontrlateral homonim inferior quadranopsi yaparlar.
E- Paryetal lobun derinliklerindeki ana optik radyasyonlar hasara uğrarsa komple homonim hemianopsiler görülür.

Doğru cevap B seçeneğidir. Optik radyasyon lateral genikülat cisimden striat kalkarin kortekse kadar uzanır. Optik radyasyon ve görme korteksi orta ve posterior serebral arterlerle iki yönlü kan akımına sahiptir. Optik radyasyonlar arkaya doğru ilerlerken retinadan kalkan lifler birbirine daha yakın bir hal aldıklarından posterior lezyonların sebep olduğu kısmi hemianopsiler anteriora göre daha uyumludurlar. Vizüel lifler lateral genikülat cisimde sinaps yaptığından radyasyon lezyonları optik atrofi meydana getirmezler. Temporal radyasyon lezyonları kontrlateral homonim superior quadranopsi meydana getirirler. (gökteki pasta dilimi) ayrıca temporal lob tutulumuna bağlı olarak koku ve tad halusinasyonları (unsinat nöbetleri), şekilli vizüel halusinasyonlar, epilepsi ve disfazi görülür. Anterior paryetal lezyonlar kontrlateral homonim inferior quadranopsi yaparlar. (yerdeki pasta dilimi) ayrıca agnoziler, vizüel algılama güçlükleri, hastanın sağını-solunu karıştırması görülür. Paryetal lobun derinliklerindeki ana optik radyasyonlar hasara uğrarsa komple homonim hemianopsiler görülür.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 633-4

Soru 931
Striat kalkarin korteks lezyonlarına bağlı olarak hangisi yanlıştır?
A- Periferik görme alanları daha anteriorda temsil edilir.
B- Makülanın temsil edildiği sahayı orta serebral arter besler.
C- Posterior serebral arter oklüzyonunda maküla korunur.
D- Striat kalkarin korteks lezyonunda Anton sendromu görülebilir.
E- Nörolojik defekt bulunmayan izole uyumlu homonim hemianopsilerin en sık sebebi orta serebral arter tıkanıklığıdır.

Doğru cevap E seçeneğidir. Striat kalkarin kortekste periferik görme alanları daha anteriorda temsil edilir. (beslenmesi posterior serebral arterle olur.) santral maküler vizyon daha posteriorda büyük oranda orta serebral arterle beslenen kalkarin korteksin uç kısmının hemen lateralinde temsil edilir. Dolayısıyla posterior serebral arter tıkanıklığında makülanın korunmjuş olduğu uyumlu homonim hemianopsi yapar. Oksipital korteksin uç kısmının hasarında ise uyumlu homonim maküler hemianopsi meydana gelir. Korteksteki bu bulgulara ilaveten hemianopsik kısımda görülen şekilli vizüel halusinasyonlar ve körlüğün inkarı (Anton sendromu) görülür. Başka nörolojik defekt bulunmaksızın görülen uyumlu homonim hemianopsilerin %90’ında sebep posterior serebral arter hastalığıdır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 634-5

Soru 932
Myastenia gravis için hangisi yanlıştır?
A- Diplopi özellikle vertikaldir.
B- Semptomlar sabahları daha azdır.
C- Pitozis aşağı bakışla kötüleşir.
D- Tıbbi tedavide en etkili ajanlar steroidlerdir.
E- Timektomi yüksek antikor titreleri bulunan genç hastalarda %80 şifa sağlar.

Doğru cevap C seçeneğidir. Myastenia gravis iskelet kasının nöromusküler bileşke noktalarındaki post sinaptik asetil kolin reseptörlerinin harabiyeti ile karakterize otoimmün bir hastalıktır. İstemli kaslarda zayıflık ve yorulmaya sebep olur. Her 3 hastadan 2’si kadındır. Okuler, bulber ve jeneralize formları vardır. Semptomlar karakteristik olarak akşamları daha da kötüleşir. Bulber kasların tutulumu çiğneme ve yutmaya da kısmen mani olur. Fasial tutulum donuk yüz ifadesine sebep olur. Sensoryel tutulum olmaz. Okuler tutulum vakaların %90’ında mevcut olup %60 vakada ilk semptomdur. Pitozis, özellikle vertikal olarak bulunan diplopi ile psödo-internükleer oftalmopleji ve aşırı bakış pozisyonlarında nistagmoid hareketlere sebep olabilir. Pitozis yorgunluk ve ykarı bakışta daha bariz bir hal alır. Sinsi seyirli ve bilateral olsa da asimetriktir. Göz kapaklarından biri hasta yukarı bakarken elle yukarı kaldırılırsa diğer göz kapağında osilatuar hareketler görülür. Gözler depresyondan primer pozisyona doğru yaptığı sakkadik hareket sırasında görülen kısa süreli yukarı vuruş hareketine Cogan’ın seğirme belirtisi denir. Hastalar edrophonium testi ile tanınabilir. Timoma ve otoantikorlarda araştırılmalıdır. Tedavide hastaların %80’inde etkili olan sistemik steroidler kullanılır. (okuler dahil) ayrıca antikolinesterazlar ve azothiopurinde kullanılır. Cerrahi tedavide timektomi yapılır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 636-7

Soru 933
Okuler myopatiler için hangisi yanlıştır?
A- Tamamında başlangıçta yukarı bakışı tutan kronik progressif external oftalmopleji bulunur.
B- Kas tutulumu simetrik değildir.
C- Yavaş ilerleyen bir pitozis vardır.
D- Kearns-Sayre sendromunda ilaveten retinitis pigmentosa benzeri lezyonlar vardır.
E- Diplopi görülmez.

Doğru cevap B seçeneğidir. Okuler myopatilerin tamamında başlangıçta yukarı bakışı tutan kronik progressif external oftalmopleji karakteristiktir. Sonunda gözler tamamen fiske olur. Kas tutulumu simetrik olduğundan diplopi gelişmez. Ek olarak yavaş ilerleyen pitozis vardır. Üç ana formu vardır. Primer okuler myopati, okulofarenjial distrofi (ilaveten farengeal kaslarda erime vardır) ve Kearns-Sayre sendromu (diğer sistemik bulgulara ilaveten pigmenter retinopati beraberliği vardır.)
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 636-7

Soru 934
Myotonik distrofide en sık görülen okuler bulgu hangisidir?
A- Presenil kataraktlar
B- Pitozis
C- Göz içi basınç artışı
D- Işık-yakın disosiasyonu
E- External oftalmopleji

Doğru cevap A seçeneğidir. Myotonik distrofi geni 19q kromozomu üzerinde lokalizedir. Ortaya çıkışı myotonik bulgular ve pitozis iledir. Fasial erimeye bağlı olarak yüzde hüzünlü bir ifade vardır. Okuler bulguları şunlardır; presenil kataraktlar (en sık görülen okuler anomalidir.), pitozis (genelde çift taraflıdır), pigmenter retinopati, ışık-yakın disosiasyonu, düşük intraokuler basınç, external oftalmopleji.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 638-9

Soru 935
Myotonik distrofide beklenen bir bulgu değildir?
A- Presenil kataraktlar
B- Pitozis
C- Göz içi basınç artışı
D- Işık-yakın disosiasyonu
E- External oftalmopleji

Doğru cevap C seçeneğidir. Myotonik distrofi de okuler bulguları şunlardır; presenil kataraktlar (en sık görülen okuler anomalidir.), pitozis (genelde çift taraflıdır), pigmenter retinopati, ışık-yakın disosiasyonu, düşük intraokuler basınç, external oftalmopleji.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 639

Soru 936
Esansiyel blefarospazm için hangisi yanlıştır?
A- Orbikülaris ve üst fasial kasların istemsiz spazmları ile karakterize idiyopatik bir hastalıktır.
B- Okuma ve araç kullanma spazmların ortaya çıkmasını sağlayabilir.
C- Kadınlarda 3 kat daha sıktır.
D- Blefarospazm ile alt fasial ve boyun kaslarının tutulumu Breughel sendromudur.
E- Tedavide botulinum toksini ve cerrahi kullanılır.

Doğru cevap D seçeneğidir. Esansiyel blefarospazm orbikülaris ve üst fasial kasların ilerleyici, istemsiz spazmları ile karakterize idiyopatik bir hastalıktır. Ağır vakalarda fonksyonel körlük yapar. Okuma, araba kullanma, stres veya parlak ışığa bakmak spazmların ortaya çıkmasını sağlayabilir. Kadınlarda 3 kat daha sıktır. Bazı hastalrda gelişen filamenter keratite bağlı olarak okuler irritasyon gelişir. Blefarospazm ile alt fasial ve boyun kaslarının tutulumu Meige sendromudur. Breughel sendromunda ise eşlik eden mandibuler ve servikal kas tutulumudur. Tedavide botulinum toksini ve cerrahi kullanılır. Cerrahi tedavi botulinum toksinsini tolore edemeyen veya cevap vermeyen hastalara kullanılır. Cerrahi tedavide orbikülaris, korrugator ve proserus kasları çıkarılır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 69-40

Soru 937
Nörofibromatozis tip 1 için hangisi yanlıştır?
A- Von Recklinghausen hastalığı olarak bilinir.
B- En sık görülen fakomatozdur.
C- Sorumlu gen 17q11’de lokalizedir.
D- Otozomal resesif kalıtılır.
E- Nöral dokulardaki hücre büyümesi bozulmuştur.

Doğru cevap D seçeneğidir. Kalıtım otozomal dominanttır.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 640

Soru 938
Nörofibromatozis tip 2’den ziyade tip 1’de görülen göz bulgusu hangisidir?
A- Optik sinir gliomu
B- Katarakt
C- Retina pigment epiteli hamartomu
D- Epiretinal membranlar
E- Motilite defekti
Doğru cevap A seçeneğidir. NF tip 1’in okuler bulguları; optik sinir gliomu (%15 vakada ortaya çıkar. Bilateral olabilir. Posteriora ilerleme eğilimindedir.), proptozis (sfenoid kemiğin büyük kandının doğuştan yokluğuna bağlı üfürüm veya thrill ile birlikte bulunmayan pulsatil proptozis), pitozis (göz kapağı nörofibromlarına bağlı mekanik olarak gelişir.), Lisch nodulleri (vakarlın %95’inde bulunur.), ektropion uvea (glokomla birlikte olabilir.), belirgin korneal sinirler, glokom (bulunduğunda sıklıkla tek taraflı ve konjenitaldir. Glokom bulunanların %50’sinde aynı tarafta üst göz kapağında nörofibrom veya hemiatrofi bulunur.), koroidal nevüsler (yaygın, bilateral ve multifokaldir. Bu nevüsler koroidal melanom için yüksek risk oluşturur.), retinal astrositomlardır. NF tip 2’nin okuler bulguları ise; katarakt, RPE veya retinanın kombine hamartomları, epiretinal membranlar, motilite defektleridir.
Kaynak: Kanski JJ. Klinik Oftalmoloji. Çeviri Ed.: Orağlı K.M. 4.Baskı. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001. Sf 640-4